Türkiye Anestezi ve Reanimasyon Kongresi başladı

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı (TARD) Prof. Dr. Ülkü Aypar, anestezinin risk taşıyan bir işlem olmasına rağmen, bu riskin uzman bir hekim tarafından yapılması halinde, bir insanın karşılaşabileceği trafik kazası riskinden daha fazla olmadığını bildirdi.

Yayınlanma: 29.10.2009 - 10:06
Abone Ol google-news

Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği 43. Ulusal Kongresi Antalya'da başladı.
TARD Başkanı Prof. Dr. Ülkü Aypar, kongrenin açılışından önce kongre genel sekreteri ve HÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Altan Şahin ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, anestezi uzmanlarının birer hekim olduklarını, anestezistlerin cerrahi operasyon geçirecek hastayı uyutmak ve uyandırmakla görevli olduklarını söyledi.

Aypar, anestezistlerin, yoğun bakım servislerindeki durumu kritik bazı hastaların bakımları için uyutulması, kanser ağrısı çeken hastaların uyutulması, solunumu durmuş hastaların yeniden canlandırılması işlemlerini de üstlendiklerini kaydetti.

Anesteziyi ''ölümle yaşam arasındaki ince bir çizgi'' olarak tanımlayan Prof. Dr. Aypar, anestezi uzmanının bulunmadığı bazı hastanelerde, cerrahın gözetiminde, bu konuda eğitimli hemşirelerin ya da sağlık teknisyenlerinin de anestezi verebildiklerine işaret etti.

Anestezi hekimlerinin altı yıllık tıp eğitiminin ardından 4-5 yıl süren uzmanlık eğitimi aldıklarına işaret eden Aypar, 2-3 aylık eğitimler alan cerrahların anestezi uzmanı hekimin işlevini görmesinin mümkün olamayacağına dikkati çekti. Bu nedenle, ameliyata girecek hastaların anestezi uzmanını tanımak istediklerini ısrarla talep etmeleri gerektiğini vurgulayan Aypar, cerrahın ancak kendi yapacağı ameliyata yoğunlaşabileceğini, anestezi uzmanının ise operasyon boyunca hastasının her nefes alışverişini takip ettiğini kaydetti.

Anesteziden ölümler

Anestezi hatalarından ölümlere ilişkin Türkiye'de bir istatistik tutulmadığına da değinen Prof. Dr. Aypar, şu bilgileri verdi:
''Örneğin Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde geçen yıl 27 bin operasyon yapıldı, anestezi hatasından ölen olmadı. ABD'de, 1996-2000 yılları arasında hastaneye sağlıklı olarak müracaat edip operasyon geçiren 200 ile 300 bin hastadan ancak biri anestezi hatasından hayatını kaybetmiş. Türkiye'de bu konuda sağlıklı bir istatistik bulunmuyor. Anestezi risk taşıyan bir işlemdir ama ehil eller tarafından yapılırsa bu risk trafik kazası riskinden daha fazla değildir. Her hasta anestezi alabilir. Artık, hamileler de hamileliklerinin ilk üç ayından sonra anestezi alabiliyorlar.''

Türkiye'de anestezi uzmanı hekim sayısının 2 bin 971 olduğunu da açıklayan Aypar, nüfusu Türkiye'ye yakın olan Almanya'da 7 bin, İngiltere'de 7 bin 400 anestezi uzmanı bulunduğunu ifade etti. Türkiye'deki anestezi uzmanının sayısının yetersiz olduğunu bildiren Aypar, hekimlerin ihtisas alanlarını seçerken, daha fazla para kazanabilecekleri, nöbeti olmayan, daha rahat bir yaşam sürebilecekleri bir dalı seçtiklerini, bu yüzden anestezi uzmanı sayısının yetersiz kaldığını belirtti.

Anestezi uzmanlarının işlevinin yeterince bilinmemesinden ötürü tanınmadıklarını ve hak ettikleri değeri görmediklerinden de yakınan Prof. Dr. Ülkü Aypar, bir hastanın gazeteye verdiği ''Teşekkür'' ilanında cerrahının, hemşiresinin adının geçmesine rağmen, operasyonda önemli bir görev yüklenen anestezi uzmanının adının dahi anılmadığını söyledi.

9 yıl uyutulan hasta

Bazı kritik hastaların uzun süre uyutulabildiklerinin de altını çizen Prof. Dr. Aypar, kendi eşinin de üniversitede ders verirken beyin kanaması geçirdiğini, eşinin 1,5 yıla yakın bir süre uyutulduktan sonra hayatını kaybettiğini anlattı.

İngiltere'de bir hastanın 9 yıl uyutulduktan sonra sağlığına kavuşarak uyandırıldığını ve geçmişini hatırlayarak normal yaşamına döndüğünü kaydeden Aypar, uzun süreli uyutma işlemlerini de anestezi uzmanlarının yaptığını bildirdi.

Hastaların tepkileri

Prof. Dr. Ülkü Aypar, anestezi alan hastaların, operasyonun ardından uyandırılırken çeşitli tepkiler verebildiklerine de anlatarak, kiminin aşırı ağlama ya da gülme şeklinde tepki verdiğini, kimi hastaların ağza alınmayacak küfürler edebildiklerini, kimilerinin de bazı itiraflarda bulunabildiklerini belirtti.

Anestezide kullanılan sodyum pentatol adlı kimyasalın, kimi istihbarat örgütlerince, zanlılara doğruları söyletmek, itiraf ettirmek için belli dozda verildiğini de ifade eden Aypar, ''Kadınların pek korkusu yok. En çok erkek hastalar, anesteziden uyanırken, bilinç dışı şeyler söylemekten korkuyor'' diye konuştu.

Öte yandan kongrede, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Ankara Olgunlaşma Enstitüsü'nün hazırladığı Atatürk konseptli defile de sunuldu. Doktorların büyük beğenisini kazanan defile, yoğun ilgi üzerine 10. yıl marşı eşliğinde ikinci kez sahne aldı. Bazı doktorlar defileyi göz yaşları içinde izledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler