Türkiye, 'Basın özgürlüğüne saygı' açısından 127. sırada

UNESCO tarafından 3 Mayıs 1991'de Namibia'nın Windhoek kentinde düzenlenen ''Bağımsız ve Çoğulcu Afrika Basınının Geliştirilmesi'' başlıklı konferansta bir bildiri yayımlandı. Birleşmiş Milletler daha sonra bu bildirinin yayımlandığı günü Dünya Basın Özgürlüğü Günü ilan etti. Bildiride, bir ülkede demokrasinin yerleşmesi ve ekonomik gelişmenin sağlanması için basının bağımsız, çoğulcu ve özgür olması gereği vurgulanıyordu. Bu yılki Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nün teması ''Bilgi Özgürlüğü: Bilme Hakkı'' olarak belirlendi.

Merkezi Paris'te bulunan uluslararası basın örgütü Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), her yıl yaptığı araştırmalar sonucunda, basın özgürlüğüne saygı açısından ülkelerin sıralandığı bir rapor yayımlıyor. RSF, ''Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması''nı, dünyanın çeşitli ülkelerinden 110 muhabir, 10'a yakın temsilcilik, ulusal basın özgürlüğü kuruluşları ve bu alanda çalışan insan hakları savunucularından yararlanarak 50'yi aşkın soruya bulduğu yanıt, tespit ve istatistiklerle oluşturuyor. Örgütün raporuna göre, 2008 yılında 102. sırada bulunan Türkiye, geçen yıl 20 sıra birden gerileyerek 175 ülke arasında 122'nci sırada yer aldı. Türkiye'nin 2007 yılında ise basın özgürlüğüne saygı sıralaması 101 idi. Türkiye bugün ''basın özgürlüğüne saygı'' sıralamasında daha da gerilerde görülüyor. Örgütün bu yılki raporuna göre, Türkiye geçen yıla göre beş sıra daha gerileyerek 175. ülke arasında 127. sırada yer aldı.

Türkiye Gazeteciler Sendikası verilerine göre de geçen yıl sendikal haklardan yoksun binden fazla basın emekçisi işten atıldı, halen gazeteciler hakkında açılmış 700 civarında dava bulunuyor. Türkiye'de 40 gazeteci de tutuklu olarak yargılanıyor.