''Türkiye değişim sürecine girdi''

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, kamu yönetimi reformu ve anayasa değişikliği çalışmalarının, Türkiye'deki devlet anlayışında, devlet odaklı yönetiminden halk ve millet odaklı yönetime geçişi sembolize ettiğini söyledi.

''Türkiye değişim sürecine girdi''
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.05.2010 - 12:38

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Fatih Üniversitesi Spor Kültür ve Sağlık Daire Başkanlığı'nca düzenlenen ''Sıralardan Kürsülere Bir İnsan Portresi: Ömer Dinçer'' söyleşisinde yaptığı konuşmada, uzun zamandır uzak kaldığı bir öğrenci grubuyla karşılaşmanın kendisini heyecanlandırdığını ifade etti.

Ağır bir ekonomik kriz döneminden geçildiğini, krizin tüm dünyada etkili olduğunu belirten Dinçer, son zamanlarda dünyada ekonomik bir iyileşme söz konusu olduğunu ama krizin sosyal etkilerinin halen devam ettiğini, bu etkilerin 2012 yılı sonuna kadar süreciğini tahmin ettiğini anlattı. Dinçer, sosyal etkilerden daha erken kurtulmak için çaba gösterdiklerini söyledi.

Kriz nedeniyle işsizliğin, ABD de dahil tüm dünyada çok önemli oranda arttığına işaret eden Dinçer, bu oranın İspanya'da yüzde 20, Doğu Avrupa ülkelerinde yüzde 15'in üzerinde olduğunu belirtti. Dinçer, işsizlikten az etkilenen ülkelerin ise Brezilya ve Almanya olduğunu kaydetti.

Türkiye'de ise işsizliğin yüzde 14,5 gibi bir orana ulaştığını belirten Dinçer, ''İşsiz olmak, sadece istatistiki rakamlarla telaffuz edecek kadar kolay değil. Bunun sosyal etkileri var. Bu kadar ağır işsizlik ne için var? Çünkü çok genç nüfusumuz var. Bu bizim için her zaman övünülecek bir durum ama eğer iş kapasitesi ve yeni iş imkanları yaratamıyorsak bu bizim için ciddi bir sorun oluşturuyor. Her yıl ortalama 700 bin genç iş yaşamına giriyor. 2009'da 950 bin kişi çalışma hayatına atıldı. Geçen yıl 750 bin yeni istihdam alanı oluşturduk. Başka ülkeler için bu rakam inanılmaz'' diye konuştu.

İş dünyasında, organize sanayi sitelerinde veya gazetelerde sürekli ''eleman aranıyor'' ilanlarının bulunduğunu, diğer taraftan ise işsizlik olduğuna dikkati çeken Dinçer, bu durumun, vasıfsızlık ve meslek sahibi olamamaktan kaynaklandığını aktardı.

Üniversitede okuyanların, genellikle mezuniyetten sonra yönetici olacağını veya masa başında çalışacağını sandığını belirten Ömer Dinçer, insanların çoğunun kendi mesleğini icra etmek için hayata hazırlanmadığını, öğrencilerin üniversiteyi bitirdikten sonra işsiz kalmak istemiyorsa işini iyi bilmek zorunda olduğunu ifade etti.

''Üniversite mezunlarının yüzde 45'i işsiz"

''Mutlaka her birimiz bir işi rakiplerimizden daha iyi bilecek şekilde bilgi ve donanımla kendimizi hayata hazırlamalıyız'' diyen Bakan Dinçer, Türkiye'de şu anda lise mezunlarının yüzde 70'inin, üniversite mezunlarının da yüzde 45'inin işsiz olduğunu söyledi.
Dinçer, ''İşsizliğin çözümüyle alakalı olarak, son yıllarda hükümetimiz demokratikleşmeye önem vermesinden hareketle genellikle muhalefet, 'Bu kadar işsizlik varken bizim neyimize demokratikleşme? Terör varken demokratikleşme çabası neden?' şeklinde ifadelerde bulundu. Ülkenin asli meselelerini, birikmiş tarihi sorunlarını çözmek için çalışıyoruz. Demokrasinin ekonomik gelişmeyle, barışı artırmayla, Türkiye'de terörü çözmeyle doğrudan ilgisi var'' diye konuştu.

''Türkiye değişim sürecine girdi''

Hükümet olarak, 2003'ten bu yana demokratikleşme üzerinde çok ciddi çalışmalar yaptıklarını belirten Dinçer, OHAL'in kaldırıldığını, bunun demokratikleşmeyle ilgisinin bulunduğunu anlatarak, şunları söyledi:
''Bir vatandaş kendi köyünden ili, ilçesine giderken onlarca kez durdurulup, 'nereye gidiyorsun' deniliyordu, kimlik soruluyordu. Türkiye'de artık böyle şeyler yok. Türkiye'de Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekterliğine sivil birinin atanmasıyla ilgili düzenlemeler yaptık. Güvenlik mahkemelerini kaldırdık. Örgütlü suçlar tanımını kaldırdık. İki insan yan yana gelip kitap okusaydı örgütlü suç kapsamına alınabilirdi. Son zamanlardaki demokratikleşme çalışmalarının iktisadi gelişmeye katkısı olacaktır.''

Türkiye'de 2002'de Gayri Safi Milli Hasıla'nın 200 milyar, şimdi ise 700 milyar dolar olduğuna dikkat çeken Bakan Dinçer, kişi başına Gayri Safi Milli Hasıla'nın 9 bin dolar olduğunu, bu rakamın 2023'de 20 bin doları aşmasını hedeflediklerini bildirdi.

Türkiye'de toplumsal tasarrufların son yıllarda arttığını vurgulayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, şöyle devam etti:
''Türkiye'de son zamanlarda iktisadi ve demokratik gelişmelerde paralellik var. Bu durum, aynı zamanda sosyal yaşamı rahatlatacaktır. Türkiye'de üç ana hususa ciddi tepki gelmiştir. Bunlar, 2004-2007 yılları arasında kamu yönetimi reformu, 22 Temmuz seçimlerinden sonra anayasa değişikliği ve Milli Birlik ve Beraberlik Projesi'dir. Üçü de aynı gerekçeyle tepkileri ortaya çıkarmıştır. Kamu yönetimi reformu ve anayasa değişikliği çalışmaları, Türkiye'de devlet anlayışında, devlet odaklı yönetimden halk ve millet odaklı yönetime geçişi sembolize eder. Paradigma değişikliği vardır. Merkezdeki devleti değiştirip oraya milleti koyuyor. Devleti korumak yerine milletin ihtiyaçlarını ve ona hizmeti esas alıyor. Bu durum, Türkiye'de statükoyu rahatsız etmiştir.''

Türkiye'de, temel hakların sürekli tartışma konusu olduğunu belirten Bakan Dinçer, ''Türkiye'de sosyal barış artarsa, diyalog artarsa, kardeşçe yaşanırsa kime zarar gelebilir? Kim zarar görür? Türkiye'de her şey huzur içerisinde olursa kim bundan zarar görür? Hiç kimse zarar görmez aslında. Demokratikleşmenin ülkeyi böleceği, Cumhuriyetin zarar göreceği kavramsal olarak psikolojik bir baskıdır. Türkiye değişim sürecine girdi. Bundan geri dönmek yok. Yaptığımız çalışmalar Türkiye'de değişim ihtiyacını ortaya çıkarmıştır'' diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler