Türkiye için senaryolar
John Hopkins Üniversitesi araştırmacılarının hazırladığı raporda, Türkiye'nin 2023'te muhafazakârlaşması, askeri yönetimle idare edilmesi ya da baskın siyasi akımların uzlaşması halinde karşı karşıya kalacağı tablolar inceleniyor. Raporda, 2014’te Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması ihtimaline de yer veriliyor.
John Hopkins Üniversitesi araştırmacılarının hazırladığı 75 sayfalık raporda, Türkiye’nin 2023’te muhafazakârlaşması en olası senaryo olarak görülüyor. Raporda, 2014’te Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması ihtimaline de yer veriliyor. Raporun sunumunda konuşan Cornell, “Uzun vadede Türkiye laik kalmazsa demokratik olamaz” dedi.
Washington’da Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yaşına gireceği 2023 yılındaki siyasi manzarasına yönelik bir rapor sunuldu.
John Hopkins Üniversitesi’ne bağlı Orta Asya-Kafkasya Enstitüsü İpek Yolu Çalışmaları programı araştırmacılarından Halil Karaveli ve Svante Cornell tarafından kaleme alından raporda, Türkiye’nin 2023’te İslamcı akımlar nedeniyle daha muhafazakâr olacağı, baskın siyasi akımların demokratik uzlaşı yoluna gidebileceği veya ülkeye askeri yönetim gelebileceği şeklinde üç senaryo yer aldı.
75 sayfalık raporda, Türkiye’nin daha muhafazakâr bir ülkeye dönüşmesinin en olası senaryo olduğu görüşü yer aldı. Raporun sunumunda konuşan Cornell, Türkiye’nin demok-ratikleşme sürecinde laikliğin önemine değinerek “Uzun vadede Türkiye laik kalmazsa demokratik olamaz” şeklinde görüş bildirdi. Karaveli ise 1980 darbesinin ülkede sol akımları yok ederek İslamcı siyasete kapı açtığını kaydetti. Raporda laik ve dini muhafazakâr güçlerin yanı sıra milliyetçiliğin ve etnik bölücülüğün ülkeyi zıt yönlere çektiği ve bu tür bir siyasi istikrarsızlık ortamında demokrasinin korunmasının çok zor olduğu görüşü yer aldı.
Muhafazakâr akımlara destek
Raporda ABD ve AB’nin ülkedeki İslami muhafazakâr akımları desteklediği ancak dini muhafazakârlığın arttığı bir Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinin zayıflayacağına dikkat çekildi. Raporda laik cumhuriyetin uzun vadede Türkiye-ABD ilişkileri için daha sağlam bir zemin olacağı görüşü işlendi. Raporda ayrıca Türk ordusunun dini muhafazakârlığın arttığı değişen sosyal çevreye uyum sağlamak zorunda kaldığı belirtildi ve “Kürt sorunu ordu ve siyasi İslam arasında olası kalıcı bir uzlaşı için zemin hazırlıyor” ifadeleri kullanıldı.
Türkiye’de İslami akımlar demokratik olarak nitelenirken laik çevrelerin “otoriter” olarak tanımladığına işaret edilen raporda yer alan senaryolar şöyle:
1. senaryo: Cumhuriyet’in 100. yıldönümünü kutlayan Türkiye Atatürk’ün hedeflediğinden çok daha muhafazakâr bir ülkedir. Şeriat ile yönetilmez ancak İslami muhafazakârlık yerleşik baskın bir sosyal güce dönüşmüştür. 2011 seçimlerini yine AKP kazanır, CHP marjinalleşir. 2014’te halk arasında yapılan ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerini Tayyip Erdoğan kazanarak cumhurbaşkanı olur. Erdoğan 2019’da yeniden cumhurbaşkanı seçilir. 2011’de Abdullah Gül Anayasa Mahkemesi’ne İslami yönlü yargıçlar atar, dönemin Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, Atatürk’ün ilkelerine saygı gösterilmesine yönelik bir açıklama yayınlar ancak yabancı yatırımcıları korkutmaktan çekinen ve Washington’dan darbe için yeşil ışık alamayan ordu İslami muhafazakâr hükümetle eskisi gibi çalışmayı sürdürür. AKP Kürt meselesini kontrol altına alır.
Baykal istifaya ikna edilir...
2. senaryo: Türkiye muhafazakârlıkla laikliği uzlaştırır. AKP küresel ekonomik kriz ve parti içi yolsuzluklar nedeniyle darbe alır ve Erdoğan 2011 seçimlerini kaybeder. AKP’nin çöküşü İslami akımların yenilgisi anlamına gelmez. AKP içinden yeni bir lider yeni bir parti ile çıkarak hem İslami kesimin hem de laik çevrelerin desteğini alacak şekilde kendini orta sağa yerleştirir. DTP’nin kapanmasından sonra Güneydoğu’da milliyetçi Kürt bir parti kurulmasını önlemeye çalışan ordu bu yeni partiye üstü kapalı destek verir. CHP lideri Deniz Baykal istifa etmesi için ikna edilir ve CHP’nin başına Kemal Kılıçdaroğlu geçer. CHP Avrupa tarzı modern, sosyal demokrat merkezci bir parti olarak AB’nin de desteğini kazanır.
Darbe en düşük olasılık
3. senaryo: İslami muhafazarkârlık ve laiklik arasındaki gerginlik kontrol edilemez hale gelir. AKP laikliğin yeniden tanımlandığı ve dine çok daha geniş yer veren yeni bir anayasa hazırlar. Erdoğan ve Gül ordunun müdahalede bulunmayacağı yönünde yanlış hesaplama yapar. Ordu 2011’de AKP hükümetini devirir. Askeri yönetimin gelmesi İslami hareketin radikalleşmesine neden olur. Raporda bu senaryo en düşük olasılık olarak gösteriliyor.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı