"Türkiye sarsıntıyı az hissetti"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonunun (TUSKON) Genişletilmiş Yönetim Kurulu toplantısına katıldı.

Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantı sonrasında gazetecilere açıklama yapan ve soruları yanıtlayan Babacan, Yunanistan ve benzer problemler yaşayan ülkelerin ortak sorununun, kamu borç stoklarının hızlı artış eğilimi olduğuna değindi.

Yunanistan'daki krizin etkilerine ilişkin bir soru üzerine Babacan, Türkiye'nin geçen yıl açıkladığı orta vadeli çıkış stratejisiyle borç stoğunu nasıl kontrol altında tutacağını açıkladığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

''Türkiye'nin sorun yaşayan ülkelerle benzer bir sorunu yok. Öte yandan ülkelerin özellikle AB içindeki, avro bölgesindeki ülkelerin birbiriyle çok yoğun kredi ilişkisi var. Türkiye'nin Avro bölgesinde olmaması, finansal ilişki, borç-alacak ilişkisi açısından bu ülkelerle fazla bağının olmaması ya da risklerin çok düşük noktalarda olması ülkeyi önemli ölçüde türbülanstan koruyacaktır. Bize endirekt etkisi ne olabilir? Eğer Avro bölgesinde ekonomik yavaşlama olursa, tüketim azalacağından ihracatımızda olumsuz etkilenme olacaktır. Bizim genel anlamda finans sektörümüzün o ülkelerle çok yoğun ilişkisi yok. Hem finans sektörü hem genel ekonomik finans yapısı açısından nispeten daha izole bir durumdayız. Ama dünya genelinde büyük bir deprem, büyük bir sarsıntı olduğunda tabii dalgaları kuşkusuz hissetmemek mümkün değil. Ama finans sektöründeki korunaklı yapısı, sağlam kamu maliyesi yapısıyla Türkiye bu ortamda çok daha korunaklı şekilde, çok daha az etkilenen şekilde bu dönemi geçecektir diye bekliyoruz. Türkiye için orta vadeli programın bundan sonraki yıllarda gereğini yerine getirdikten sonra endişe edecek bir şey yok.''
 

''İpin ucu elden kaçmamıştır, zamannıda tedbir alabilirler''

Ali Babacan, Türkiye'nin küresel krizi en derin şekilde 2008'in sonuna doğru, 2009 başında yaşadığının altını çizerek, ''Onca sarsıntıya rağmen Türkiye ekonomisinin yapısal olarak ne kadar güçlü olduğunu gördük. Bu son olaylar başlangıç aşamasındadır. Henüz ipin ucu elden kaçmamıştır. Onun için o ülkelere benim çağrım, zamanında tedbir almaları yönündedir. Ama nereden bakarsanız bakın Türkiye'nin artık kamu maliyesi ve finans sektörünün yapısı böylesine dış etkenlere karşı çok daha korunaklı hale gelmiştir. Tabii ki fırtına çıktığında, yoğun bir sarsıntı yaşandığında bunları Türkiye'de az çok hissedeceğiz. Önemli olan Türkiye'nin diğer ülkelere karşı pozisyonunu daha iyi korumasıdır. Bunu koruyacağı konusunda da herkes hem fikir'' şeklinde konuştu.

Türkiye'nin olumlu bir şekilde ayrıştığını, yabancı basında şimdiye kadar hiç görülmediği kadar Türkiye-Avrupa mukayesesi yapıldığını ifade eden Babacan, ''Biz geleceğimize, ülkemize, ekonomimizin güçlü yapasına güveneceğiz. Türkiye'nin önü açık. Bu yolculuktur. Yolun zor kısımları olur, kar yağar, fırtına olur, yol bazen daralır, bazen genişler, ama Türkiye bu yoluculuğa devam edecek. Hedefi, yönü belli'' dedi.
 

''İngiltere'nin istikrarı dünyanın istikrarıyla alakalı''

İngiltere'de koalisyon hükümetinin kurulmasıyla başlayacak yeni döneme ilişkin bir soru üzerine de Babacan, İngiltere'nin de ekonomik verilerinin hiç iç açıcı olmadığını ve yüksek kamu borcu, bütçe açığı bulunduğunu, bu konuda henüz tedbir alınmadığını söyledi.
Beklentisinin İngiltere'de kurulacak yeni koalisyon hükümetinin koalisyon kontratına alınacak tedbirleri yazması ve bir an önce ne yapacaklarını açıklaması olduğunu ifade eden Babacan, ''İngiltere büyük bir ekonomidir. Yunanistan ve İspanya'ya benzemez. Dünya finans sisteminde çok daha ağırlığı olan ekonomidir. İngiltere'nin istikrarı sadece İngiltere ile ilgili değildir, dünyanın ekonomik istikrarıyla alakalıdır. Dolayısıyla koalisyon hükümetinden beklentimiz; bizim geçen sene Eylül'de yaptığımız gibi orta vadeli program açıklamaları, borç stoklarını nasıl kontrol altında tutacaklarını bir an önce açıklamalarıdır. Koalisyon hükümetinden acil beklentimiz budur'' diye konuştu.