"Üst düzey bir PKK'lı yakalanmıştır"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK'nin üst düzeyinden birinin İstanbul'da yakalandığını açıkladı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Şu anda, ismini söylemeyeceğim PKK örgütünün üst düzeyinden biri İstanbul'da yakalanmıştır" dedi.
Arınç, Bursa'dan yayın yapan Bursa TV'de konuk olduğu bir programda kadın gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir basın mensubunun, ''Meclis'te özellikle PKK'nın siyasal simgesi olan kişilere sayın denmesine nasıl baktığınızı bilirken, PKK'nın para bastığı ortaya çıktı. Bunları nasıl yorumluyorsunuz?'' şeklindeki bir soru üzerine Arınç, şöyle konuştu:
"PKK, bir terör örgütü, Türkiye'nin başının belası. Sadece bizim değil, çevremizdeki ülkelerde de çok büyük rahatsızlıklar meydana getiriyor. 30 yılı geçti, bu örgütle mücadele ediyoruz. 24-25 şehidimizle birlikte çok üzüldüğümüz, gözyaşı döktüğümüz, sıkıntı duyduğumuz günlerden bugün terörle mücadelede en başarılı noktaya geldik. Açık yüreklilikle söylüyorum, son 3 aydır güvenlik güçlerimizin, başlarında komutanları ve amirleriyle sınır içi ve dışında, dağda, şehir merkezinde yürüttükleri tüm operasyonlar başarılı olmuştur. Şu anda, ismini söylemeyeceğim PKK örgütünün üst düzeyinden biri İstanbul'da yakalanmıştır. Bizim için çok önemliydi Amanos Dağları'nda sayıları 50'yi geçmediği bilinen örgütün bir şebekesi, yıllardır zarar veriyordu. Amanoslar, coğrafi bakımdan girilmesi, mücadele edilmesi zor yerlerdi. Hatay'da, İskenderun'da askeri birliğe ve polislere karşı saldırı düzenlemişlerdi. O günden bu yana Başbakanımız, talimat vermişti 'Amanosları temizleyeceksiniz' diye. Amanoslar şimdi temizlendi. Bütün örgüt üyeleri, elleri kırıldı, çökertildi, silahlarıyla birlike yakalandı. Umarım Amanoslar'dan bir daha saldırı duymayacağız.''
"Operasyonlar devam ediyor"
Siirt, Bitlis, Hakkari, Yüksekova ve Şırnak'ta operasyonların devam ettiğini belirten Arınç, şöyle devam etti:
''PKK, dış destekli terör örgütü ve dış destekli olması, bu mücadeleyi zorlaştırıyor. Uyuşturucu, sigara trafiğini onlar yönetiyor. Dışardan haraç yoluyla topladıkları paraları gönderiyorlar. Bunların yanında para basmak veya gayri hukuki suç örgütleriyle ilişki kurmak, onlar için çok olağan. Topyekun mücadele içindeyiz. ABD, iki kez karar aldı, belli isimleri kara listeye koydu, onların mal varlıklarını dondurdu. Onları uyuşturucu suçuyla itham etti. Onlarla ilgili çok önemli kararlar aldı. AB üyesi ülkelerden de buna benzer kararlar çıktı. Bu, onların işlerini zorlaştırıyor. Mücadeleyi daha iyi sonuca ulaştırmamız için dış desteğe ve onların kaynaklarını kurutacak tedbirlere ihtiyacımız var.''
Dersim sorusu...
Bir gazetecinin Dersim tartışmalarına ilişkin sorusu üzerine Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dersim olaylarına ilişkin, ''Devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ben diliyorum, CHP'nin de bu olaylarla ilgili özür borcu var'' dediğini anımsattı.
Arınç, geçen guma günü Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonunu kabul ettiğini anlatarak, bunların içinde Seyit Rıza'nın torunu Rüstem Polat'ın da yer aldığını söyledi.
Ziyarette yetkililerin, Dersim Dernekleri Federasyonu olarak daha önce yaptıkları çalışmaların dosyalarını getirdiklerini belirten Arınç, şöyle konuştu:
''250'den fazla olayların canlı tanıklarıyla, çocuklarıyla yapılmış röportajları içeren CD'leri, takvimleri getirdiler. 'Sayın Başbakanın olayla ilgili açıklamalarını takdirlere izliyoruz. Bu bizim tarihimizdir. Bu tarihimizden dolayı ızdırap çeken binlerce, milyonlarca insan var. Bunların arkasından kan gütmüyoruz intikam duygusuyla da hareket etmiyoruz. Bu acıyı günün birinde, birisinin kabul etmesi gerekiyordu. Bu da Başbakandır. Hemşehrimiz olarak sayın Kılıçdaroğlu'ndan da aynı tavrı bekliyorduk ama O'nu bulamadık. Size gelişimizin sebebi de TBMM'de araştırma komisyonu kurulabileceğini, Dersim olaylarıyla ilgili bir rapor hazırlanabileceğini söylemiştiniz, biz bunu da çok önemsiyoruz. Böyle komisyon kurulabilir mi? siz ne yaparsınız?'' diye sordular. Cin şişeden çıktı, Dersim üzerindeki ambargo kalktı. Dersim konuşulamaz, üzerinde durulamaz bir noktaydı. Tarihimizdeki böyle karanlık noktalar olduğunu biliyorum. Yakın tarihe merakım var. Özellikle tek partili siyasi dönemde devletin, parti olduğu dönemde, şüphesiz buna benzer çok yanlışlıkların olduğu çiziliyor ve yazılıyordu.''
''Gerçekler araştırılıyor''
Bülent Arınç, Dersim olaylarının binlerce, insanın ölümüne yol açtığı, bir o kadarının sürgünlere gönderildiği, çocukların aileler yanına evlatlık olarak verildiğinin bilindiğini söyleyerek, ''Tarihimizin acı sayfalarını tekrar gündeme getirmenin Türkiye ve bundan sonraki siyaset açısından da ne kadar faydası var, tartışmayacağım. Siyasetçiye düşen, toplumsal barışmayı temin etmek için Türkiye'deki bu travmaları ortaya koyması lazım. Bu travmanın sebep ve sonuçlarını ortaya koyması lazım. Bundan sonra böyle olayların yaşanmamasının tedbirlerinin alınması lazım'' dedi.
Arınç, şunları kaydetti:
''Savcılar, hakimler, inceleme yapıyorlar, davalar açıyorlar. 12 Eylül darbesi, yargıya havale edildi, 28 Şubat darbesi veya postmodern darbesi yargıya havale edildi. Demek ki, yasalara aykırılık bugün suç olarak kabul ediliyor. İnsan hakları ihlalleri, kötü muamele, işkence Türkiye'de sıfır toleransla karşılanabiliyor. Dersim için böyle kabulde bulunursak, Dersim'in konuşulması, araştırılması da mümkün hale gelebilir. 'Devlet yanlış yaptığı için 1937 olayları nedeniyle Tunceli, Dersim halkına böyle işkence reva görülmüştü. Ama bunlar, o dönemde kaldı, o dönemin CHP'si hükümeti yok. Türkiye'de yeni dönem başladı. Bu acılar yaşanmayacak. O tarihlerde ölenlerden, onların yakınlarından, sürgün edilenlerden, özür diliyoruz, onlarca kucaklaşıyoruz. Bundan sonra böyle acı yaşanmayacak' dese Hükümet de büyür CHP de büyür. Bunları yapanlar da utanır mahcup olurlar.''
"Kılıçdaroğlu'nun liderlik sorunu var"
Bir gazetecinin CHP'yle ilgili sorusu üzerine Arınç, ''CHP içindeki iç meseleleri hiç konuşmayalım. O onların iç meselesi olsun ama Kılıçdaroğlu'nun bir genel başkanlık ve liderlik sorunu olduğu açık. Dolayısıyla CHP kendi içinde bütün dinamikleriyle bu eksiği giderecektir'' ifadelerini kullandı.
"Bizim kimliğimiz muhafazakar demokrat kimliktir"
Arınç, partilerin kimlikleri olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Bakınız partilerin kimlikleri vardır. Bizim kimliğimiz muhafazakar demokrat kimliktir. Nedir, ne anlama gelir? Geçtiğimiz kongrelerde, siyaset akademisinde bunları konuştum. Sağcı parti, solcu parti kalmadı. Sosyal demokratlar var, demokratik sol var, sosyalist var, merkezciyim diyenler var, merkezi sağdayım diyenler var. Şimdi biz muhafazakar demokrat bir parti olmamıza rağmen ben Meclis Başkanlığımda ve diğer dönemlerde, Avrupa'ya gittiğimizde veya Avrupa'dan konuklarımız geldiğinde bize hep sosyal demokrat bir parti gözüyle baktıklarını gördüm. CHP'yi sosyal demokrat parti olarak kabul etmiyorlar. Sizin icraatlarınıza bakıyoruz, yaptığınız icraatların hepsi bizde sosyal demokratların yaptıkları diyorlar. Bizim AB'de müzakerelere başlamamızın ve Türkiye'ye olumlu kanaatlerin büyümesine yol açan şey bizim hükümette yaptığımız icraatların, fikir ve ifade özgürlüğü, anayasa değişikliği, eğitimde, sağlıkta ve diğer sektörlerde yaptığımız hizmetler insan odaklı ve vatandaş odaklı hizmetlerdir. Gerçek bir sosyal demokrat partisinin de insana yönelik, insani tüm faaliyetlere bir sosyal gözle bakması gerekmektedir.''
"Bütün hazırlıklarımız tamamdır"
Memur-Sen Bursa Temsilciliği hizmet binasının açılış törenine katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, burada yaptığı konuşmada, bu yıl, dönemi geldiğinde bütün sendikaların masaya oturduğunu ve anayasal değişiklik doğrultusunda yasal değişikliklerin yapılmasını istediğini, hükümetin de buna 'evet'' dediğini hatırlattı. Bülent Arınç, şöyle devam etti: ''Şimdi bütün hazırlıklarımız tamamdır. Yasada değişiklik yapılacak ve Memur-Sen'in görüşleri, mücadelesi doğrultusunda yasa değişikliği yapılıp toplu sözleşme imzalanacak. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Ama 'hayır, hayır' diye yırtınanların şimdi 'nerede toplu sözleşme' deyip ortalıkta dolaştığını görünce 'kardeşim sen şurada bir otur bakalım, senin bunları konuşmaya hakkın yok, milletin kafasını da bulandırma, Memur-Sen ne yapacağını bilir, hükümetle bu konuyu müzakere etti, yasal değişiklik yapılacak, toplu sözleşme imzalanacak'. 'Gecikiyor...' Bu haklarda gecikme olmaz. Ne zaman imzayı atarsanız, hakların başladığı tarih bellidir, birikmiş olarak alırsınız, cebinize koyarsınız, cebinize daha çok para girer kardeşim. Ne istiyorsunuz? Olacak bu iş. AK Parti demişse bu iş olacak. Kim yol gösterdi bize? Memur-Sen gösterdi. Öbürlerine kalsaydı yanmıştık. Ne toplu sözleşme olurdu ne bilmem ne olurdu. Bu iş olacak kimsenin kafası karışmasın. Çalışanları üzmeyin. Çalışanların arasına fitne fesat sokmayın.''
Arınç, 9 yıllık hükümetleri döneminde bugüne kadar el atılamayan, üzerinde durulmayan, ihmal ve gözardı edilen ne kadar iş varsa onları tek tek çözdüklerini ifade ederek, ''Sözleşmeliler, geçici işçiler, şunlar, bunlar. Geçmişten bu yana önce 227 bin, arkasından bir o kadar, bunların hepsini hamdolsun yerine getiriyoruz'' dedi. Çalışanların, emekleri, alın terleri, göz nurları karşısında hak ettikleri maaşları da ücretleri de almalarından, sosyal ve özlük haklarından mutlaka en iyi ölçüde yararlanmalarından yana olduklarını belirten Arınç, ''Bunu bir kamu personel rejimi gibi de düşünebilirsiniz. Arada bazı tedbirleri zaman zaman aldığımızı da biliyorsunuz. Son çıkan kanun hükmünde kararnamelerle işin bir boyutu çözülmüştür ama diğer bir boyutu biraz açıkta kalmıştır. Bazen çelişkiler oluşmuştur, bunların hepsini uygulamalar sırasında gidereceğimizden emin olabilirsiniz'' diye konuştu.

En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu farkı açıyor!
-
Nereden çıktı bu ‘kurucu önder’ lafı?
-
İsrail Şam'ı vurdu!
-
Oyuncu Şinasi Yurtsever hayatını kaybetti
-
MSB'den açıklama geldi!
-
İmamoğlu’nun şansı
-
Özgür Özel istifasını istemişti: Yusuf Özcan istifa etti
-
Yeni Akit yazarı görevinden uzaklaştırıldı
-
AKP'li başkanın eşine ‘kritik’ atama
-
Kanserle mücadele eden Tanyeli'den kötü haber!