‘Varoluşumuz için savaşmalıyız’
Nesrin Kazankaya’nın yazdığı, yönettiği ve oynadığı yeni oyunu “Aklımda Bir Yer” bugün ilk kez sahneleniyor. Oyunu yazarken “Bir tek ‘tilki’ metaforu için bizzat bir tilki ilham verdi bana” diyor. Kültür Bakanlığı’nın Tiyatro Pera’yı görmezden geldiğini ve her yıl olduğu gibi bu yıl da ödenek desteği alamadıklarını söyleyen Kazankaya, “Varoluşumuz için savaşmak zorundaydık” diyor.
Üreten ve çalışan sanatçılar neden görmezden geliniyor? Nerede hak, adalet, eşitlik! Bu soru ile yazıma başlamak istiyorum. Çünkü bu soruyu birbirimize sormaktan hiç sıkılmıyoruz. Bıkmıyoruz, umutsuzluğa kapılmıyoruz. ‘Ülkemizde sanata yeteri kadar değer verilmiyor’ cümlesini söylemekten ise hiç vazgeçmiyoruz. Evet biz vazgeçmiyoruz! Tıpkı pandemi sürecinde, ayakta kalmaya çalışan özel tiyatrolardaki sanat emekçileri gibi, ya da müziğini yapmaktan vazgeçmeyen müzisyenler gibi... Tıpkı Nesrin Kazankaya gibi...
Tiyatro Pera, yeni mevsimde yine ödenek alamayan tiyatrolar arasında. “Yine görmezden geldiler bizi” diyor Kazankaya ve ekliyor; “Başvuru belgelerinde hiçbir eksiğimiz olmamasına rağmen bize destek verilmedi. Nedenini 19 yıldır anlayamıyorum. Şikâyet etmeyi hiç sevmem ama Tiyatro Pera, Kültür Bakanlığı tarafından sürekli olarak görmezden geliniyor”. Pandemi sürecinin başından beri hükümetin genel yaklaşımı, kararsızlıklar, çelişkiler, gelgitler yumağı. Kazankaya, “Tiyatrolar da bundan nasibini aldı” diyor ve şöyle devam ediyor, “Hükümetin yarın ne karar alacağını tahmin etmek olanaksız.
Güven duygumuz zedelendi. Gerçekleri saklamadan, doğru bilgileri paylaşarak yönetmeliydiler. Özel tiyatrolara hükümetin vermediği destek Büyükşehir Belediyesi’nden geldi. Sahnelerini açtılar, konuk oyun olarak pek çok tiyatroyu ağırladılar. Biz de iki oyunumuzu sergileyip sezonu eylül sonunda açma fırsatı bulduk. Başkanımız Ekrem İmamoğlu’na ve Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen’e bu dayanışma için yürekten teşekkür ediyorum.”
3 kişilik bir oyunla yeni sezonu karşılayan Tiyatro Pera, Covid-19 pandemisi nedeniyle yeni bir repertuvar hazırladı. Kazankaya, “Geniş kadrolu oyunlarımızı bu süreçte oynayamazdık. Varoluşumuz için savaşmak zorundaydık. Öncelikle eski oyunlarımızın videolarını elden geçirip YouTube üzerinden paylaşmaya başladık. Ayrıca Zeynep Özden’in yönettiği “İç Savaşlar adlı bir video performans da ürettik” diyor. Oyunun konusunun yıllardır ilgi alanında olduğunu söyleyen Kazankaya, “Akıl oyunları. Gerçeğin göreceliği. Yaşanan, anımsanan ve hayal edilen gerçekliğin, insan aklında yarattığı karmaşa. Aldığımız kararlar, yaşamı geri dönülmez bir şekilde yönlendiriyor. Anılarımızda o dönüm noktalarını değiştirmeye kalksak, paralel yeni gerçeklikler yaratabilir miyiz?” diyor.
Oyun, anne, oğul ve torun; üç kuşak figürlerin tuhaf ilişkileri, zaman zıplamalı sahnelerle anlatılıyor. Aklın gizemli kıvrımlarında dolaşırken, bir yandan da kuşak çatışması, bireysel seçimler, zorunlu ya da öğretilmiş sevgi, eski-yeni edebiyat kavramları tartışmaya açılıyor. Oyunu hayal gücünden yola çıkarak yazdığını söyleyen sanatçı, “Bir tek ‘tilki’ metaforu için bizzat bir tilki ilham verdi bana diyebilirim. Rastlantı sonucu Cunda Adası’nda karşılaştığım ve sesiyle beni dehşete düşüren tilkiyle ilgili araştırma yaptığım zaman, hiç bilmediğimiz yanları olduğunu öğrendim. Vahşi ama sevgiyle eğitilirse evcil bir hayvan olabiliyor” diyor.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu