Vitrindekiler... Okuma önerileri...
Romanlar, öyküler, şiirler, araştırma ve incelemeler, yakın ve uzak tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, kişisel gelişim... Vitrindekiler her zamanki gibi pek çok türden yetkin kitap önerileriyle Cumhuriyet Kitap okurlarını bekliyor. Kitap önerilerimiz sıklıkla sürecek. Evde Kal Kitap Oku Türkiye!
Romanlar, öyküler, şiirler, araştırma ve incelemeler, yakın ve uzak tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, kişisel gelişim... Vitrindekiler her zamanki gibi pek çok türden yetkin kitap önerileriyle Cumhuriyet Kitap okurlarını bekliyor. Kitap önerilerimiz sıklıkla sürecek. Evde Kal Kitap Oku Türkiye!
Kuzeyliler
Bir Viking Efsanesi / John Haywood / Çeviren: Emre Erbatur / İnkılâp Kitabevi /
384 s.
Kuzeyliler Bir Viking Efsanesi; günümüzde İsveç, Norveç ve Danimarka
olarak adlandırılan bölgelerde yaşayan İskandinav halkını, kültürünü ve
tarihini kurgu dışı bir anlatımla okuyucuya sunuyor. Kitap, Vikinglerin sosyal
hayatlarını ya da sanatsal başarılarını aktarmaktan çok Vikingleri tarih
öncesi Pagan kökenlerinden Hıristiyan Avrupalılara dönüşmelerine dek, daha
geniş coğrafi ve tarihsel bağlamlarına konuşlandırmayı amaçlıyor. 8. yüzyıldan
15. yüzyıla kadar varlıklarını devam ettiren Vikinglerin seyahat ettikleri,
baskın yaptıkları ya da keşfettikleri bölgelerdeki mevcut kültürlerin ve insanların
üzerinde bıraktıkları etkileri de inceleyerek geniş bir coğrafi ve tarihsel
anlatım sunuyor.
Buji
/ Burak Soyer / Doğan Kitap / 144 s.
“Aradığım şey buydu işte. Eskiden olduğu gibi
aynı… Sevdiğin insanlarla sohbet edip içki içmek, gülmek, ciddi mevzulara dalmak,
anıları anlatmak… Herhangi bir sahtelik olmadan, o anda ne varsa içini dökmek
ve dökenlerinkini de alıp öptükten sonra başının üzerine koymak kadar tarifsiz
bir duygu durumu olmadığına adım kadar eminim. Ama herkesin bir tekerleğe yapışır
gibi yapışıp gittiği sorumluluklar, mecburiyetler bunların hepsini elinden
alıyordu insanın. Şikâyet etsek de yapmaya devam ettiğimiz şeyler, köküne
dinamit yerleştirme isteği uyandıran dişliler arasında kaybolup gidiyordu.”
Burak Soyer, otobiyografik üçlemesinin ilk kitabı olan Zıvana’dan sonra kaleme
aldığı Buji’de yine lafını esirgemiyor; ilki kadar sarsıcı, ilki kadar sert bir
dille anlattığı Sarı’nın hikâyesi kaldığı yerden devam ediyor.
Fikret:
Kendi Cevvim - Kendi Eflakimde Kendim Tairim / Beşir Ayvazoğlu / Everest
Yayınları / 655 s.
Edebiyatımızın
en tartışmalı şairlerinden biri olan Tevfik Fikret’e yepyeni bir bakış! Tevfik
Fikret (1867-1915) edebiyatımızın belli bir dönemine damgasını vurmuş, modern Türk
şiirinin kurucularından biri olarak etkileri uzun süre devam etmiş, en az şiirleri
kadar fikirleri ve politik duruşuyla da tartışılmış bir şair. Fuat Köprülü’den
Rıza Tevfik’e, Ruşen Eşref Ünaydın’dan Ahmet Hamdi Tanpınar’a, Mehmet Kaplan’dan
Kenan Akyüz’e, Sabiha Sertel’den Eşref Edip’e kadar çok sayıda önemli yazar ve bilim
insanının hakkında eserler yazdığı Fikret şimdi de Beşir Ayvazoğlu’nun
kaleminden... Yazdığı biyografilerle geniş bir okur kitlesine ulaşmış, hayatını
yazdığı kişiler hakkında yaptığı kapsamlı araştırmalar ve soğukkanlı değerlendirmelerle
takdir edilmiş bir yazar olan Beşir Ayvazoğlu, bu geniş oylumlu kitabında
Fikret’i sadece bir şair olarak değil, bütün yönleriyle anlatıyor: Ailesi,
öğrencilik hayatı, şiirle nasıl tanıştığı ve kimlerden etkilendiği, mizacındaki
ani değişme, Serveti Fünun macerası, ressamlığı, mimarlığı, Mektebi Sultani
Müdürlüğü ve Robert Kolej hocalığı, gazeteciliği, İttihat ve Terakki yönetimiyle
sancılı ilişkileri, hayalleri, öfkeleri, isyanları, kavgaları, heccavlığı,
istifaları, hastalıkları, ölümünden sonraki gelişmeler; dili, fikirleri ve oğlu
Halûk etrafında yıllardır devam eden tartışmalar... Tevfik Fikret hakkında
hayranları tarafından yazılanların çoğu birer hagiografi, düşmanları tarafından
yazılanlarsa onu her bakımdan değersizleştiren metinlerdir. Elinizdeki kitapta
ise Fikret, hain veya kahraman, dost veya düşman ilan edilmeksizin, doğruları
ve yanlışlarıyla, meziyetleri ve zaaflarıyla bir insan olarak anlatılıyor.
Hayaletin
Garip Huyları / Stephen King / Altın Kitaplar / Çeviren: Gönül Suveren, Esat
Ören / 416 s.
Korkunun
hüküm sürdüğü, uğursuz güçlerin ve ürkütücü yaratıkların varlığını sürdürdüğü,
güzel her şeyin bir anda yok olabileceği o tuhaf ve harika durakta buluşalım.
İğrenç sıçanların yeni bir dünya kurduğu karanlıkların derinliklerinden, hayatla
ölümü birbirinden ayıran baş döndürücü yüksekliklere... İnsanlığı yeryüzünden
silmeye çalışan bir virüsten, uzayın sonsuzluğundan gelen korkunç bir tehdide...
Bağımlılıktan kurtulmak için alışılmadık yollara başvuran bir adamdan, mide
bulandırıcı bir dönüşüm geçiren yalnız bir alkoliğe... Tüylerinizi diken diken edecek
yirmi müthiş öykü. Hayaletin Garip Huyları King’in deli hayal gücünün nasıl da
sınır tanımadığının bir kanıtı.
Beyaz Atlı Prens Cem Sultan / Tuna Serim / Destek Yayınları / 288
s.
Biz Cem diyoruz, Avrupalılar Zizim. Cem Sultan; güzel, yakışıklı,
akıllı, çalışkan, savaşçı, bir bilim ve sanat âşığı... Aynı zamanda büyük bir
şair ve Fatih Sultan Mehmet’in üçüncü oğlu. Sultanlığı yalnızca 17 gün sürmüş.
Batı’nın elinde, özellikle de Tapınak / Malta Şövalyeleri ve Papalık’ın
-aralarında Borgia’lar da var - elinde oyuncak olmuş bir Osmanlı prensi.
Avrupa’da doğan bebeklerine sahip olamayan, ikisini de yabancı soylulara
kaptıran bir esir. Tuna Serim, Beyaz Atlı Prens Cem Sultan romanında, Cem
Sultan’ın hazin öyküsünü okurlara tarihin içinden karakterlerin bambaşka
boyutlarıyla anlatıyor.
Post-Mortem
/ Albert Caraco / Çeviren: Işık Ergüden / Sel Yayıncılık / 117 s.
Sevilen ve nefret edilen annenin insan
varlığına nüfuz eden tensel ve tinsel köklerini, ölümün ardında bıraktığı
muğlak duyguları, mesafeli ve ihtiyatlı ama şiirsellikten nasibini almış bir
üslupla resmeden bir ağıt. Caraco'nun felsefesini, güçlü üslubunu, berrak ama
karanlık, nihilist ve kötümser tarzını somutlayan aforizmalar toplamı
Post-Mortem; yalın ve aynı ölçüde incelikli, paradokslarla dolu otobiyografik
bir metin.
Koyda
/ Katherine Mansfield / Çeviren: Seçkin Selvi / Can Yayınları / 80 s.
Yeni
Zelanda’da yazlık bir muhitte konaklayan bir ailenin sıradan bir gününü
anlatarak hayatlarını sadelikle ve ustalıkla resmeden Koyda; bu geniş ailedeki
her bir kişinin hayallerini, özlemlerini ve kaygılarını çevrelerindeki doğal
güzelliklerin tasvirleriyle birleştiriyor. Virginia Woolf’un, “Kıskandığım tek
yazar,” dediği Katherine Mansfield’ın rengârenk bir empresyonist tabloyu
andıran uzun öyküsü, aile hayatını kadın gözünden, dürüstlük ve sadelikle
resmeden bir yapıt.
Dublörün
Dilemması / Murat Menteş / Alfa Yayıncılık / 296 s.
Nuh Tufan kendinden kaçarken aşkı nasıl yakalasın?
Ferruh Ferman ölme sırasını Nuh’a devredebilir mi? İbrahim Kurban biricik
dostunu korkunç belalardan ya koruyamazsa?.. Habip Hobo bir cinayeti
araştırırken ne tür çılgınlıklara şahit olacak? Bir görünüp bir kaybolan
‘metropol serabı’ Dilara Dilemma hangi felaketlere yol açacak? Parmağı tetikte
Rıza Silahlıpoda, doğru hedefi kaosa rağmen vurabilecek mi?.. Taliha Teyze, Baretta,
Profesör Umur Samaz, Hacer Ceren, Pembe Pepe ve Afili Filintalar çetesi… Hepsi
bu matrak macerada! Dublörün Dilemması, güldüren, afallatan, derin düşüncelere sevk eden hem felsefi hem delice bir roman.
Serap / Mehmet Rauf / Çeviren: Fatma Damak / Koç Üniversitesi Yayınları
/ 176 s.
Koç Üniversitesi
Yayınları (KUY) tarafından Tefrika dizisinden yayımlanan Serap kitapseverlerle
buluştu. Servet-i Fünun ve Cumhuriyet dönemlerinin tanınmış yazarlarından
Mehmet Rauf tarafından kaleme alınan kitap, Fatma Damak tarafından Latin
harflerine aktarıldı. Koç Üniversitesi
Yayınları (KUY) tarafından yayımlanan Serap adlı kitap raflardaki yerini aldı.
Kitap, siyasal baskıların neden olduğu bunalımla “erkeklik krizi”nin
harmanlandığı bir iç hesaplaşmayı anlatıyor. İstibdat Dönemi’nin ruhunda
yarattığı tahribat nedeniyle Meşrutiyet ile birlikte gelen hürriyeti yeteri
kadar yaşayamayan genç bir adamın, vapurda rastladığı güzel kadının
tetiklediği, unutulmaya yüz tutmuş arzularının uyanmasıyla bu kez orta yaş krizine
sürüklenme hikâyesini okuyucu ile paylaşıyor. 1909’da Resimli Roman dergisinde
tefrika edilen, bir anlamda tarihi ve o tarihin öznesi bireylerin deneyimlerini
edebiyat içinde kayıt altına alan Serap, özgün metinde yer alan illüstrasyonlarının
tıpkıbasımlarını 110 yıl sonra günümüze taşıyor.
Edebiyatta
Pati İzleri / Hazırlayan: Damla Yazıcı / Karakarga Yayınları / 112 s.
Bir kediyle uyumamış ya da bir
köpekle dostluk kurmamış yazar yoktur neredeyse! Bu kitap çağdaş edebiyatımızın
yaşayan kıymetli on yazarının hayvanlarla olan ilişkisini okurla buluşturuyor.
Faruk Duman, İnci Aral, Haydar Ergülen, Buket Uzuner, Doğu Yücel, Sevin Okyay,
Neslihan Önderoğlu, Haldun Çubukçu ve Murat Batmankaya mektuptan öyküye,
denemeden anlatıya uzanan metinlerle hayvanlarla dostluklarını büyük bir içtenlikle
paylaşıyor. Kitabın ikinci bölümünde ise, Neyzen Tevfik’in bir yerlere gitmeyen
Mernuş’undan Nâzım’ın köpeği Şeytan’a, Nurullah Ataç’ın kedi dostluğundan,
Tevfik Fikret’in Zerrişte’sine, Bilge Karasu’nun filozof kedilerinden, Fikret Otyam’ın
çalınan keçisi Nimetçik’e kadar uzanan yelpazede hayvanlarla ilişkilerinden
doğan ilginç olayları, anekdotları ve izdüşümler sizi bekliyor.
Ayaz
/ Işıl Beril Tetik / Maceraperest Kitaplar / 560 s.
Kadın, ağacın yaşlı ve geniş gövdesinin
tam ortasına yerleştirilmişti. Bedenini saran incecik, şeffaf simli kumaş
dışında çırılçıplaktı. Yüzü de dahil olmak üzere, bütün vücudu gümüş beyaz bir
boyayla boyanmış, cılız gün ışığında ara ara metalik bir ışıltıyla parıldıyordu.
Gözkapağının üstü de çeşitli tonlarda maviyle boyanmıştı. Gümüş rengi kaşların
altında koyu maviyle başlıyor, aşağı doğru rengi açılarak kirpik diplerinde
beyazla bitiyordu. Aynı biçimde beyaza boyanmış kirpikler, takma kirpik kadar
uzun ve gürdü. Uçlarına kar yağmış gibi beyaz bir madde toplanmıştı.
Kirpiklerinin gölgelediği gözleriyse sanki özlem dolu bir ifadeyle donakalmış,
üstünü kaplayan sütümsü tabakanın altında, mavi mavi hiçliğe dalmıştı. Karla ıslanmış çürük yaprakların kapladığı
toprak zeminde, ıslak ıslak parlayan, koyulu açıklı bir yığın vardı; genç
kadının bedeninin tam ortası oyulmuş, o boşlukta her ne varsa çıkarılmış, yere,
tam önüne yem gibi atılmıştı. Soluk güneşin altında gümüşten bir tanrıçayı
andıran genç kadının ölümü, manzarayla bütünleşmiş ama bir o kadar da akıllara
durgunluk verecek bir vahşetle sergilenmişti.
Meridian
/ Alice Walker / Çeviren: Yeşim Seber / Doğan Kitap / 288 s.
¨Benim kadar yapayalnız olan tüm insanlar günün birinde ırmakta
buluşacaklar. Akşam güneşinin batışını izleyeceğiz. Ve karanlık çöktüğünde belki
de hakikati öğrenmiş olacağız. ¨Pulitzer Ödüllü Amerikalı yazar Alice Walker’ın
romanı Meridian, toplumsal eşitsizliklere, şiddet döngüsüne, kararlılığın
gücüne, sevginin ve bağışlamanın önemine dair büyüleyici bir roman... 1960’lar
Amerikası... Sivil Haklar Hareketi’nin yükseliş yılları... Meridian Hill, henüz
lisedeyken hamile olduğu için okulu bırakmak zorunda kalır. Sadece annelik
yapmak istemediğini fark ettiğinde yeni bir hayata yelken açar... Kabul edildiği
Saxon College, onun tüm hayatını değiştirir. Burada kendini hem Sivil Haklar
Hareketi’nin hem de bir aşk üçgeninin içinde bulur. Meridian, ne ailesinin istediği gibi bir
evlat olur ne de arkadaşlarının istediği gibi radikal bir eylemci... Ama sınırlarını
keşfeder. Ve şiddet içermeyen yöntemlerin de daha az radikal görünmekle birlikte,
inançlarını yaymak için etkili bir araç olduğunu kanıtlar.
Kırık
Değirmen Sokağı / Emine Çal / Kanguru Yayınları / 256 s.
Emine Çal,
son romanında; gelenekle modernitenin çarpıştığı, her birinin içlerinde yaşattığı
hayal ve umutlarıyla yeni yaşamlarına tutunmaya çalıştığı Esma ve ailesini merkeze
alıyor. Ardından sevgisiz geçen çocukluğunu, eşit olma talebi ve isyanıyla
gençliğini harcadığı yüksek statü arayışı içinde geçen yıllarını, başarıya
odaklı seçtiği hayatın açtığı boşlukları, duygu dünyasındaki yalnızlığın
öyküsünü anlatıyor.
Tarih
Yazıcılığında Yeni Bakış Açıları / Peter Burke / Çeviren: Turgay Sivrikaya,
Özge Özdemir, Umut Yener Kara, Kemal Özdil, Ozan Çömelekoğlu / Islık Yayınları
/ 464 s.
Peter Burke'ün öncülüğünde Robert
Darnton, Ivan Gaskell, Richard Grove, Giovanni Levi, Roy Porter, Gwyn Prins,
Joan Scott, Jim Sharpe, Richard Tuck ve Henk Wesseling gibi uluslararası üne
sahip tarihçilerin ayrı ayrı makalelerle katkı sunduğu kitap, “aşağıdan tarih”,
“kadın tarihi”, “denizaşırı tarih”, “mikrotarih”, “sözlü tarih”, “okuma tarihi”,
“görsel tarih”, “siyasal düşünce tarihi”, “beden tarihi”, “çevre tarihi” gibi
birbirini tamamlayan alt başlıklardan oluşuyor.
Geride
Kalan / Tekin Özertem / DeliDolu Yayınları / 340 s.
İzmir’i
nasıl bilirdiniz? Peki, ya on yıllar öncesinin İzmir’ini? Melantia olarak bilinen
Karataş’ı, Havra Sokağı’nı, Kemeraltı’nı? Alevlerin göğü tuttuğu unutulmaz
Hıdrellez gecelerini, açıkhava sinemalarını, deniz hamamlarını, dolup taşan
şiir matinelerini, izahlı plak konserlerini, vazgeçilmez gezi durağı
Kültürpark’ı… Tekin Özertem, farklı din, etnik köken ve kültürlerin kaynaştığı
bir kent olan İzmir’in hiç unutulmayan dününü, bugünün okurları için kaleme
alıyor. 1950’li, 60’lı ve 70’li yılların İzmir’ine, özellikle kentin sanatsal
üretkenliğine ve kozmopolit toplum yaşantısına
tanıklık sunan ve
ünlü Gagin Yokuşu’ndan Basmane’ye, okuru eski İzmir’in arka sokaklarında
dolaştıran kitap,
kent belleğine de önemli bir katkıda bulunuyor.
Bırak
Kanasın - Bir Dedektif John Rebus Polisiyesi, 7 / Ian Rankin / Çeviren: Cem Demirkan
/ Alfa Yayıncılık / 436 s.
Bırak
Kanasın’da işler Dedektif John Rebus için içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Edinburgh’un çetin kışlarından birinde, Rebus kariyerinin en çarpıcı
soruşturmasına adım atmak üzeredir. Polisten kaçan iki arkadaşın ve hapisten
henüz çıkmış bir adamın birbirinden bağımsız görünen intiharları, Rebus’u
derine indikçe cevaptan çok soru üreten bir ilişki ağıyla karşı karşıya
getirir. Belediye Başkanının kızı kendi mi kaçmış, yoksa kaçırılmış mıdır?
İskoçya’daki en önemli teknoloji şirketinin intiharlarla bir bağlantısı
olabilir mi? Polis teşkilatı içindeki huzursuzluğun sebebi nedir? Başını belaya
sokma pahasına cevap avına çıkan Rebus, zorunlu izinlere de doğrudan tehditlere
de meydan okumaya hazırdır. Ama sona yaklaştıkça, bulduğu cevapları hiç
bulmamış olmayı dileyecektir.
Sınırda
Üç Kadın / Feyza Altun / İnkılap Yayınevi / 120 s.
Feyza
içeriğinde, derinliğinde, cesaretindeki kadınlar nadiren de olsa dönem dönem
gelirler, yaşadıkları coğrafyayı, normalleştirilmiş saçmalıkları, korkaklığa
bezenmiş cesaretsizliği kökten silkeleyip izlerini; özlerini görebilecek
derinlikteki her bilinçte bırakıp karanlığı aydınlıkla yüzleştirerek geçerler...
ama asla geçip gitmezler. Etkileri kalıcı ve ilham verici olur. Kıymetleri
bilinmeli, coşkuları sahip çıkılmalı ve yargısızca dinlenmeliler. Sınırda Üç
Kadın, kahramanı Feyza’nın zihin labirentlerinde gezinmek, zaman zaman
kaybolmak, duygunun dört mevsiminde bir yolculuk gibi. Kadınların sınırda değil
merkezde olduğu bir yaşam umudu için yazılı...
Sabitâlem
Mahallesi / Eyüp Aygün Taşyir / İletişim Yayınları / 163 s.
Sabitâlem
Mahallesi, birbirine paralel konumlanmış, her biri kaydırağa benzeyen altı sokak
ve bu sokakların her iki yanına dizilmiş yeşil, kireç, tuğla, sidik sarısı,
pembe ve sıklıkla da sıva rengi gecekondulardan müteşekkil bir mahalle.
Çöplüğün ortasında ilahe gibi açan çiçek, mahalleliyi şaşkına çeviriyor.
“Anadolu Kaplanı”, çocuklarına hiddetle soruyor: Siz işçi çocuğu musunuz yoksa
patron çocuğu musunuz? Fiskobirlik’ten emekli kadınla sosyal medya bağımlısı genç
adam arasında absürt şeyler yaşanıyor. Siyahlı beyazlı tekir kedi, küçük bir
anafora kapılmış gibi kendi etrafında dönüyor. Taşralı delikanlı, “PLASURE
EROTİK ŞHOP”tan ağlayarak kaçıyor. Kahraman Şirketler Topluluğu’nu böcekler
istila ediyor... Eyüp Aygün Tayşir, çok sevilen romanları 4 Hane 1 Teslim ve
Tuhaflıklar Fabrikası’ndan sonra ilk kez bir öykü kitabıyla karşımıza çıkıyor.
Kendine özgü efsunlu üslubuyla, neşe ve hüznü harmanlayan hikâyeler anlatıyor.
Sabitâlem Mahallesi, 1990’lı yıllardan günümüze dek uzanan, memlekette
sabitimizin hiç değişmediğini gösteren öykülerin kitabı.
Virane
Harita / Kobo Abe / Çeviren: Barış Bayıksel / Monokl Yayınları / 240 s.
Dainen Ticaret Satış ve Genişleme
Bölüm Şefi, 34 yaşındaki Hiroshi Nemuro altı aydır kayıptır. Eşi Haru Nemuro, 2
Şubat 1967’de “T… Dedektiflik Bürosu Kayıp Şahıslar Büro Amirliği”ne başvurur.
Dedektifleri araştırmaya ilişkin yetki verir ve istedikleri tüm belgeleri sunar.
Kendisine sunulacak raporların gizliliğini koruyacağına, dışarıya sızdırmayacağına,
kötü niyetle kullanmayacağına da yemin eder. Kobo Abe, dedektiflik romanı
Virane Harita’da, Chandler’in kurgusu ile Dostoyevski’nin psikolojik
derinliğini buluşturuyor. Roman Hiroshi Teshigahara tarafından aynı adla sinemaya uyarlandı.
Unutma,
Mutlu Bir Hayat Çok Az Şeye Bağlıdır / Marcus Aurelius / Yayıma Hazırlayan:
Özlem Esmergül / Destek Yayınları / 88 s.
Ölümlü
bir dünyada, insana yaraşır şekilde yaşamaktan daha iyi ne olabilir? Roma’yı en
iyi yöneten beş imparatorun sonuncusu olarak tarihe geçen Marcus Aurelius,
stoacı bir filozof olarak sadece liderliğiyle değil, düşünceleriyle ölümsüzleşmiştir.
Mutlu bir hayatın çok az şeye bağlı olduğunu ve ölümlü bir dünyada insana
yaraşır şekilde yaşamaktan daha yüksek bir amaç olamayacağını hatırlatan
Aurelius’un gösterişten uzak, yalın, basit ama mutlu bir yaşam üzerine inşa
ettiği güçlü felsefesi, insanlığın binlerce yıldır süregelen mutluluk arayışına
ışık tutmaya devam ediyor.
Yanığı
Bulmak / Gülce Başer / Mylos Kitap / 290 s.
Gülce
Başer’in ilk romanı Bir Ceset ve Bir Söz’deki kahramanlarının başrolde olduğu
Yanığı Bulmak yine heyecanlı bir polisiye. Toplumsal romanın işlevini üstlenen
bir polisiye roman örneği. Yazar, değişen koşulların hızla değersizleştirdiği ama
geçerli olması gereken değer yargılarının erozyona uğramasını gerek Nihal’in
kişiliğiyle gerek başarıyla çizdiği bitip tükenmiş ama yine de bir şeyler
yapmak için çalışan polis ve gizli servis elemanlarının davranışlarıyla çarpıcı
bir şekilde vurguluyor.
Kantolar
/ Ezra Pound / Çeviren: Efe Murad / Yapı Kredi Yayınları / 888 s.
Pound,
ağırlıklı olarak 1915-1962 yılları arasında kaleme aldığı, 116 bölümden oluşan,
tarih, siyaset, ekonomi ve coğrafyaya yapılan sayısız gönderme, tarih
kitaplarından ve mektuplardan doğrudan aktarılan parçalarla Kantolar’ı dünya
kültürüne ait kolajlardan oluşan görkemli bir epik olarak kurgulamıştı. Bu dev
şiir tamamlanamamış olmasına ve şairin, özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasındaki
tartışmalı politik tutumuna ve kullandığı deneysel tekniğe rağmen modernist
şiirin yapıtaşlarından biri olarak kabul ediliyor.
Bilimde
Parlama Anları / Anne Rooney / Çeviren: Duygu Dölek / İnkılap Kitabevi / 178 s.
Pavlov’un aç köpekleri, insan
davranışı hakkındaki gerçekleri nasıl ortaya çıkardı? Radyo ile gelen çılgın
kimdi? Bir ulusun çocuklarını hangi aşı kurtardı ve nasıl ortaya çıktı? Bilimde
Parlama Anları; dönemleri, olayları ve insanları tanımlayan bu anları anlamaya
ve tanıtmaya çalışıyor. Tüp bebekten ilk bilgisayarlara, koyun Dolly’den iskelet Lucy’e kadar
her şeyi kapsayan çalışma, 20’inci yüzyılın dönüm noktalarını ve bugün dünyamıza nasıl etki
ettiklerini araştırıyor. Karakter profilleriyle, ayrıntılı zaman çizelgeleriyle
ve genel bakışlarıyla aktarılan önemli bilimsel keşiflerle; başlangıçlara,
sonuçlara ve bilimin son 100 yılda nasıl geliştiğini açımlıyor.
Bu Tez Nasıl Bitecek? - Lisansüstü Öğrencileri İçin
Araştırma Kılavuzu / Eyüp Aygün Taşır / İletişim Yayınları / 208 s.
İletişim Yayınları’nın
başvuru dizisi Eyüp Aygün Tayşir’in Bu Tez Nasıl Bitecek? Lisansüstü
Öğrencileri İçin Araştırma Kılavuzu adlı çalışmasıyla zenginleşiyor. Yüksek lisans
ve doktora yapan öğrencilerin sıklıkla sordukları “Bu tez nasıl bitecek?”
sorusundan yola çıkan Tayşir, bir tezin bitmeme sebeplerini bulmayı sağlayacak
yeni sorularla karşımıza gelerek, sorunları çözmek için önce doğru sorular
sormamız gerektiğini hatırlatıyor. Lisansüstü öğrencileri için bir başucu
kitabı...
“Bu tez nasıl bitecek?” sorusu yüksek lisans ve doktora yapan öğrencilerin
birbirlerine ve kendilerine sıklıkla sorduğu bir sorudur. Bazen yakınmayla,
bazen yılgınlık ve bıkkınlıkla, bazen de hakikaten tıkanma ve çaresizlikle
sorulur. Danışmanla yapılan görüşmeler, tez yazan arkadaşlarla fikir teatileri,
lisansüstü öğrencileri için oluşturulmuş özel toplantılar da zaman zaman bu
soruya yanıt vermeye yardımcı olmaz. Bu
Tez Nasıl Bitecek? Lisansüstü Öğrencileri İçin Araştırma Kılavuzu,
bu sorunun önüne geçmeyi değil, nedenlerini tespit edebilmeyi öneriyor. Hazır
yanıtlar sunan bir reçete vermektense, soruları ve yanıtları zenginleştiren bir
yol arkadaşlığı vaat ediyor. Lisansüstü öğrencilerinin elinin altında bulunması
gereken değerli bir tartışma kılavuzu... “Bu kitap nihayetinde, kendisi de hâlâ
öğrenmek için çabalayıp duran birinin iyi niyetli bir çabasından fazlası
değildir. İyi örnekleri okumak ve benzetmeye çalışarak ilerlemek bizi zaman
içerisinde ilminde ve sanatında önceki haline nazaran daha ‘usta’ insanlara
dönüştürecektir. Ve bu sonu olmayan bir süreçtir.”
Bilinçli
Zihin / Zoltan T. Torey / Çeviren: Ali Bucak / Pan Yayıncılık / 208 s.
Nasıl oluyor da beyni oluşturan bir yığın
nörondan insan zihni meydana gelebiliyor? Beyin nasıl özfarkındalık, işlevsel
otonomi, dil ve düşünme becerisi edinip kendini ve dünyayı anlayabiliyor? Bu
kitapta Zoltan Torey insan zihnini yaratanevrimsel atılımı anlaşılır ve özlü
bir şekilde açıklıyor. MIT Press Gerekli Bilgiler dizisi, ilgi çeken güncel
konularda özenle hazırlanmış, kolay erişilebilir, özlü cep kitaplarından oluşmaktadır.
İleri gelen düşünürler tarafından yazılmış bu kitaplar kültürel ve tarihî
konulardan bilimsel ve teknik konulara uzanan bir yelpazede uzman bakış açısı
sunmaktadır. İçinde bulunduğumuz anlık bilgi hazzı çağında görüşlere,
gerekçelendirmelere ve yüzeysel açıklamalara kolayca erişebiliyoruz. Çok daha
zor olansa dünyaya dair ilkelere dayalı bir anlayış geliştirmemizi sağlayacak
temel bilgiyi edinebilmek. Gerekli Bilgiler serisi bu ihtiyacı karşılıyor. Uzman
olmayan okurlar için özelleşmiş alanlarda bilinenleri bir araya getiren ve
önemli konu başlıklarını temel bilgilerle birbirine bağlayan bu kitapların her
biri karmaşık fikirlere bir erişim noktası sağlamaktadır.
Ne
Rezalet / Paulina Flores / Çeviren: Zeynep Çelikel / Notos Kitap / 236 s.
Şilili genç yazar Paulina Flores “Ne Rezalet” öyküsüyle Roberto Bolaño Öykü Ödülü’ne değer görüldü. Öykülerini topladığı aynı adlı kitabı Ne Rezalet’te aile, dostluk ve ten ilişkilerinden sarsıcı kesitler sunuyor. Doksanların Şili’sinden sosyal medya çağına uzanan bu dokuz öykü travmatik anılar, beklenmedik utançlar ve kabullenilmiş mutluluklarla örülü. İşsizlik ve geçim sıkıntıları, sıradanlık bunalımları, anne baba kompleksleri, tavsayan arkadaşlıklar, ters giden yakınlaşmalar, kötü kahramanlar... Flores’in kalemiyle eziklik hissi insan olmaya dair köklerini bularak ihtişam kazanıyor. Ne Rezalet uyuşmazlıkların gelgitli ritmine hayat veren, yenik düşmekten çok yenilgileri paylaşma arzusunun önem kazandığı bir yapıt.
Feminizmler
Tarihi / Florence Rochefort / Çeviren: Özlem Altun / Sel Yayıncılık / 108 s.
Feminizmler
Tarihi, 18. yüzyılda Batı'da gerçekleşen devrimler ve kitlesel hareketlerle
adım adım gelişerek büyüyen ve son noktada gücünü küresel boyutta ilan eden
feminizme can veren hareketleri dini, siyasal ve kültürel odaklar üzerinden
keşfe çıkıyor. Kadınların hak, özgürlük ve eşitlik talepleriyle biçimlenen
özgül deneyimleri kadar, sömürge karşıtı hareketle, siyahilerin mücadelesiyle,
seçme hakkı ve eşit ücret talebiyle dayanışma halinde dört bir yandan sürgün
veren çeşitli feminizmlerin tarihsel mirası serimleniyor.
Göbeklitepe'nin
Sırrı / Özgür Özgülgün / Büyülü Fener Yayınları / 86 s.
Urfa
yolculuğu Süleyman’ı çok heyecanlandırıyordu. Bu okul gezisi için babasından
zar zor izin almıştı. Meraklı ve araştırmacı ama arkadaşlarına uyum sağlamakta
zorluk çeken Süleyman için Göbeklitepe’ye yolculuk çok önemliydi. Belki de bu
gezide arkadaşlarıyla kaynaşma fırsatı bulacaktı. Ama işler hiç de umduğu gibi
gitmedi… Süleyman en son rehberin, “Belki bir zaman makinemiz olsaydı ne
olduğunu anlardık,” dediğini duydu. Bir anda ayaklarının altındaki toprağın
kaydığını hissetti. Sanki bir el onu aşağı doğru çekiyordu. Uygarlığın
doğuşuna şahit olmak için Süleyman’ı takip edin! Belki de zaman makineleri
sadece bilimkurgu filmlerinde değildir!
Komünist
/ Cengiz Yalçın / Düş Sözcükleri / 232 s.
1914
yılında, bir Osmanlı tebaası olarak vatanından ayrılan ve 10 yıl sonra, 1924
yılında bir T.C. vatandaşı olarak memleketine dönen Hamdi Şamilof’un dudak
uçuklatan hayat hikâyesi. Hem Çar Ordusu’nda hem Kızıl Ordu’da görev alan, Moskova’da
üniversite eğitimi gören, uzun yıllar Nazım Hikmet’e yol arkadaşlığı yapan
Hamdi Şamilof’un okuru çok uzun yıllar öncesine yolculuğa çıkaracak bir roman.
Duruş
ve Onur Abidesi Mehmet Akif / Yusuf Tosun / Çıra Genç Yayınları / 176 s.
Akif sadece Akif değildir. O bir ekol, dönem, çağ...
kısacası başlı başına bir tarihtir. Akif'i tanımakla sadece onun kişisel,
kronolojik hayat hikayesini değil, tarihin önemli bir dilimi olan 19. Yüzyılın
okumasını da yapıyoruz aynı zamanda. Koca bir İmparatorluğun çöküşüne ve yeni bir
Cumhuriyetin doğusuna tanıklık ediyoruz onun hayat hikayesi üzerinden. Geçmişle
gelecek arasında sağlam bir köprü inşa ediyoruz böylece. Akif'in zor koşullar
altında verdiği mücadelenin ve örnek kişiliğin anlaşılması ve özellikle genç kuşaklar
tarafından rol model olarak benimsenmesi en büyük temennimizdir.
Ağ
- Sanal Dünyada Gerçek Kalmak / Kemal Sayar, Berna Yalaz / Kapı Yayınları / 488
s.
Bir
gönüllü kölelik çağında yaşıyoruz. Her birimiz ağ vatandaşıyız artık. Herkesin
önündeki ekrana baktığı bir çağda kimse diğerinin yüzüne bakmıyor. Oysaki bizi insan kılan şeylerden biri; muhatabımızın
yüzünden, sesinden, duruşundan onu okuyabilmek. Ağ: Sanal Dünyada Gerçek
Kalmak; yaşanmış örnekler üzerinden günümüzün bu yeni salgınını büyüteç altına almakla kalmayıp, insanı insan yapan öze
sadık kalmak için dijital prangalardan nasıl kurtulabileceğimizi tartışıyor.
Kardeş
/ David Chariandy / Çeviren: Begüm Kovulmaz / Turkuvaz Kitap / 144 s.
Toronto’nun
dışındaki Park adlı bu yerde Michael ve Francis adında iki kardeş yaşıyor.
Trinidad’tan göçmüş bir ailenin çocukları. Anneleri para kazanabilmek için iki
işte çalışırken Francis geleceğini müzikte görüyor. Küçük kardeş Michael’ın
aklında lisenin en akıllı kızı Aisha var. Aisha zeki; hayalleri mahallelerinin
dışında. Günlük yaşamın koşuşturmasında kaybolup giderlerken bir akşam Park’ta
silah sesleri duyulacak. Bu sesler hepsinin hayatını değiştirecek çünkü...
Artık yola bir kişi eksik devam edecekler. Kanadalı yazar David Chariandy,
romanında yıkıma, umut etmeye, önyargılara ve küçümsenen hayatlara odaklanıyor.
Firiştegân
/ Gökçe İspi Turan / The Roman Yayınları / 208 s.
Onlar,
henüz 8-9 haftalık hamileyken bebekleri rahimlerinden sökülüp alınan ve bir
daha bebek sahibi olma şansları kalmayan kadınlar… 25 yıl önce Melek Katili’nin
bıraktığı izler yüzünden analığını, umudunu, yaşama sevincini kaybeden
kadınlar… Ve 25 yıl sonra katilin geri dönmesiyle korku yeniden başlar.
Esrarengiz cinayetlerle tekrar ortaya çıkan Melek Katili, bebek sevinci yaşayan
masum anneleri yavrularından ayırmaya devam eder. Çok izlenen bir televizyon
programında seri katilin peşine düşen emekli polis Âlim Güntekin, yıllar sonra
yeniden başlayan cinayetlerin sırrını çözmek ve bebek acısı yaşayan ailelerin
intikamını almak için tehlikeli bir kovalamacanın içine girer. Ne yazık ki bu
kovalamaca sandığı kadar kolay olmayacaktır.
Gölgeler
Çekildiğinde / Cahide Birgül / Kafka Kitap / 208 s.
Cahide
Birgül ilk romanı Gölgeler Çekildiğinde’yi yazdığında edebiyat camiasında büyük
yankı uyandırmıştı. İşlemeyi seçtiği temalar; insanın bitimsiz yalnızlığını,
kasveti, ruhun derinliklerinde gizlenenleri anlatmaktaki mahareti, polisiye
unsurların sürükleyiciliğini kurguya yedirmedeki başarısı, tüm bunların
ötesinde, okuru hiçbir karakterle özdeşleştirmeyen, gerçeğin üzerindeki o
örtüyü çekip her şeyi olan çıplaklığıyla gösterme becerisi sayesinde...
Gölgeler Çekildiğinde, hasta ve yalnız babasıyla yaşayan Esin’in ansızın çıkıp
gelen bir misafirle hayatının altüst oluşunu anlatıyor. Bu davetsiz misafir
Esin’in hayatına yavaş yavaş sızarken, Esin’in geçmişi kendi hayaletleriyle
yüzleşir. Birgül, okurun ensesinde daimi bir ürperti oluşturur, tekinsizlik onun
romanının başkahramanıdır. İnsanın yalnızlığının, en derin travmaların,
sığınılmış evlerin, mühürlü ilişkilerin peşine düşmek elbette cesaret işidir.
Cahide Birgül, cüretin kalemidir. Yıldırım Türker’in sunuş yazısıyla, yeniden,
Gölgeler Çekildiğinde...
Kambur
Aşkın Duruşu - Uykudan Önce Öyküler / Mutlu Hesapçı / The Roman Yayınları / 128
s.
Bir
masada bütün insanlık toplandık ve birbirimize hikâyeler anlattık, aralarında
siz de vardınız... Siz kim misiniz? Geçmeyen hayranlığım, yaradılışı en muhteşem
varlık, insanoğlu... Fonda herkese iyi gelen şarkılar çalıyor... Parmak
izlerimizle hayata ve birbirimize iz bırakacak hikâyeler anlatıyoruz. Sonra
başımızı göğe kaldırıyoruz, derin bir nefes alıyoruz ve artık hiçbir şey eskisi
gibi olmuyor. İyi insan olmayı ve birbirimizi anlamayı seçiyoruz. Mutlu olarak
ben, iyi insanların eşlik edeceği mutlu bir hayat diliyorum sizlere, iyi ki
varsınız! Kambur Aşkın Duruşu, Mutlu Hesapçı’dan yaralara, iyiliğe ve bitmeyen
umuda dair öyküler.
Yakınsama
- Evreni Açıklayan En Derin Fikir / Peter Watson / Çeviren: Eylem Yenisoy Şahin
/ Kolektif Kitap / 552 s.
Günümüz bilgi toplumlarında
önemli bir eğilime dönüşen; iş, eğitim ve teknoloji gibi çeşitli alanların
gidişatına yön vermeye başlayan “yakınsama”, Nobel Ödüllü fizikçi Steven Weinberg’in
nitelemesiyle “evreni açıklayan en derin fikir”. Peter Watson da bu çalışmasında;
fizikle kimya arasındaki yakın ilişkiyi, kuantumun diğer bilimlere nasıl
yakınsadığını, klimatolojinin mitolojiyle, botaniğin arkeolojiyle nasıl ilişkilendiğini
ve disiplinler arası uyuma dair konuları irdeliyor. Farklı bilimler, farklı başlangıç
noktaları bir araya gelerek; egemen anlatıyı, evrenin tarihini açımlamak üzere yakınsıyor ve
birleşiyor.
Geçmişten
Geleceğe Yaşam Dünyaları ve Mekânlar - Kastamonu Deneyimi / Nurderen Özbek /
YEM Yayın / 224 s.
Kitapta, mimarlık, insan varlığının izlerini,
değerlerini, toplumsal ve kültürel hafızasını yansıtan; insanı geçmişi, anıları
ve geleceğiyle de kuşatan bir olgu olarak ele alınıyor. Nurderen Özbek’in, sokakları, bahçeleri ve evleriyle
yerleşme dokusunun oluşumundaki gündelik yaşantı izlerinin etkisini adım adım
ortaya çıkardığı çalışmasında hedeflediği; dokuyu fiziksel bir kabuk olarak
korumak yerine geçmişin izlerini taşıyan ancak günümüzün yaşantısına engel
olmayan bir sürdürülebilirlik için ana hatları çizmek. Dünyanın farklı tarihi
kentlerinden örneklerin yanı sıra Anadolu’nun Antik Dönem’den günümüze uzanan yerleşme
örnekleri üzerinde durulan çalışmada; tarihi binlerce yıla uzanan Kastamonu,
çizimler ve resimler eşliğinde kapsamlı bir şekilde canlandırılıyor.
Dikey
Dünya - Uydulardan Sığınaklara / Stephen Graham / Çeviren: Ali Karatay / Koç
Üniversitesi Yayınları / 376 s.
Siyasi
ve ekonomik dünya harita üzerindeki iki boyutlu çizgilerden mi ibarettir?
Dünyanın her yerindeki inşaat çılgınlığının arkasında ne var? Neden Dubai’deki
yapay adalar Google Earth’ten görülecek şekilde yapılıyor? Brezilyalı “über”
zenginlerin gökdelenlerin tepesindeki yaşamları nasıl? Milyarderlerin Londra
evlerinin bodrumlarındaki kazıların sırrı nedir? Dikey Dünya’da Stephen Graham,
dünyayı ve kenti eksik olan üçüncü ekseni de yerleştirerek baştan resmediyor;
eşitsizlik, siyaset ve kimliğin coğrafyasını bu eksik üçüncü boyutu da hesaba
katarak keşfe çıkıyor. Graham, yoksul ülkelerin yeraltı kaynaklarının emperyalist
güçlerce ve dev şirketlerce sömürüsünün insani maliyetinin de altını çiziyor.
Sınıf mücadelesinde üçüncü boyutu gözler önüne seriyor.
Bir
Günde Yazar Oldum / Şinasi Bademcioğlu / Mona Kitap / 270 s.
Cihangir’in
havalı kızı Ayten, ayaklı müzik ansiklopedisi arkadaşı Behzat’a bir teklifte
bulunur: Genç adam bir hafta sonra başlayacak İstanbul Müzik Festivali’nden on konser
seçecek ve kendisine kavalyelik yapacaktır. Behzat bu iş için biçilmiş
kaftandır ama küçük bir sorun vardır; Ayten kendi bilet paralarını peşin saymışken,
müzik gurmesinin cebinde metelik yoktur! Bir Günde Yazar Oldum; Behzat, Ayten,
edebiyat ve yemek gurmesi gazeteci Şahin Yavaş, foto rötuşçusu Erhan, işkembeci
Tahsin, “iki yap şişman!” Selami, Sünger Emin, yalı züppesi Ahmet, ikinci üniversitesini
okuyan “hamsi kebap ortaya karışık” Hako, boyacı Adil Baba ve Arnavut turşucusu
gibi özgün karakterleriyle okurları yetmişli yıllar İstanbul’una götürüyor.
Duyu’lmak
İstiyorum / Ebru Albayrak Sidar / Sola Unitas Yayınları / 104 s.
Çığlıkları
duyulamayan çocuklara ve çaresiz ebeveynlerine ses veren kitabında Ebru Albayrak
Sidar; tüm ebeveynlere, öğretmenlere ve uzmanlara sesleniyor. Binden fazla
çocukla çalışmış bir bilim insanı, fizyoterapist, öğretim üyesi, uluslararası
bir eğitmen ve konuşmacı olan Sidar’ın kitabı; günümüz çocuğuna bambaşka bir
gözle bakabilmek, beynin yapısını basitçe kavrayabilmek ve çocuğun ihtiyacı
olanı ona verebilmek için modern ebeveynin kılavuzu niteliğinde.
Sırr-ı
Müphem / E. Levent Bakaç / Dipnot Yayınları / 208 s.
Berlin
ve İstanbul arasında puslu bir yolculuk... Yolculuk boyunca her iki şehrin
esrarlı havasını derinden duyumsatan caddeler, sokaklar, manzaralar... Katman
katman bir muamma... Tam düğüm çözüldü derken ortaya çıkıveren başka bir
bilmece... Lübnanlı nerede? Suzan hemşire kim? Her yeri dinleyen, her yeri
gören, her şeyi bilen o mistik güç neyin nesi? Adımlarımızı takip edip her
seferinde bize birtakım yollar açarken birtakım yolları kapayan o kudretli
el?... Levent Bakaç’ın kaleminden her dönemeçte şaşırtmacalarla soluklanan bir
polisiye.
Sadakat
/ Letizia Pezzali / Çeviren: Bengü Oya / Kafka Kitap / 196 s.
Hayat
boyu doğru tarafta durmaya çalışıyoruz, eğlencenin doğru tarafını kastediyorun.
Bizi ilgilendiren varoluşsal soru ise hep şu: Bir şey mi kaçırıyorum? Arzu
öğrenilmez ve öngörülemezdir. Londra'nın, kendi kanunlarına göre işleyen finans
merkezinde çalışan otuz iki yaşındaki Giulia'nın deneyimlerine göre arzu da
tıpkı finans piyasaları gibi kaotik hatlar çizerek yükselişe geçer, çöker ve
sağlamlaşır. Giulia'nın hayatı belir bir ritimde akmaktadır; çok para, az
zaman, her şeyden öte itibarı korumak için kurulan ilişkiler tabii buna özel
hayatı dahil değildir. Kısacası toplumun geri kalanının şüpheyle yaklaştığı
ayncalıklı bir ekosistemde var olmaktadır. Kendinden yaşça büyük ve evli bir
ada olan Michele ise onun için üniversite yıllarında yaşadığı ve eşi benz,
olmasa da geride kalmış bir maceradır. Yalnızca sektöre' haberler üzerinden
hayatına dair bilgi edindiği Michele'nin adı bir sohbette tesadüfen geçince Giulia
gömülü olduğunu sandığı bu hikâyeyi yeni, gün yüzüne çıkaracak, acı ve aşkın
köklerini sorgulamaya; insanlar arasındaki farklara, kuşaklara ve geleneklere
rağmen değişmeyen kırılganlığımızı irdelemeye koyulacaktır. Günümüz finans ve
duygu dünyalarının vahşi koşullarında var olmaya çalışan bir kadının takıntın aşkına
yalın ve keskin bir bakış sunan Sadakat, arzunun doğasına, iktidar ilişkilerine
ve çağımızda iletişimi yeni bir dil ihtiyacına dair sıra dışı bir roman.
Seyir / Piraye / Mona Kitap / 348 s.
Seyir
eden misin, seyreden mi bu alemde? Eksikliğin boş gözleriyle büyümüştü Mina...
Küçük bir kızken bunu ilk fark ettiğinde, şaşırmıştı; olmayan her ne ise
kalbinin orta yerinde, orada bir oyuk oluşturmuştu sanki. Bozuktu. Defoluydu.
Büyüdü, genç bir kadın oldu ve bir karar verdi; Madem eksiğim ben, bu eksikliği
kapatacak olan malzeme başkalarında olmalı. Onların sözleri, onların ilgisi, onların
tanımları, onların yorumları... Aşklar da oldu yaşamında, kırgınlıklar,
savruluşlar da... Kaybetti, ama yıkılmadı yeniden ayağa kalktı. Bir sergi
açılışında Celal ile göz göze geldiği ilk an, bir tokat patlamıştı sanki
yüzünde. Deli gibi çarpan kalbinin sesini duyuyor, bu gergin ama bir o kadar da
gizemli erkeği izlemekten kendini alamıyordu. Mina, onu kendi dönüşümüne
götürecek uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırdı artık!
Hep
Uzak / Erinç Büyükaşık / İmleç Kitap / 110 s.
Anlayışsızlık, şiddet, erkek egemen bakış açısı, kadın cinayetleri, zorunlu göç, sürgün ve yoksullukla mücadele eden “öteki”lerin izini sürdüğü öyküleriyle Erinç Büyükaşık, Hep Uzak’ta, kahramanlarının zihinlerine yoğunlaşarak bilinçlerinin derinlerindeki sorunları su yüzüne çıkarıyor. Bunaltının, boğuntunun gölgesinde sürüklenen bedenleriyle insan cehenneminde yalnız, yalan hayatlar yaşamak istemeyen uyumsuz “kahraman”ları kendi dillerinde aktardığı öyküleriyle okuru empati kurmaya, anlatıcıyı anlamaya davet ediyor.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti