Yakın tarihe dipnotlar...

Hikmet Çetinkaya'nın "68'den 78'e Sancılı Yıllar Kuşatılmış Sokaklar"ı, Cumhuriyet Kitapları'ndan çıktı...

Yakın tarihe dipnotlar...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.05.2010 - 06:14

Hikmet Çetinkaya’nın “68’den 78’e Sancılı Yıllar Kuşatılmış Sokaklar” (Cumhuriyet Kitapları) kitabı raflarda. Çetinkaya’nın kitapta öncelikle amaçladığı ülkenin bir dönemine damgasını vuran olay ve olguları tarih bilinciyle irdelemek ve bugünün gençlerinin geçmişte yaşananlardan habersiz kalmamaları.

İlk toprak işgallerini, köylü hareketlerini, grevleri, öğrenci olaylarını, mezhep çatışmalarını, komando kamplarını, toplu namazları, “komünizmi tel’in mitinglerini”, o yılların sosyal olaylarını, politikacılarını, meclis tutanaklarına geçmiş konuşmalarını, bölünmeleri, kırılmaları, nedenleri ve sonuçlarıyla bilmeleri. Bir bilgi değerlendirmesi yapmaları, tehlikenin, bugün de yaşanan tüm çelişkilerin köklerinin farkına varmaları.

Direnişleri yazıyor Çetinkaya. Devrimcilerin nasıl öldüğünü, devrimlerin ise nasıl yaşadığını ve elbette bugün nasıl gömülmek istendiğini de... Kara bulutları ve ırgatların alınterini de… İşçiye kalkan elleri, sıkılan kurşunları da… Bu yazıda Çetinkaya’nın tüm izdüşümleriyle sunduğu 68-78 sancılı aralığını konu eden kitabını, belli başlı olayları canlandırarak özetle aktarmaya çalışacağız. Mesela 1965-1970 yıllarını da hemen her kanatta genç bir gazeteci olarak izledi Çetinkaya, pek çok olaya tanık oldu. 1966 başlarında öğrenci ve işçi hareketleri yoğunlaştıkça her ilde düzenlenen ve İzmir’de başlayıp her hafta başka yerde yapılan “Komünizmi tel’in mitingleri”ni de yakın takibe aldı. O yılların İstanbul, Ankara ve İzmir’deki üniversite gençliğini, Amerikan 6. Filosu’na karşı düzenlenen gösterileri de.

16 Mart 1966’da TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar, Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde konferans verecekken sağcıların konferansı nasıl bastığını, 4 öğrenci ve 1 polisin yaralandığını da yazıyor Çetinkaya. Aynı gün bir grup sağ görüşlü gencin TMTF’yi (Türkiye Milli Talebe Federasyonu) işgal ettiğini, baskını yapanların İçişleri Bakanı Dr. Faruk Sükan’a yakınlığıyla tanındığını, polisin baskıncıları arka kapıdan kaçırdığını da. Ve öğrencilerin baskıncılardan Atilla Kılıçoğlu’nun unuttuğu çantasında buldukları kitabı da; “Komünistler ve Beynelmilel Yahudiler”.

1966’nın ilk işçi eyleminin ise İzmir’de Kula Yün Mensucat Fabrikası’nda başladığını belirten Çetinkaya, 7 Şubat’ta işçilerin düzenlediği ve her zamanki gibi polis engeline takılan yürüyüş ve mitingin bilançosunu da veriyor: 20 işçi, 12 polis ve 4 gazeteci yaralı; 43 işçi tutuklu.

Okuyoruz; satırlarda 1966’nın ilk işçi yürüyüşünü ise AP’li belediye başkanından sosyal haklarını isteyen Çorum Belediyesi'nde çalışan temizlik işçileri yapıyor. Genel İş Sendikası, Çorum-Ankara-İstanbul yürüyüşünü düzenliyor. 54 temizlik işçisi 28 Ağustos’ta ellerinde pankartlar, süpürge ve faraşlarla 716 kilometre yürüyor.

İktidar üç maymunu oynamaya devam ediyor. Aralarında Hikmet Çetinkaya’nın da olduğu gazetecilerin kulaklarının dibinde silahlar patlıyor, gazeteci görevini kelle koltukta yapmayı sürdürüyor. Sonra haziranda Ortaca’da patlak veren ve 22 gün süren mezhep çatışmasına tanık oluyor Türkiye.

1967 ise içte ve dışta daha olaylarla dolu bir yıl oluyor. 3 Ocakta TMTF ile MTTB’ye bağlı öğrenci kuruluşları arasında çatışmalar çıkıyor. İTÜ’yü basan MTTB’li sağcılar öğrenci lokalini tahrip ediyor, çok sayıda öğrenci yaralanıyor. Polis suçluları bir türlü ele geçiremiyor!

7 Şubatta Petrol-İş’in Batman Rafinerisi’nde başlattığı grevde olaylar çıkıyor: 1 komiser, 3 polis ve 4 jandarma eri yaralanıyor. Petrol-İş’in Malatya akaryakıt depolarında sürdürdüğü grev de olaylı geçiyor. Derken 13 Şubatta DİSK kuruluyor. 23 Nisanda TİP Milletvekili Çetin Altan İzmir’deki toplantıda konuşurken ortalık karışıyor. Komünizmle Mücadele Derneği’nin desteğindeki fanatik sağcılar, “Komünistler Moskova’ya!” diyerek gösteri yapıyor.

Bu kadar mı? Tabii ki ve ne yazık ki hayır! Çetinkaya’nın kitabını okuduğunuzda bu saydıklarımıza benzer yüzlerce olayla karşılaşacaksınız. Yazıya son noktayı Hikmet Çetinkaya’nın şu sözleriyle koymalı: “Hakkına sahip çıkmaktan ‘Allah’a sahip çıkmayı ve bunu yeşil nakde çevirmeyi anlayanlarla ya mücadele edeceksiniz, ya da boyun eğip vazgeçeceksiniz. Bu kitap Türkiye’yi karanlık vadilere sürüklemek isteyenlere teslim olmama iradesinin bir ürünüdür. Emeğin kutsallığına ve tüm devrimcilere adanmıştır.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon