Yerli otomobil projesi Türkiye için gereksiz
Yatırım uzmanı Faber, ‘yerli oto’ projesinin ekonomi için gereksiz olduğunu söyledi. Faber’e göre Türkiye, liranın düşüşüne karşı adım atmıyor. Bu yüzden en kırılgan ülkelerden biri.
Uluslararası finans piyasalarında “Dr. Kıyamet” olarak tanınan ünlü yatırım uzmanı Mark Faber, çok tartışılan yerli oto projesinin Türkiye ekonomisine bir faydasının olmayacağını söyledi. Sermaye Piyasaları Kongresi’nde bir konferans vermek için İstanbul’a gelen Faber gazetemizin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin uluslararası yatırımları çekecek hiçbir şey yapmadığını söyleyen FAber “Bu şartlarda neden Türkiye’ye gelsinler ki” dedi.
YAZARIN DİĞER EKONOMİ HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Türkiye ekonomisindeki risklerden yerli otoya, Fed’den IŞİD tehdidine kadar pek çok konuyu değerlendiren Faber’in yorumları şöyle:
Yatırımcı güvensiz
- Türkiye ekonomisinin kırılgan olduğunu düşünüyor musunuz, neden?
Türkiye elbette en kırılgan ülkelerden biri. Türk Lirası Brezilya Reali’nden sonra en fazla değer yitiren para birimi. Brezilya Reali son 12 aydır gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en kötü performansı gösteriyor. Türkiye de Brezilya’yı takip ediyor. Türkiye’nin büyük bir ticaret açığı ve yüksek bir cari açığı var. Bu, Türkiye’ye gelmek isteyen yabancı yatırımcılar için güvensizlik kaynağı. Bu nedenle kırılgan.
Merkez seyrediyor
- Türkiye ekonomisi için en büyük risk sizce nedir?
Türkiye’nin en büyük riski Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ile ilgili. Merkez Bankası faizleri yükseltmek istiyor. Türk Lirası’ndaki düşüşün önüne geçmek için Merkez’in para politikasını daraltması gerek. Türkiye buna karar vermek zorunda. Faiz artışı tabi ki mal piyasasında kısa dönemde acı sonuçlara yol açabilir. Çünkü güçlü ve para yüksek faiz, emlak piyasası, hisse senetleri ve tüketim için ilk etapta çok iyi olmaz.
Ancak benim görüşüme göre bunun alternatifi yani para biriminin daha fazla düşüşüne izin vermek daha kötü sonuçlara yol açar. Problemleri çözmez, sadece erteler. Çünkü halk arasında hoşnutsuzluğa neden olur. Yurttaşlar daha yüksek enflasyonla karşılaşır ve bu uzun dönemde daha düşük ücretler anlamına gelir. Bu yüzden en büyük risk bence para biriminin değerinin düşüşüne karşı hükümetin ve özellikle Merkez Bankası’nın hiçbir şey yapmak istememesi. Bu da sorunu daha da büyütüyor.
- Fed faizleri bu yıl artıracak mı? Türkiye bundan nasıl etkilenecek?
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faizleri bu yıl yükselteceğine inanmıyorum. Yükseltirse de bu çok küçük oranda olur. Bundan da şüpheliyim. Çünkü Fed, küresel ekonomideki seyrin üç ay öncesinde tahmin edildiği gibi gerçekleşmediğini gördü. Zayıflamıyor ama güçlenmiyor da. ABD ekonomisi için de aynı şey geçerli. Yanlış ya da doğru yapıyorlar demiyorum. Bu ortamda faizleri yükseltemeyeceklerini biliyorlar.
Frankenstein büyüdü
- Artan terör riski piyasaları nasıl etkiler?
Bence yatırımcılar artık IŞİD gerçeği ile yaşamak zorunda. 30 Yıl Savaşı’nı yeniden başlattılar. Yatırımcılar ayrıca IŞİD’in temelde ABD, Suudi Arabistan ve belki başka ülkeler tarafından Ortadoğu’da yükselen Şii gücüne karşı yaratıldığını da bilmeli. Şimdi küçük Frankenstein büyüdü ve kocaman oldu. Artık kontrol edilemiyor. Bu da tansiyonun artmasına neden oluyor. Biliyorsunuz Rusya Suriye’ye girdi. Ve ABD gibi iki yüzlü politikaları değiştirecek zorlayıcı bir sistemleri de yok.
Avrupa mı Asya mı karar vermeli
Temelde ABD’nin bir karakolu olan Türkiye de bir gün karar vermek zorunda kalacak. Siyaseten Batı Avrupa’ya mı Asya’ya mı yakınlaşmak istiyor buna karar vermek zorunda.
- Türkiye piyasalarının seyrini daha çok iç faktörler mi dış faktörler mi belirliyor?
Günümüzde piyasaları hem yerel faktörler hem de uluslararası faktörler etkiliyor. Çünkü birbirine bağlı küresel bir dünyada yaşıyoruz. Uluslararası sermaye akımları bunu belirliyor. New York’taki bir portföy yöneticisinin Brezilya, Türkiye, Endonezya, Çin ya da Hindistan’da yatırım portföyü olsun. Türkiye’ye yatırım yapmak zorunda değil. Bu şartlarda Türkiye, yatırımcı için çekici olmak zorunda ki gelsin. Ben şu anda Türkiye’nin çekici olmak için bir şey yaptığını düşünmüyorum.
- Peki Türkiye’nin yerli oto projesi konusunda düşünceleriniz neler?
Bunun gerekli olduğunu düşünmüyorum. Kârlıysa neden olmasın ama eğer devlet subvanse edecekse bu ekonomi için mutlaka olumlu değil. Eğer özel şirket yapıyorsa, bunu kârlı görüyorsa yapabilir. Ancak işin içine devlet giriyorsa ve kârlı değilse bunun bir faydası olmaz.
İstanbul’un alt yapısı yetersiz Sermaye Piyasaları Kongresi’nde de konuşan Mark Faber, İstanbul’un yabancı yatırımcıyı tatmin edecek bir altyapıya ulaşması gerektiğinin altını çizerek, “Örneğin trafik İstanbul’da çok ciddi bir sorun. Bir yerden bir yere gitmek çok uzun zaman alıyor. Hükümetin ve özel sektörün birinci önceliği ve sorumluluğu İstanbul’un fiziksel ve altyapısal sorunlarını çözmek olmalı” dedi. İstanbul’un bölgesel bir finans merkezi olma yolunda potansiyel konumunu değerlendiren Faber, “İstanbul, Ortadoğu ve Orta Asya bölgesi için değerlendirildiğinde böyle bir potansiyel taşıyor. Ancak Londra, NewYork, Şanghay, Hong Kong gibi merkezlere baktığımızda İstanbul’un kısa vadede bu merkezlerle karşılaştırılamayacağını görüyoruz” yorumunu yaptı. “Türkiye’de dış ticaret açığı, cari açık ve enflasyonun yüksek olması aşırı tüketimden kaynaklanıyor” diyen Faber, 2010 yılından beri TL’nin, dolar karşısında yüzde 50 değer kaybettiğini dile getirdi. Faber, Türkiye’de çok fazla bürokrasi ve düzenleme olduğunu belirterek, “Tüm bunlar basitleştirilse ve iş adamları bu engellerden kurtulup kendi işini yapabilirse ekonomi çok daha iyi durumda olur” diye konuştu. |
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt