"Yetkim olsaydı, Akman'ı görevden alırdım"

TBMM, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay'ın bütçelerinin görüşülmesinin yapıldığı Genel Kurul'da konuşan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK üyelerini görevden alma konusunda yetkisinin olmadığını ifade ederek eski RTÜK Başkanı Zahid Akman için "Eğer yetkim içinde olsaydı böyle bir başkanın görevde kalmasına asla izin vermezdim"dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.12.2009 - 09:24

Genel Kurul, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil başkanlığında toplandı. 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın 1. Tur görüşmelerine geçildi. İlk sözü, CHP Grubu adına Mersin Milletvekili İsa Gök aldı.

 

''Meclis Başkanlığı azar yeri değil ''

Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Anayasa Mahkemesi ve Sayıştayın bütçelerinin TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında CHP grubu adına konuşan Gök, Erdoğan'ın konuşmasını ''saldırganca'' olarak nitelendirdi ve bu konuşmada ''saldırı ve açıktan hakaretler'' bulunduğunu, ''Meclis'te konuşma adabına aykırı'' olduğunu öne sürdü.

Erdoğan'ın TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'e, ''Siz mi susturacaksınız, ben mi susturayım'' dediğini anımsatan Gök, ''Yani ne olacak? Dövecek misin? Başbakanın Meclis Başkanını azarlaması adetten oldu. Başbakan, grupları tehdit ediyor. Bir Başbakana bu yakışmıyor. Meclis Başkanı görevini yapsa bu rezalet olmaz. Meclis Başkanı mütemadiyen azarlanıyor. Meclis Başkanı ya istifa etsin ya da içtüzüğe göre görevini yapsın. Meclis Başkanlığının onurlu yeri var... Azar yeri değildir'' diye konuştu.

İsa Gök, Anayasa Mahkemesi'nde bazı davaların beklediğini, bunlar arasında 2006 yılında açılan davaların da olduğunu bildirerek, Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç'ın tutumunu eleştirdi.

Kılıç'ın bazı davaları gündeme almadığını belirten Gök, Kılıç'ın ''Oğlunun düğününde olanaklarını kullandığı TRT'nin Kanunu ile ilgili iptal isteminin mahkeme gündemine gelmediğini'' iddia etti.

CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, görüşülen bütçenin iktidar partisinin 8. bütçesi olduğunu, bürokrat olarak da geçmişte çok bütçe izlediğini belirterek, ''Gördüğüm şudur: Bütçe görüşmeleri Sayın Başbakan'ın gergin konuşmalarına sahne oluyor. Sayın Başbakan tansiyonu yükseltiyor, gerginliğe neden oluyor. Bunun üzüntüsünü yaşıyorum'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı seçimi sisteminin değiştirildiğini, ilk seçimde cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceğini anımsatan Hamzaçebi, modelin, ''parlamenter sisteme uymayan, hiçbir şeye benzemeyen bir tepki modeli'' olduğunu söyledi.

Hamzaçebi, ''Cumhurbaşkanı seçimi konusunda önümüzde hala fırsat var. Parlamenter sisteme uygun bir cumhurbaşkanlığı seçim modele oluşturulmalıdır. Cumhurbaşkanı, TBMM tarafından seçilmelidir. Parlamenter sistemi uygun olan budur'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kanunların anayasaya uygunluğu konusundaki denetim yetkisini kullanmadığını, 2007 yılından bu yana sadece 1-2 yasayı iade ettiğini savunan Hamzaçebi, ''Cumhurbaşkanlığı yasaların tasdik merci değildir'' dedi.

Gül'ün kendisinden önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in imzalamadığı atama kararnamelerinin hepsini imzaladığını öne süren Hamzaçebi, Gül'ün rektör atamalarını da eleştirdi, en az oyu alan bir kişiyi rektör olarak atadığını kaydetti. Hamzaçebi, ''Sistem altüst edilmiştir. Tarafgir davranılmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanının bu tavrı demokrasiye darbe vurmaktadır'' diye konuştu.

CHP Mersin Milletvekli Ali Rıza Öztürk ise Sayıştay'a üye seçimi konusunda eleştirilerde bulundu. ''AKP iktidarının en çok denetimden korktuğunu, bu nedenle kendisini denetleyecek kurumu baskı altına aldığını'' belirten Öztürk, ''Sayıştay, denetleyen değil iktidar tarafından denetlenen bir kurum haline gelmiştir. Sayıştay hükümetin emir ve talimatı altına girmiştir'' dedi.

CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok da RTÜK'ün önceki başkanı Zahid Akman ve mevcut başkanı Davut Dursun'u eleştirdi. RTÜK'ün ''bazı televizyon kanallarını özel olarak koruduğunu'' iddia eden Baytok, ''RTÜK yönetimleri sırtını kime dayıyor? Elbette sayın Başbakana'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın medyaya tavrını da eleştiren Baytok, Erdoğan'ın medyayı kontrol ettiğini, bazı grupları defalarca tehdit ettiğini iddia etti. Baytok, ''Ülkemiz de RTÜK de iyi yönetilmiyor'' dedi.

 

''Türk'' kelimesi, sizi ne diye rahatsız ediyor?''

Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Anayasa Mahkemesi ve Sayıştayın bütçelerinin TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında MHP grubu adına söz alan Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, Cumhurbaşkanı'nın tarafsız olması gerektiğini, anayasal kurumlar arasındaki eşgüdüm ve uyumu sağlaması gerektiğini söyledi.

Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçildikten sonra kabul edilen 242 yasadan 239'unu onayladığını, sadece 3'ünü veto ettiğini kaydeden Büyükataman, ''Cumhurbaşkanlığı makamı, hükümetin Meclisten geçirdiği yasaları, iktidar partisinin noteri görüntüsünde anında onaylamamalıdır. Cumhurbaşkanı, Vakıflar Yasasını, Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesine ilişkin yasayı da eli titremeden imzalamıştır'' diye konuştu.

Büyükataman, Cumhurbaşkanlığına 2010 bütçesinde 72 milyon 500 bin liranın öngörüldüğünü belirterek, bütçenin büyük bir bölümünü, temsil ve ağırlama giderlerinin oluşturduğuna değindi.

Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık gibi kurumların tasarrufa öncelik etmesi gerektiğini söyleyen Büyükataman, ''Tasarrufu öncelikle kendisi yapması gereken kurumların masraflarının artması, kamuoyunun vicdanını sızlatmaktadır. Eğer Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık tutumlu davranmazsa, topluma kötü örnek olur'' dedi.


"Gerekirse milletvekilleri de laf atabilir"

MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan, TBMM bütçesinin ''gelişi güzel hazırlandığını'' ifade ederek, birimlerin hedefinin belli olmadığını söyledi.

Önceki bütçe ödeneklerinin rantabl olarak kullanılmadığına dikkati çeken Özkan, yangından korunma bütçesi olarak, geçen yıl ayrılan 316 bin liradan sadece 70 bin lirasının harcandığını, 2010 yılı bütçesinde ise 750 bin lira ödenek konulduğunu bildirdi.

Mecliste verilen hizmetlerin temel taşını, 4C kapsamındaki işçilerin oluşturduğunu belirten Özkan, bunlar arasından yüksek okulu bitirmiş olanların kadroya alınabileceğini belirtti.

Özkan, ''Hizmet alımı, çağdaş köle uygulamasıdır. Hizmet alımına gerekçe olarak, 'kadrolu personeli çalıştırmamak' gösteriliyor. Bu, basiretsiz yöneticilerin bir itirafıdır'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü bütçe görüşmelerinde, TBMM Başkanına talimat verir şekilde konuştuğunu savunan Özkan, ''Başbakan, Meclis Başkanına 'Meclisi siz mi susturacaksınız ben mi susturayım' deme gafletinde bulunuyor. Başbakanın bu tavrını şiddetle reddediyorum. Burası Parlamento, Parlamento, konuşma yeridir, gerekirse milletvekilleri laf da atabilir'' diye konuştu.

Meclis personelinin atanmasının Başkanlık Divanı tarafından kararlaştırılması gerektiğini söyleyen Özkan, Meclis Başkanının inisiyatifiyle atamalar yapıldığını, bazı bakan ve milletvekillerinin eş ve çocuklarının Mecliste işe alındığını söyledi.
 


"Yılın 6 ayı yurtdışında..."

MHP Isparta Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz, RTÜK bütçesi üzerinde partisinin görüşlerini dile getirdi.

AKP iktidarının, kendisinden olmayan televizyon kanallarına ve gazetelere adeta devlet gücüyle baskı ve dayatmacı bir politika izlediğini ileri süren Korkmaz, ''Baskı ve engellemelerle kontrole çalıştığınız, yahut kamu kaynaklarını peşkeş çekerek beslediğiniz medyanın, yarın muhalefete düştüğünüzde yanınızda olacağını mı sanıyorsunuz?'' dedi.

RTÜK'ün toplam 9 üyesinden 6'sını atayarak, kurumu bürokrasisiyle birlikte ele geçirildiğini savunan Korkmaz, ''Nam-ı diğer Deniz Fenerci ve Armada'cı Zahit Akman'dan tutun, kurumu babasının çiftliği gibi gören, kendisini oralara getiren partinin hamiliğine soyunan ve parti yandaşlarına mevki, makam temin eden tüysüz yetim hakkı demeden kendilerini her fırsatta yurt dışına atan bazı üyelere kadar, tüm kurum kötü yönetilmektedir. Kurum harcamalarını incelerseniz şatafat ve israfın, kurumun bünyesini bir hastalık gibi sardığını göreceksiniz, Kurum harcamaları neredeyse 3 katına çıkmıştır. Bazı üyelerin neredeyse yılın 6 ayını yurt dışında geçirmekte olduğunu söylersek abartmamış oluruz'' diye konuştu.

Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda değişiklik öngören tasarıyla ''Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde yayın yapabileceği, ancak bu yayının, Cumhuriyetin temel niteliklerine, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı olamayacağı'' hükmünün kanundan çıkarılmak istendiğini belirten Korkmaz, ayrıca ''yayınların toplumun milli ve manevi değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olamayacağı'' hükmünden ''Türk'' kelimesinin çıkarıldığını kaydetti.

Korkmaz, ''Nedir bu husumet, tahammülsüzlük, nedir bu alıp veremediğin milletimizle? Orada (yasada) bulunan ''Türk'' kelimesi, sizi ne diye rahatsız ediyor? Brüksel'den, Washington'dan, Erbil'den verilen ev ödevlerini alelacele yapıyorsunuz da yayın karmaşasını giderecek Türkiye'nin Frekans Haritasını neden çıkarmıyorsunuz?'' diye sordu.


"Sayın Arınç'ı utandıran şahıs"

Bülent Arınç'ın Başbakan Yardımcısı olduktan sonra RTÜK Başkanı Zahit Akman'ın istifasını istediğine yönelik beyanları bulunduğunu anımsatan Korkmaz, şöyle devam etti:
''Sayın Arınç, Başbakan Yardımcısı olur olmaz tepki veriyor. Allahı var, dürüstlüğü konusunda aleyhinde hiç bir şey duymuş değilim. Sayın Arınç'ı utandıran şahıs üst kurul üyesi olarak makamı işgale devam ediyor. Sayın Arınç, işte sizi utandıranlar orada oturuyor. Ne değişti? İkna mı oldunuz? Yoksa Sayın Başbakan'ın hazmettirme politikasının ilk kurbanlarından biri siz misiniz? Kamuoyu bunları bilmek istiyor.
Sayın Arınç, bu işin gereğini yapmamış olmak yakanıza yapışmıştır. 'Ne yapayım, onu Meclis seçti, ben görevden alamam' sözü de sizi kurtarmayacaktır. Eğer bu şahıs yanlış ise sizi utandırmış ise orada üst kurul üyesi olarak oturması sizi rahatsız etmiyor mu? MHP olarak Mecliste ve RTÜK'te her türlü desteği vermeye hazırız.''

MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik ise Anayasa Mahkemesinin, TBMM'den üstün olmadığını belirterek, ''Anayasa Mahkemesi, kanunların Anayasaya uygunluğunu denetlemesi gerekirken, kendini kanun koyucu yerine geçirme teşebbüsü, mahkemeye güven duygusunu sarsmaktadır'' dedi.

Çelik, ortam ve telefon dinlemelerinin Anayasa, TCK ve CMUK'un hükümleri doğrultusunda yapılması gerektiğini belirterek, ''Siyasi, muhalifleri sindirme, sermayenin el değiştirmesine yönelik dinlemeler yapılıyor. Türkiye, korku diktatörlüğüne götürülüyor. AKP, Türkiye'yi kaos ortamına sürüklemektedir. Hakim ve savcı dinlenmesi, korku diktatörlüğüne gidişte mesafe alındığını göstermektedir'' diye konuştu.

 

"Akman'ın görevde kalmasına izin vermezdim"

Meclis Genel Kurulu'nda bütçe görüşmeleri devam ederken, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, RTÜK, Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay bütçeleri üzerinde milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtlayan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eski RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın görevden ayrılmasını istediğini belirterek görevden alma konusunda ise yetkisinin olmadığını söyledi. Arınç "Eğer yetki ve sorumluluğum içinde olsaydı böyle bir başkanın görevde bulunmasına asla izin vermezdim. Bu, benim için açıktır. RTÜK ve diğer üst kurullarla ilgili olarak eğer hükümetimizin ve bakanlarımızın yetki ve sorumluluklarını artırma noktasında bir düşünceniz varsa, kanun teklifi verirseniz ayrıca memnun olurum ve bunu da desteklerim"diye konuştu.

 

"Kılıç, oğlunun düğün masraflarını kendisi karşıladı"

Arınç, Anayasa Mahkemesi Haşim Kılıç'ın oğlunun düğününü TRT imkanlarıyla yaptığı iddialarına ilişkin eleştiriler konusunda ise kendisine iletilen notu okuyarak, "Başkan tarafından tüm harcamalar karşılandı. Ses, ışık düzeniyle ilgili para da başkan tarafından ilgililere ödenmiştir."dedi.

 

Üslup uyarısı

Başbakan Erdoğan'ın dün Genel Kurul'da bütçe görüşmeleri nedeniyle yaptığı konuşmadaki üslubuna yönelik muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin eleştirilerini de hatırlatan Arınç, herkesin birbirinin 'çirkin, yakışıksız' üslubundan şikayetçi olduğunu söyledi. Arınç üslup konusunda herkesin özen göstermesi ve birbirine saygılı olması gerektiğini ifade ederek milletvekillerinin TBM içtüzüğüne riayet etmesi gerektiğini ifade etti. Arınç, "Riayet etmeyenler için de geniş bir yol açılınca başkaları da bu yoldan yürümeye başlıyor. Birbirimize müsamahalı, hoşgörülü olmak mecburiyetindeyiz" dedi. İçtüzüğün 'temiz dille' konuşma sorumluluğu yüklediğini belirten Arınç şunları söyledi:
"Hiçbirimiz çelikten, alimünyumdan müteşekkil değiliz. Hepimizin sinirleri, duygusu var. Bu, bazen nefrete dönüşebilir, bazen gülümsetebilir, bazen ağlatabilir, bazen farklı davranışlar içinde olabiliriz. Öyle bir hadiseyle karşılaşırız ki spontane, kendiliğinden, hiçbir kontrol altında olmayan bir davranışta bulunursunuz. Zaman zaman ağzımızdan kaçırdıklarımız gibi. O, bizim normal düşündüğümüz veya söylemek istediğimiz değildir. Ama çok ısrar edilmiştir, yüzünüze karşı ağır konuşulmuştur, siz de kendiliğinizden buna bir cevap vermek ihtiyacını duyarsınız. Ölçüye, hesaba, kiloya gelmeyen bir şey söylersiniz. Bu, sizin için de, benim için de, arkadaşlarım için de geçerli. Kötü olan şudur: Bilerek ve isteyerek, kasıtla bu iş yapılırsa o çok yanlış olur. Yani öyle bir hakaret edeyim ki altından kalkamasın... Böyle bir şey ne kadar iyi olur, diye düşünenler varsa, bunları vazgeçirmek zorundayız. Önce taşı kendime atmak istiyorum. Eskiler bunun için güzel bir örnek verirler. Recm cezası var, taşlayarak öldürecekler, ama birisi ortaya çıkar ve der ki; ilk taşı hiç günahı olmayan atsın. Hiçbirimiz masum değiliz. Ama hepimiz kendimize bunu telkin edebiliriz. Arkadaşım için kötü bir şey söylemeyeceğim, onun için incitici bir davranışta bulunmayacağım dersek, ki kendim için şahsen bunu bir sorumluluk olarak görüyorum, birbirimizi üzmeyiz. Bugün sayın Başbakandan şikayet edenlerin yarın bir başkasından şikayet etmeleri mukadderdir. Dolayısıyla iyi bir üsluba, temiz bir dile saygıyı elden bırakmamaya ihtiyacımız var."

 

AKP grubu adına konuşmalar

Kayseri Milletvekili Mehmet Öksüzkaya, Cumhurbaşkanı Gül'ün çok dinamik ve aktif bir cumhurbaşkanlığı yürüttüğünü, bunun da takdir edildiğini ifade ederek, Gül'ün Köşk-halk bütünleşmesini gerçekleştirdiğini ifade etti.

Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt, çağdaş ve demokrasiye uygun bir anayasanın bir an önce yapılması gerektiğini söyledi.

Kurt, milletvekillerinin danışman ve sekreterden oluşan çalışma ekibinin genişletilmesini de istedi.

Karabük Milletvekili Cumhur Ünal, RTÜK'ün önemli hizmetler gördüğünü belirtti.

Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, AKP'nin yeni bir anayasa yapılmasından yana olduğunu, bu konuda partiler arasında uzlaşma sağlanması gerektiğini kaydetti.

 

Anayasa Mahkemesi'ne eleştiri

Anaya Mahkemesi'nin ''367 kararı gibi milletin vicdanını rahatsız eden kararlar aldığını'' öne süren Tunç, mahkemenin anayasal yetkilerini aştığını iddia etti.

''Bu kararların tekrarlanmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır'' diyen Tunç, Anaya Mahkemesinin yapısını da değiştiren düzenlemenin bir an önce TBMM'nin gündemine gelmesini istedi.

Şahsı adına söz alan AKP Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş ise cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yönelik eleştirileri anımsatarak, halkın oylarıyla seçilen bir cumhurbaşkanının sistem için sorun oluşturacağına inanmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül'ün yürüttüğü çalışmaları öven Daniş, Anayasa Mahkemesi'nin yapısı konusundaki düzenlemeyle üyelerin görev süresinin ''8-10 yıl gibi makul bir süreyle sınırlandırılması'' gerektiğini kaydetti

 

Kamer Genç

Şahsı adına söz alan Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü konuşmasında açıkladığı 2001 yılında Merkez Bankasından bazı bankalar tarafından çekilen paranın, 4 milyar 163 milyon dolar değil, 5 milyar 163 milyon dolar olduğunu ileri sürerek, bu kazancı elde edenlerin neden vergilendirilmediğini sordu.

Genç, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olduktan sonra 40 trilyonun üzerinde inşaat başlattığını, 12 trilyonluk mobilya aldığını iddia etti.

Cumhurbaşkanı Gül'ün sürekli yurt dışı gezileri olduğunu ileri süren Genç, Arap ülkelerine gidişlerde götürülen hediyelerin devlet bütçesinden karşılandığını, hangi hediyelerin alındığının ise kimse tarafından bilinmediğini ifade etti.

 

Özlük haklarıyla ilgili çalışma yapılıyor

TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, milletvekillerinin özlük haklarıyla ilgili bir çalışma başlatıldığını belirterek, söz konusu çalışmanın ''milletvekillerinin maaşlarının artırılacağı'' şeklinde yorumlanmaması gerektiğini söyledi.

Mecliste çalışan 4C kapsamındaki işçilerin özlük haklarında iyileşme yapıldığını kaydeden Yakut, bu işçilerin kadrolu işçilere sağlanan, ücretli izin, yemek yardımı, giyecek yardımı, yüzde 12 oranındaki maaş zammı artışından, doktorluk hizmetlerinden faydalandırıldığını bildirdi.

Yakut, 90. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen bisiklet turnuvasından sonra bir personelin bisiklet çaldığına ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, yarışmayı düzenleyen federasyonun turnuva sonrasında bu bisikletleri katılanlara hediye ettiğini, söz konusu haberi yayınlayanların ise özür dilediğini açıkladı.

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Anayasa Mahkemesi ve Sayıştayın bütçeleri kabul edildi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler