Yıldırım: Yenilenlerle yarışa girilmez

CHP’li seçmenin parti içinden aday çıkarılmasını istediğini söyleyen Yıldırım, net tutum alınmasından yana. Yıldırım, “Benim olduğum yerde kimse oy çalamaz” dedi.

Yıldırım: Yenilenlerle yarışa girilmez
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.12.2018 - 21:27

CHP’nin üç büyük kent için adaylarını açıklamasına sayılı günler kala, Ankara’da adı en çok öne çıkanlardan Cengiz Topel Yıldırım, “Yeni bir heyecan lazım bize. Bunun için de yeni ve doğru isimlerle, yenilgiyle sınanmamış isimlerle yarışa girmek lazım” uyarısında bulundu.
Geçen yerel seçimlerde de Ankara Büyükşehir Belediye başkan adaylığı için adı geçen, örgütten gelen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanlarından Cengiz Topel Yıldırım, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.

-CHP’nin Ankara adaylığında uzun süredir belirsizlik söz konusu. Kulislerde ibre Mansur Yavaş ile sizin aranızda gidip geliyor. Bu belirsizlik sizi nasıl etkiliyor?

Benim açımdan aday belirleme sürecine ilişkin bir belirsizlik söz konusu değil. Belirsizlik daha çok gazete sütunlarında, televizyon programlarında yaşanıyor. Ortada belirsiz bir süreç varmış gibi yansıtılıyor. Bu da, gördüğüm kadarıyla, medyanın bir bölümünün adaylaştırma sürecinde bir algı yaratmak istemesinden kaynaklanıyor. Evet, karar süreci uzadıkça uzadı. Neden? Çünkü parti ince eleyip sık dokuyor. Manipülasyon, yönlendirme, algı yönetimi...
Benimle yüzde 93 olur

-‘Seçmen sandığa gitmeyecek’ deniyor...

Son iki seçimde kırgınlık yaşayan, sandığa gitmeyeceğini söyleyen bir CHP seçmeni var. Bunun dışında kendi partilerinin desteklediği adayı henüz bilmeyen İYİ Partili’ler ve ortada kalmış HDP seçmeni. Öyle bir aday göstereceksiniz ki, önce CHP’nin küskünlerini sandığa getirecek. İttifak ortağı

İYİ Parti seçmenini yaralamamış, incitmemiş olacak. Ve diğer sol partilerin ve HDP seçmeninin alerji duymayacağı bir isim olacak. Bunlarla beraber Cumhur İttifakı’nın tabanından da oy alabilecek. Ben diyorum ki benimle seçime katılım oranı yüzde 93 olur.

Taban, CHP’liyi istiyor

-Ankara teşkilatının, geneli itibarıyla CHP’li bir aday istediğini biliyoruz. Adaylığınız söz konusu olduğunda hem CHP hem de Ankara ne kazanacak?

Kimse kerameti kendinde görmesin. Hep birlikte umudumuzu yeniden kazanacağız. Bu seçimlerde en çok da buna ihtiyaç var. İnsanlar sandıkta yenilgiyle karşılaşmaktan yoruldular. Yeni bir heyecan lazım bize. Bunun için de yeni ve doğru isimlerle, yenilgiyle sınanmamış isimlerle yarışa girmek lazım. Güçlü bir başkenti, ancak bu umudu sandıkta hep birlikte yeniden yeşerterek kurarız. Sadece Ankara teşkilatı değil, CHP’li seçmenin tamamı CHP’nin içinden çıkan bir aday istiyor.
Kimse CHP’ye aday dikte edemez, edemeyecek. Partinin verdiği mesaj bu. “Rızasız bahçenin gülü derilmez” der ya rahmetli Neşet Ertaş. CHP’lilerin kendilerine aday dayatılmasına rızası yok. Bu ortada. Hani bir söz vardır: “Tarlada izi olmayanın, hasatta yüzü olmaz” derler. Bizim tarlada izimiz de var, söyleyecek sözümüz de.

-Her seçimden sonra oyların çalınması gündeme gelir...

Benim olduğum yerde kimse oy çalamaz. Bu kadar net... Kazanırsam kazanmışımdır, o zaman gider başkanlık koltuğunda otururum. Sokaklarda “Kazandım ama kaybettim” diye gezmem. Bizim adaylığımızda seçim sonucu YSK’ye kalmaz, hesap sandık başında kesilir, orada biter. Bizim kuracağımız sistem hazır. Her sandığın başında duracak ekibimiz hazır. Bizi ajansın geçtiği sonuç, televizyonun verdiği sonuç ilgilendirmez. En kısa sürede kendi sistemimizden sonucu alır ve açıklarız.

“Ama”larla, “fakat”larla, mazeretlerle işimiz yok. Seçimin güvenliği hepimizin sorumluluğu. Sandığa atılan her oy, seçmenin bize emaneti. Oy mu çalınacak? Çaldırmayız. Edilgen bir adaylık anlayışına sahip değilim. Eğer ortada haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik varsa kavga ederim. Ortada bir adaletsizlik varsa her safhada o adaletsizlikle savaşırım. Bizim adaylığımızda ilçe belediye başkan adaylarını kimse tekmeleyemez. Parti yöneticileri otobüsten indirilmez. Benim olduğum yerde paralel seçim koordinasyon kurulları oluşturulmaz. Sonra mesela “Büyükşehirde bana, ilçelerde kime oy verirseniz verin” denmez. Kazanılırsa hep beraber kazanılır, kaybedilirse hep beraber kaybedilir. Partimizin ilçe adaylarıyla kol kola gezmekten imtina etmem. Beni aday gösteren partinin logosunu, rozetini taşımaktan utanmam. Buralarda net olmazsanız seçim kazanamazsınız.

-Seçimi nasıl kazanacaksınız?

Seçimi nasıl kazanabileceğime dair somut bir örnek vereyim: İç Anadolulu olup da Ankara’da yaşayan 1 milyon 500 bin seçmen var. CHP ve İYİ Parti bunun ancak yüzde 28’inin oyunu alabiliyor. Yani yaklaşık 400 bin kişi. 1 milyon 100 bin oy ise ‘Cumhur İttifakı’na gidiyor. Bu 1 milyon 100 bin kişinin yüzde 42’sinin adaya göre oy verdiğini biliyoruz. Bu da 500 bin kişi demek. İşte ben Orta Anadolu’yu kapsayan projelerle bu 500 bin kişinin gönlüne gireceğim ve seçimi bu insanların oyunu alarak kazanacağım. Sanayi de var, tarım ve hayvancılık da. Ama doğru, tarım ve hayvancılığı çok önemsiyoruz. Ankara’nın kendi tükettiğini, kendisinin üretmesini istiyoruz. Bunun için kooperatifleşmeye ve dayanışmaya dayalı projelerimiz hazır. Tarımda büyümek için dereleri özgürleştireceğiz. Şehri suyla buluşturacağız. Ankaralıların içilebilir su ihtiyacını acilen gidermemiz lazım. Bunların dışında Ankara 25 yıl önce çok daha fazla fikir üretilen, sanat üretilen bir şehirdi. Bunu geri getirmemiz şart. Başkent olarak burası Türkiye’nin düşünce merkezi, fikir merkezi olmalı. Sanat, edebiyat merkezi olmalı. Sonra spor var. Benim de özel ilgi alanım. Sporcu fabrikası bir şehir istiyoruz. Sadece futbolla sınırlı da değil bu hayalimiz.

‘Ankara’nın derdini sokak sokak bilirim’

-İYİ Parti ittifakı CHP’ye Ankara’da ne kazandıracak? Oylar bölünmeyecek ama CHP’nin adayı sonuçta eski bir bakanla yarışacak?

Oyların bölünmemesi için farklı kesimlerin alerji duymadığı isimler üzerinde uzlaşmamız gerekiyor. Her kesimden oy alabilecek, mütevazı, siyasi bir bagajı olmayan, yıpranmamış bir isimle ilerlersek oyların bölünmesi riskinin önüne geçer, iyi bir kampanyayla AKP-MHP ittifakının tabanından da oy alabiliriz. Hiç kimsenin bana alerjisi yok. Hiç kimseyle bir kavgam, derdim yok. Benim bazıları gibi sırtımda taşıdığım bir heybem yok. Hayatımda ne dava sattım ne de adam sattım. Benim Ankaralıyla aramda bir gönül bağım var. Onlarla birim, her zaman da öyle oldum.

Sadece sanalda olmaz

-Aday gösterilirseniz nasıl bir kampanya yürüteceksiniz?

Ankara’nın derdini, hüznünü, sevgisini sokak sokak bilirim. Sokağı iyi bilirim. Benim kampanya anlayışımda başkan adayı sokakta gezer, ofislerde sıkışıp kalmaz. Seçim kampanyasında 4 bin 717 kişiyle her gün sahada olacağız. Bu kişiler de isim isim belli. Seçim koordinasyon merkezlerini Sincan, Pursaklar, Keçiören ve Altındağ’da kuracağız. Seçim gecesi 24 bin kişiyle sandıkların başında olacağız. Türkiye kampanyanın yapıldığını, sandık güvenliğinin nasıl sağlandığını bu süreçte görecek. Seçim kampanyası sadece sanalda yapılmaz, sahada yapılır.

-Anket yaptırdınız mı, CHP sahaya sizinle çıkarsa oy oranlarında nasıl değişiklikler olacak?

Çalışmalarımız seçimi yüzde 52.8’le alabileceğimizi gösteriyor. Bu da 1 milyon 910 bin oy demek. Şu anda oy oranımız belli, iyi bir kampanyayla hafta hafta nereye yükseleceğimizi biliyoruz. Yani sonuç da belli, skor da.

-Ankaragücü Başkanlığı yaptınız...

Ankaragücü’ne başkan olurken de hayalim bir gün başkentten bir takımı Süper Lig’de şampiyonluk kupasını kaldırırken görmekti. Şampiyon çıkaramayan başkent dünyada yok neredeyse. Başkan olursam, 2020 sezonunda yönetim ve taraftarla el ele vererek Ankaragücü’nü şampiyon yapacağız.

 

-Ankara’nın en büyük sorunu nedir?

Sorunları herkes biliyor. Mesele, sorunların kiminle ve nasıl çözüleceğinde. Ben beton belediyeciliğinin ötesine geçeceğim. Ankara’da bir tane işsiz genç kalmayacak. Ancak o zaman belediye işini doğru yapıyor demektir. Ne yaparız da katma değeri yüksek üretim sağlarız, Türkiye’nin cari açığını kapatmaya katkıda bulunuruz, bunun projelerini oluşturuyoruz. Kaldırım, asfalt, beton rantiyesinden uzak belediyecilik nedir, bunun üzerine kafa yoruyoruz.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon