Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu’nun köylerinden şehirlerine uzanan direnişte kadınların rolü hayatiydi. Kimi sırtında mermi taşıdı, kimi cephede yaralılara baktı, kimi ise işgalcilere karşı örgütlenen mitinglerin ön saflarında yer aldı. Halide Edip’ten Kara Fatma’ya, Nene Hatun’un izini süren sayısız isimsiz kahramana kadar, kadınların mücadelesi yalnızca bağımsızlık savaşını değil, Cumhuriyet’in toplumsal temelini de şekillendirdi. İşte, Milli mücadele tarihinin en önemli kadın kahramanları...
HALİME ÇAVUŞ
Kurtuluş Savaşı sırasında, İnebolu’dan cepheye mühimmat taşıyan cesur kadınlarımızdan Halime Çavuş, ailesinin tüm itirazlarına rağmen mücadeleye katılmaya karar vermiştir. Saçlarını kazıtarak erkek kılığına girmiş ve “Halim Çavuş” adıyla tanınmıştır. Soğuk bir kış gününde, cephaneyi korumak için kendi montunu mermilerin üzerine örterek mühimmatın ıslanmasını önlemiştir. Bu fedakârlığı, Mustafa Kemal Paşa’yı derinden etkilemiş ve kimliğini öğrendikten sonra onu, Millî Mücadele sonrasında Anadolu’nun kadın kahramanlarıyla birlikte Çankaya Köşkü’nde ağırlamıştır.
NEZAHET ONBAŞI
Kendisinin gösterdiği çabadan ve başarılardan dolayı Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa’ya kadar adının duyulmasını sağlamış olan Nezahat Onbaşı 70. Alay’ın simgesidir. Kendisi savaşa daha 9 yaşında iken katılmış 12 yaşına kadar babasının yanında cephede kalarak düşmana karşı savaşmıştır. Babasının yanında bulunmasının sebebi annesinin ince hastalık nedeni ile hayatını kaybetmesidir. Görev yaptığı savaşlar; Konya İsyanı, Gevye Savaşı, Sakarya Muharebesi, Gediz Muharebesi ve II. İnönü Muharebesi’dir.
ERZURUMLU FATMA SEHER
“Kara Fatma” lakaplı Erzurumlu Fatma Seher, Millî Mücadele Dönemi’nde eşiyle cepheden cepheye koşan, askerlere yemek pişiren ve gerektiğinde yaralarını tedavi eden cesur bir Türk kadınıdır. Azmi, fedakârlığı ve kahramanlığıyla adını tarihe yazdırmıştır. Balkan Harbi sırasında Edirne’de savaşan eşini hiç yalnız bırakmamış, ardından onunla birlikte Sarıkamış Cephesi’ne gitmiş ve burada çeşitli görevler üstlenmiştir. Eşinin şehit düşmesinden sonra iki oğlu ve akrabası olan 10 kadınla birlikte kendi müfrezesini kurarak mücadelesine devam etmiştir.
RAHMİYE HATUN
Millî Mücadele’nin cesur kadın kahramanlarından Osmaniyeli Rahmiye Hatun, Kurtuluş Savaşı’nda vatan savunmasında üstün cesaret göstermiş, kadınların cephe gerisinde değil, bizzat savaşta yer alması gerektiğine inanmıştır. “Ben cephe gerisinde değil, cephede erkeklerle birlikte savaşacağım!” diyerek onbaşı rütbesiyle orduya katılmıştır. Adana’nın düşman işgalinden kurtarılması için canla başla savaşan Rahmiye Hatun, 1920 yılında Fransız birlikleriyle yapılan çarpışmalarda Güney Cephesi’nde aktif rol almıştır. Birliği geri çekilmek zorunda kaldığında, büyük bir kararlılıkla hücuma kalkmış ve bu kahramanca saldırısı sırasında ne yazık ki şehit düşmüştür.
ŞERİFE BACI
Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızdan biri de Şerife Bacı’dır. Kağnısı ve çocuğu ile kışın çok sert geçen zorlu havasına rağmen kendi ve çocuğunun canı pahasına İnebolu’da yer alan cephanelerin Ankara’ya kadar taşınmasında görevli olmuştur. Cephanelerin yağış yüzünden ıslanmaması için battaniyesini onların üzerine sarıp bir yandan da bebeğini korumak için çabalar halde cephaneleri başarı ile yerine ulaştırmıştır.
HALİDE EDİP ADIVAR
Kurtuluş Savaşı’nın “Halide Onbaşısı”, Türk edebiyatının güçlü kadın kalemi Halide Edip Adıvar, 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgal edilmesinden sonra Fatih, Üsküdar ve özellikle 23 Mayıs 1919’daki “Büyük Sultanahmet Mitingi”nde yaptığı etkileyici konuşmalarıyla halkı mücadeleye çağırmıştır. Halide Edip’in Sultanahmet Mitingi’nde yaptığı konuşma, işgale karşı halkı en çok etkileyen konuşmalardan biri olmuştur. Büyük Mecmua ve Vakit gazetesinde yazdığı yazılarla işgale karşı kamuoyunu harekete geçiren Halide Edip, 1920’de eşiyle Anadolu’ya geçerek Millî Mücadele için çalışmalara katılmış, Anadolu’ya gizlice silah kaçırma işinde de görev almıştır. 1921 yılında, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında cephe gerisinde görev yapan Halide Onbaşı, 1921 ve 1922 yılları arasında Tetkik-i Mezalim Komisyonu’nda da görev alarak Yunan ordusunun çekilirken bıraktığı hasarı ve halka yaptığı zulümleri raporlaştırmıştır. Savaş sonunda “çavuş” rütbesi alan Halide Edip, cephede birçok farklı alanda mücadelenin tam kalbinde yer alarak Hilâl-i Ahmer’de (Kızılay) yaralı askerlerin tedavisi için canla başla mücadele etmiştir.