‘Cumhuriyet’in Yıkımında Numaracı Cumhuriyetçiler’

Fotoğraflar: VEDAT ARIK

CUMHURİYET MERT BİR AYDIN

Mehmet Emin Kunt bir Cumhuriyetçi. İşini gücünü bırakıp, Atatürk aydınlanması için, laiklik, çağdaşlık için, bağımsızlık, özgürlük, eşitlik ve adalet için demokratik kitle örgütlerinde mücadele veren, kitaplar yazan, aydın bir Cumhuriyetçi.

Kunt’un kısa süre önce raflarda yerini alan Numaracı Cumhuriyetçiler (Cumhuriyet Kitapları) adlı çalışması da, bu mücadelesinin ürünü. Kitabında numaracı cumhuriyetçilerle, ikinci cumhuriyetçilerle, yetmez ama evetçiler ile hesaplaşıyor Kunt.

Kimler mi var kitapta? Siyasal İslamcı iktidarın yolunu açanlar, işini kolaylaştıranlar var. İktidarın demokrasi ve özgürlük getireceğini sananlar, son 20 yılda iktidardan beslenen liberaller, neo liberaller, liberal solcular var.

EN BÜYÜK DÜŞMANLARI ATATÜRK!

Kunt; numaracı cumhuriyetçilerin takıntılarını, tabu konularını sıralıyor teker teker. Nasıl demokrasi havarisi kesildiklerini, hiç utanmadan, yüzleri kızarmadan solda geçinip ve soldan geçinip, nasıl iktidara yanaştıklarını ve yarandıklarını ortaya koyuyor.

Sınıf siyaseti yerine, kimlik siyasetini, etnikçiliği, mezhepçiliği nasıl öne çıkardıklarını yazıyor. Atatürk’e nasıl burun kıvırdıklarını, Cumhuriyet’i nasıl küçümsediklerini, içi boş bir kavram olarak gördüklerini anlatıyor. Numaracı cumhuriyetçilerin en büyük düşmanının Atatürk olduğunu anımsatıyor.

NUMARACI CUMHURİYETÇİ NE SEVER?

Başka takıntıları da var elbette numaracı cumhuriyetçilerin. Türkiye Cumhuriyeti, Türk Milleti, Türkçe gibi… Bir de çok sevdikleri var elbet.

Gazi Meclis’teki İkinci Grup, Terakkiperver Fırka, Serbest Fırka gibi… Dillerine doladıkları ise şunlar: Hıyanet-i Vataniye Kanunu, İstiklal Mahkemeleri, Demokrat Parti iktidarı, 27 Mayıs, 1961 Anayasası, sözde soykırım iddiaları, Dersim Harekâtı…

Numaracı cumhuriyetçileri; Ergenekon sürecinden, kumpas davalarından tanıyoruz. Kullanışlı aptallar olarak da anıyoruz. Kunt, bunların durumunu, “şizofrenik” olarak niteliyor ki, çoğunu FETÖ’ye verdikleri destekle de anımsıyoruz. Nitekim aralarında 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tutuklanan, yargılanan, ceza alanlar var.

Bazıları, iktidar tarafından kullanılıp atıldıktan, kapının önüne konulduktan sonra, iktidarı eleştirmeye başlıyorlar, biliyoruz. Elbette samimi, sahici, inandırıcı bulmuyoruz. Çok azı ise öz eleştiri verecek olgunluğa, özgüvene, medeni cesarete sahipler, onlara da acıyoruz.

Peki, Kunt’un kitabında kimleri mi buluyoruz? Murat Belge, Etyen Mahçupyan, Hasan Cemal, Ahmet ve Mehmet Altan, Şahin Alpay, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç, Baskın Oran, Cengiz Çandar, Nur Vergin, Orhan Pamuk, Nilüfer Göle ve daha nicelerini elbette.

Kısacası kitapta, FETÖ’nün solcularını, Soros’un beslemelerini, AB’nin fonlamalarını, ABD’nin etki ajanlarını, AKP’nin akil insanlarını görüyoruz.