Korkmayan mizah ve Muzaffer İzgü!

“Karşıtlığın olduğu yerde mutlaka mizah da vardır. İnsan ne için, niye güldüğünün ayırdına varmalıdır. Komiklik ayrı bir şey, mizah ise apayrı bir şeydir. (...) Mizah topsuz tüfeksiz bir silahtır. Vurdu mu yıkar! Her zaman diktatörler mizahın düşmanı olmuşlardır. Ama mizahçılar korkmaz. Korkmayan mizah, toplumlar için en önemli şeydir.”

Muzaffer İzgü, İzmir Mizah Festivali’ndeki (2016) konuşmasında mizahı böyle tanımlıyordu. Bu tanımın arkasında kuşkusuz bir gelenek, yaşanmış bir tarih, yazılmış onlarca kitap var.

Yaslandığı geleneği “Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin ve ben üçümüz Nasreddin Hoca’nın, İncili Çavuş’un, Bekri Mustafa’nın, Bektaşi’nin soyuyuz.” diyerek açıklayan Muzaffer İzgü, onlarca kitabıyla mizah edebiyatımızın çınarlarından biri.

MİZAH TOPLAM YARARINA MUHALİF OLMALI!

Mizahın toplum yararına muhalif olması gerektiğini her fırsatta dile getiren Muzaffer İzgü, bunu yapıtlarında da ortaya koyarak 1970’te basılan ilk kitabı Gecekondu’dan 2013’te basılan mizah öyküsü kitabı Çapulcu musun Vay Vay’a kadar çizgisini aynı tutarlılıkla sürdürdü.

Muhalif kalemi her iktidar döneminde aynı keskinlikte, duruşundan taviz vermeden yazmaya devam etti.

1971’de basılan romanı İlyas Efendi’de, devlet memurlarının yaşam şartlarını ortaya koyarken aynı zamanda devlet kurumlarındaki rüşvet, torpil, yolsuzluk vb. gibi sorunları da gündeme getiriyordu.

Devletin Malı Deniz, Azrail Nasıl Rüşvet Yedi, Devlet Babanın Tonton Çocuğu, Ortadireği Yıkan Ayı, Ayvayı Yedik, Dandini Vatandaş Dandini, Bir Namussuz Aranıyor gibi yapıtlarıyla farklı yıllarda, farklı hükümetler dönemlerinde benzer sorunları ortaya koymayı sürdürdü.

Demokrasimiz Kaç Para Eder, Hükümet Çiftetellisi, Yıl Sıfır Darbe Hazır, Donumdaki Para, 1 Mayıs Polis Bayramı, Dayak Birincisi, Her Eve Bir Karakol, Siz Bilirsiniz Paşam gibi kitaplarıyla yoksulluk, devlet kurumlarındaki yozlaşma gibi sorunlar yanında demokrasi, ifade özgürlüğü, baskılar ve yasaklar da en çok işlediği konulardandı.

SORUŞTURMALAR GEÇİRDİ, YOLUNDAN DÖNMEDİ!

Bunlardan dolayı soruşturmalar geçirdi, 12 yıl yasaklanan Donumdaki Para, 11 yıl yasaklanan Ekmek Parası gibi dönem dönem yasaklanan kitapları oldu. İlerleyen yaşına karşın güncel gelişmeleri takip etmekten, yaşamın nabzını tutmaktan hiç vazgeçmedi.

AKP iktidarında da Padişahım Çok Yaşa, Anamı da Aldım Geldim, Ayıya Bak, Hamdolsun Açız gibi kitaplarla muhalif duruşunu sürdürdü, Gezi Direnişi’nin ardından Çapulcu musun Vay Vay kitabını yazdı.

Muzaffer İzgü’yle henüz tanışmayanlar veya sadece çocuk kitaplarından tanıyanlar için, yazarın mizah öyküleri ve romanları da keşfedilmeye değer birer hazine niteliğinde.