Özlem Aytek’ten yeni kuşak bir bilimkurgu!

‘KOCAMAN BİR KİTABIN İÇİNDE YAŞAR GİBİYİM’

- Çocuk ve gençlik edebiyatına pek çok eser vermiş bir yazar olarak yazma serüveniniz nasıl başladı?

Okumayı öğrendiğim günlerde önce hece sonra da ilk öykü kitabıma adeta âşık olmuştum. Ardından tam bir kitap kurduna dönüştüm. Yaşadığım apartmanın en alt katında bir kırtasiye vardı. Annemin verdiği harçlıklarla her gün bir hikâye kitabı alırdım. Okumadan duramıyordum.

Okudukça kendi hayallerim şekillenmeye başladı ve yazmak için durdurulamaz bir istek duydum. İlk hikayemi ilkokul dördüncü sınıfta yazdım ve öykü yarışmalarına, kompozisyon yarışmalarına katıldım, ödüller aldım ve hiç durmadan yazdım…

Altı yaşımda, yazar olma kararımı vermiştim ve bu hayalimin peşinden koştum, hiç vazgeçmedim. İlk iş yerim bir yayınevi oldu ve hayatım boyunca hep yayınevlerinde çalıştım.

Öykü, roman, eğitim kitapları yazdım yanı sıra yayınevlerinde editör, yayın yönetmeni olarak çalıştım. Aynı zamanda bir illüstratör olduğum için genellikle kendi kitaplarımın kapak, resimleme gibi işlerini kendim yaptım. Özetle söylemek gerekirse yirmi yedi yıl boyunca hem yazdım hem okudum hem de çizdim.

- Okuduğunuz ilk kitap hangisiydi? Ve şu an hangi kitabı okuyorsunuz?

İlk kitaplarım Gülten Dayıoğlu’ndan Fadiş ve Hans Christian Andersen’in yazdığı Andersen’den Masallar’dı. İki kitabı da aynı coşkuyla tekrar tekrar okurum.

Hatta kısa süre önce Fadiş’in ciltli, yeni baskısına imzalı bir şekilde sahip olma şansını yakaladım. Öyle duygulandım ki… Tıpkı onu ilk okuduğum zamanki hâli gibi basılmış. Küçük, mavi ve ciltli…

En son R. Shener’in Çatalhöyük-12 adlı tarihi polisiye romanını okudum. Şimdi de Jose Saramago’dan Portekiz’e Yolculuk’u okuyorum.

- Anlattıklarınızdan yola çıkarsak kitaplar yaşantınızın hep odak noktası olmuş. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Çok doğru bir tespit bu… Yaşamım boyunca, gecemi gündüzüme katarak hep yazdım ve aynı şekilde yazmaya da devam ediyorum. Kitaplarla ilgili çalışmalarıma sabah başlarım ve gece yarısı olmadan çalışmayı bırakmam.

Kitaplar hep hayatımın başrolünde oldu. Yazmadığım zamanlarda mutlaka okumam gereken birkaç kitap sırada bekliyordu. Sanki kitaplardan ibaret bir dünyada, kocaman bir kitabın içinde yaşayan biri gibiyim. Hep böyle hissettim ve itiraf etmeliyim ki yaşamımda beni en çok mutlu eden şey bu duygu oldu.

Tiyatro, sinema sanatçılarının çocuklarını kulis kokusuyla büyütmeleri gibi ben de iki kızımı kitapların o büyüleyici kokuları arasında büyüttüm. Çok şanslıyım ki onlar da kitapları hep çok sevdiler ve onların da kendilerine özgü birer kitap dünyası oldu.

‘HAYAL ETMEK GÜZELDİR VE BİLİM EĞLENCELİDİR!’

- Gençlik Bilim Kitaplığı Serisi’nde bir gökadanın farklı halkalarına düşen üç arkadaşın maceralarını konu ediyorsunuz. Karakterler ve olay örgüsünün bütünlüğü bakımından Yeşil Halka-Evrenin Gizli Bahçesi, serinin ilk kitabı olan Mavi Halka-Hiçlik Çukuru’nun devamı niteliğinde mi?

Ana mekân ve baş karakterler aynı olmakla birlikte, olay örgüleri birbirinden bağımsızdır. Çünkü her halkada yaşam farklı bir formdadır. Kitaplar, kendine özgü yer-mekân özelliklerine, birbirinden ilginç maceralara ve zengin yardımcı karakterlere sahiptir.

Yeşil Halka Evrenin Gizli Bahçesi’nde kurgunuzu optik illüzyonlar ve kodlamalarla pekiştirmişsiniz. Bu sayede dijital çağın gençlerini yakalayan özgün bir çalışma olmuş. Kurgunuzu planlarken nasıl bir yol izlediniz?

Dijital çağın gençleri teknolojiden yararlanma, yaratıcılık, analitik düşünme gibi becerileri bakımından muhteşemler. Kurgumu planlarken en önemli amacım onlarla bütünleşmek, hayallerimizi, birikimlerimizi birleştirip örtüştürerek birlikte bir üst aşamaya taşımaktı.

En önemli hedefim de onların heyecanla, severek, hiç sıkılmadan okuyacakları hatta bitmesini istemeyecekleri bir kitap olmasıydı. Kitaptaki karakterleri sevmeleri de bir diğer hedefimdi.

Bu seriyi yazarken bana ilham veren iki cümle var: “Hayal Etmek Güzeldir.” ve “Bilim Eğlencelidir.” Gençlerimizin kitapları severek okurken kendilerini maceraların içinde bulmaları, hedeflerini belirlemeleri ve bilimin herkese açık kapılarından içeri girmeleri en büyük dileğimdir.

SONSUZ EVRENDE MUHTEŞEM MACERALAR

- Kitaplarınızın çoğu okullarda farklı yaş grubundan öğrenciler tarafından okunuyor. Gençlik Bilim Kitaplığı Serisi kaç yaş grubuna hitap ediyor?

Hedef kitlemiz on yaş ve üstündeki gençlerdir. Fakat okuma alışkanlığı olan, roman okumayı seven, sekiz-dokuz yaş grubu kitap kurtlarının okumasında da pedagojik açıdan hiçbir sakınca yok. Konumuz üç gencin bilimin sonsuz evrenindeki muhteşem maceralarıdır.

- Serinin devamında kahramanlarımızı neler bekliyor?

Seri altı kitaptan oluşuyor ve Yeşil Halka- Evrenin Gizli Bahçesi ikinci kitap. Gelecekte yayımlanacak olan dört kitabı da belirli aralıklarla okurlarıyla buluşacak. Her birinde genç okurlarımızı çeşitli sürprizler bekliyor.

Kahramanlarımız birbirinden ilginç keşifler yapacak, yepyeni karakterlerle tanışacak ve maceralar yaşayacaklar. Amaçlarına ulaşmak için üstesinden geldikleri her zorluk onlara yepyeni ufuklar açacak.

Kitaplar sırasıyla Mor Halka – Labirentin İçinde, Kırmızı Halka – Bir Dahinin Akıl Defteri, Kayıp Halka – Hayaller Kulesi, Yapay Zekâ Halkası – Oyun Teorisi ve Akıllı Ajanlar. Şu an Mor Halka – Labirentin İçinde’yi yazıyorum.

- Yetişkinlere yönelik çalışmalarınız da olacak mı?

Yedi yıldır üzerinde çalıştığım, yetişkinlere yönelik “Erica’nın Aynaları” adlı romanımı henüz tamamladım. Psikolojik gerilim türünde bir roman ve çok yakında okurlarıyla buluşacağı müjdesini ilk kez buradan veriyorum.