Vitrindekiler... (26 Mart 2022)

Cumhuriyet Kitap Dergi’den haftanın okuma önerileri...

Vitrindekiler... (26 Mart 2022)
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.03.2022 - 00:03

Keder Üzerine / Chimamanda Ngozi Adichie / Çev. Solina Silahlı / Doğan Kitap / 120 s.

“Keder zalim bir eğitim türü. Yas tutmanın ne kadar kaba, ne kadar öfke dolu olabileceğini öğreniyorsunuz kederliyken. Düşünmeden söylenen başsağlığı dileklerinin nasıl hissettirebileceğini öğreniyorsunuz.” Babasının ölümünün ardından yazan Chimamanda Ngozi Adichie, kaybıyla derin bir hesaplaşmaya giriyor. Babasının ölüm haberini izleyen günleri “Yarından ve daha sonraki bütün yarınlardan korkuyorum” diye tanımlayan yazar, şok, yalnızlık ve hayal kırıklığını çarpıcı bir dille anlatıyor. Keder Üzerine, tüm kayıplar için kişisel bir ağıt.

Hitler-Demokrasiden Diktatörlüğe / Şükrü Ülker / Sia Kitap / 352 s.

Paul Joseph Goebbels, Hitler’in propaganda ve aydınlanma bakanıydı. Yanından hiç ayrılmadı. Yaşamları bir gün arayla benzer şekilde sonlandı. Hermann Wilhelm Göring, Hitler onu kendisinden sonraki “Führer” olarak atamıştı. Nürnberg Mahkemeleri’nde yargılandı. Asılarak idama mahkûm edildi. Saklamayı başardığı siyanür hapını infazından saatler önce yutunca 15 Ekim 1946 tarihinde yaşamı sona erdi. Johann Dietrich Eckart, Hitler’in özel konuşmalarında, “duygu ve düşünceleri uyumlu tek arkadaşım, yol göstericim” diye söz ettiği gazeteci, şair, oyun yazarı. Alkol ve morfin bağımlılığı nedeniyle geçirdiği kalp krizi sonucunda öldü. Heinrich Luitpold Himmler, Yahudi, Çingene ve Nazi karşıtlarının toplatıldığı, öldürüldüğü kampların kurucularından, soykırımın baş sorumlularından biriydi. 23 Mayıs 1945’te Ruslar tarafından göz altında tutulduğu sırada yanında taşıdığı siyanür hapını içerek intihar etti. Alfred Rosenberg, Fritz Sauckel, Wilhelm Frick, Ernst Kaltenbrunner, Joachim von Ribbentrop, Martin Ludwig Bormann ve daha pek çok isim... Hitler’in işlediği suçların ortaklarıydılar. Sonları birbirine benzedi. Şükrü Ülker’in kitabı Hitler-Demokrasiden Diktatörlüğe bir Hitler biyografisi değil. İnsanlığa tarifsiz acılar yaşatan bir diktatörü ve yakın çevresini tanıtan, iktidarı ele geçirmelerinden iktidarlarının son günlerine kadar yaşanan pek bilinmeyen olayların anlatımı.

Ben, Malala / Malala Yusufzay, Christina Lamb / Çev. Doğan Yılmaz / Epsilon Yay. / 392 s.

2014 Nobel Barış Ödülü’nün sahibi Malala Yusufzay’ın otobiyografisi Ben, Malala tek bir insanın sesinin bile dünyaya değişim yönünde ne kadar büyük bir ilham verebileceğini kanıtlıyor… Taliban kuvvetleri Pakistan’ın Svat Vadisi’ni kontrol altına aldığında, küçük bir kız hiç korkmadan düşüncelerini dile getirdi. Malala Yusafzay susturulmayı reddederek eğitim hakkı için mücadeleye girişti. 9 Ekim 2012 Salı günü, 15 yaşındayken bunu neredeyse canıyla ödüyordu. Okul servisiyle eve dönerken yakın mesafeden açılan bir ateşle başından vurulmuştu. Malala’nın mucizevi şekilde hayatta kalıp iyileşmesi, onu Kuzey Pakistan’daki ücra bir vadiden New York’taki Birleşmiş Milletler binasının koridorlarına uzanan olağanüstü bir yolculuğa çıkardı. Malala 16 yaşında, barışçıl protesto eylemlerinin dünya çapında sembolü ve Nobel Barış Ödülü’nü kazanan en genç isim oldu.

Türkiye’de İktidarın Sınırlandırılması / Murat Soysal / Siyasal Kitabevi / 376 s.

Murat Soysal, siyasi tarih, hukuk, siyaset bilimi ve siyaset felsefesi alanlarını harmanlayarak sunduğu kitapta, 1808 tarihli Sened-i İttifak’tan 2010 Anayasa Referandumu’na kadar uzanan geniş bir süreci analiz ediyor. Burada “iktidarın sınırlandırılması” çabalarının odağa alındığı kitapta, iktidarın sınırlandırılması için kullanılan çeşitli denetim araçları ve sistemleri, dönemlerine göre tartışılırken Türkiye siyasi tarihinde her dönemde ön plana çıkan iç denetim mekanizmalarına (iktidarın yargısal denetim yoluyla sınırlandırılması, iktidarın idari yargı yoluyla denetlenmesi, iktidarın siyasal/parlamenter denetim araçları yoluyla sınırlandırılması) önem veriliyor. Bu mekanizmalar teorik olarak ele alınırken Türk siyasi hayatının çekişmelerinin ve ilerlemelerinin öyküsünün de aktarıldığı çalışma Türkiye’de iktidarın sınırlandırılması konusundaki çabaları ve bunun başarılabilmesi için yaşanan sancıları gözler önüne seriyor.

Kibele Adası / Fuat Kemal / Talya Yayınevi / 200 s.

Gülümseten sevimli öyküler vardır. Pek de önem vermediğimiz sıradan olayları anlatır. Uyulması gereken kuralları kurnazca ihlal edenler çıkar çoğu kez karşımıza. Gülüp geçeriz, zamana alışırız onlara hatta benimseriz bu insanları ve olayları. Ancak derinliklerine inildiğinde toplumun etik değerlerinin içten içe ve sinsice çürütüldüğünü görürüz. Fuat Kemal, on beş öyküden oluşan Kibele Adası’nda önlem alınmasına gerek bile duyulmayan sözde önemsiz olayları ince bir mizahla öyküleştiriyor, sonuçlarına ayna tutuyor. Kitapta hepsi tanıdık gelecek idealist bir hekim hakimle, piyanist hamalla, alternatif turizmcilerle, kapıdaki cici kızlarla, yaylacılarla, akşamcılarla, algoritmalı sağlık hizmeti ile, “her şeyin başı eğitim”cilerle, ödüllü edebiyatçılarla, kumarhanedeki muhafazakâr politikacılarla karşılaşacaksınız.

Gün Yüzüne Dökülenler / Umut Özkan / Karakarga Yay. / 184 s.

“Mahallemizde solun bütün renkleri vardı. Karşı mahallede ise sağın tek rengi hâkimdi. Havanın kurşun gibi ağır olduğu günlerdi. Hepsi yirmili yaşlarda, kendi düşüncesinde; ilkeli, idealist ve dürüsttü. 12 Eylül 1980’de, sokağımızda Evren’in hışmına uğramayan kalmamıştı. Buna rağmen bu toprakları çok seven insanların içinde yaşıyorduk.” Umut Özkan’ın 2019-2021 yılları arasında çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan yazılarından derlenen Gün Yüzüne Dökülenler, Köy Enstitüleri’nden türkülere, halk edebiyatının izlerinden yazar anılarına kadar güncel politik pek çok konuya değiniyor.

Erzurum Yolculuğu / Aleksandr Sergeyeviç Puşkin / Çev. Eyüp Karakuş / VBKY / 104 s.

Erzurum Yolculuğu, Aleksandr Puşkin’in 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Kafkasya üzerinden Osmanlı İmparatorluğu’na yaptığı yolculuğu konu alır. Kafkasya’daki Rus karargâh şehrine vardığında, sürgün döneminde tanıştığı asker arkadaşlarının Erzurum’u istila etmek üzere sefere çıktığını öğrenen şair, izni olmadığı hâlde Osmanlı sınırlarını aşar, Erzurum’a kadar gelir. Yolculuğu boyunca birtakım eskizler çizer, notlar alır; karşılaştığı Türk askerleri, Erzurum Komutanı Salih Paşa ve eşi, Tatarlar, Tellak Hasan ve Paşa’nın konağı… Gözlemlerini yalın bir dille paylaşan Puşkin, Rusların başarısını yeterince övmediği için eleştirilecek ve Erzurum’a yaptığı bu izinsiz yolculuk, Çar I. Nikola’nın Puşkin’i ev hapsiyle tehdit etmesiyle sonuçlanacaktır. 1830’da kısmen yayımlanan Erzurum Yolculuğu, yeniden düzenlenerek 1836’da Puşkin’in Sovremennik adlı dergisinde yayımlanır. 1937’de Sovyet dönemi Rusyası’nda filme uyarlanan Erzurum Yolculuğu, bir savaş çağının arifesinde, bu coğrafyadaki yolların, askerlerin ve halkın, şair ve yolcu Puşkin’in kaleminden yansıyan görüntüsüdür.

Tamera Ekoköyü’nün Daveti / Dieter Duhm / Yeni İnsan Yay. / 176 s.

Dieter Duhm Portekiz’deki Tamera Ekoköyü’nün sözcüsü sıfatıyla yazdığı kitabında, insanların bir arada nasıl yaşayabileceğini ve şiddetsiz bir toplumun geleceğine yönelik edinilmiş deneyimleri kırk yıldır süren Tamera Ekoköyü projesi bağlamında anlatıyor. Gelecekteki dünyanın dıştan gözlemlenebilecek ayrıntılarını değil, insanın iç dünyasının temellerini tanımlıyor, gelecekteki toplumun teknik, politik, ekonomik yüzü yerine insanın dini, etik, cinsel, ekolojik yüzünü anlatıyor. Kültürdeki bozulmayı önlemenin ve insanlık olarak iyileşebilmenin olanaklarını göstermek için iç dünyamızda hangi katmanlara öncelik vermemiz gerektiğini gösteriyor.

Diplomat Şair: Yahya Kemal’in Elçilik Yılları 1926-1949 / Berksan Gülsoy / h2o Kitap / 176 s.

Yahya Kemal Beyatlı’nın “Lale Devri” kavramını ilk kullanan, Türkiye Türkçülüğünün başlangıcını 1071 Malazgirt Savaşı olarak belirleyen bir tarihçi olduğu fazla bilinmez. Oysa tarihçi yönü pek çok şiirine yansımıştır. Yurtdışında eğitim görmüş, yabancı diller bilen Yahya Kemal diplomat adaylarının da başta gelenlerdendir. Nitekim Kurtuluş Savaşı sonrası Lozan Görüşmeleri’ne katılan heyetin içindedir ve bu deneyim diplomasiye doğru yolculuğunu hızlandıracaktır. 1926-1949 yılları arasında, sırasıyla Polonya, İspanya, Portekiz ve Pakistan’da elçi ve büyükelçi olarak bulunacaktır. Bu geçmiş ve elçilik dönemi şairliğini de dönüştürecektir. “Endülüs’te Raks, Kar Musikileri, Madrid’de Kahvehane” gibi şiirleri bu döneme aittir. Artık o “Diplomat Şair”dir. Berksan Gülsoy, kitabında Yahya Kemal’in diplomat yıllarını inceliyor ve bu dönemin şairliğindeki etkilerini araştırırken dolaylı olarak Cumhuriyet’in kuruluş yılları ve ilk dönemi için de tarihi bir panorama sunuyor.

Anti-Kapitalist Günlükler / David Harvey / Çev. Utku Özmakas / Sel Yay. / 341 s.

Geçmişi oldukça kanlı Neoliberalizm kendi iç dinamikleri içinde pek çok ülkede yükselen yeni faşizm dalgasının desteğiyle hâlâ canlı ve zinde. Bugün neoliberalizmin şafağındakine benzer bir küresel krizin ortasındayız. Karantina günlerinde de sürdürdüğü podcast ve çevrimiçi video dizisindeki derslerinden oluşan Anti-Kapitalist Günlükler’de David Harvey, dünyanın dört bir yanında neoliberallerin neo-faşistlerle kurduğu ittifaktan örnekler vererek günümüz sınıf mücadelesinin güncel meselelerine parmak basıyor ve yabancılaşma, özgürlük ve sermaye birikimi gibi temel başlıklar üzerinden Marx’ın Kapital’ini yeniden okuyarak ufuk açıcı bir kılavuz sunuyor.

Lacancı Başlangıçlar: Klinikten Politikaya Lacancı Psikanaliz / Özgür Öğütcen / Beyoğlu Kitabevi / 320 s.

Lacancı psikanalizin önde gelen uzmanlarından Özgür Öğütcen kitabında yirminci yüzyılın en etkili ve en tartışmalı psikanalistlerinden Jacques Lacan’ı ve Lacancı psikanalize ilişkin tartışmaları daha anlaşılır kılacak bir okuma sunuyor. Nuri Bilge Ceylan sinemasından resim sanatına, politikadan seans odasının gizemine, popüler kültürden toplumsal değişime kadar pek çok alana değinen Lacancı Başlangıçlar hem psikanalize ilgi duyanlar için, hem kendine ve dünyaya farklı gözle bakmak isteyenler için zihin açıcı bir deneme.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler