1950'lerin Amerika'sına saygı
Wes Anderson’ın yönettiği nostaljik bilim kurgu Asteroit Şehir, Peter Sohn’un eğlenceli animasyonu Elemental: Doğanın Güçleri, Saim Sadiq’in cesur sosyal dramı Joyland gösterime girdiler.
Benzersiz stiliyle, özgün anlatımıyla Wes Anderson yaratıcı sinemanın en önemli yönetmenlerinden biridir. Fransız Postası’nda gazeteciliğe, Fransız sinemasına saygıda bulunan Teksaslı frankofon Asteroit Şehir’de 1950’lerin Amerika’sına ait unsurları, televizyonun altın yıllarını, tiyatronun önemini, Soğuk Savaş döneminin tipik paranoyasını, başka dünyalardan gelen yabancı formları, uzaylı istilasını, Vahşi Batı’yı, Amerikan ailesinin değerlerini ülkenin parlaklığı içinde yansıtıyor.
Yönetmen izleyiciyi Amerikan çölünün tam ortasındaki düşsel kent Asteroit’e götürür. Adını binlerce yıl önce düşen göktaşından alan bu yerde her yıl ülkenin her yanından gelen bilim küpü dâhi öğrenciler akademik rekabet için yarışırlar. Kıdemsiz Yıldız Gözlemcileri ve Askeri Uzay Öğrencileri Kongresi’nin programı beklenmedik bir olayla altüst olur. Başkan karantina ilan eder.
Gizli sırrı saklayan askerler, uçan dairelere takıntılı çocuklar, dağılmış aileler, bilim insanları, sanatçılar karmaşık varoluşsal sorular sormaya, yalnızlık çekmeye, hüzün duymaya başlarlar.
Olaylar ellilerin sitcomlarını andıran dekorlar içerisinde gelişiverir. Ünlü oyuncular kadrosu, uzun soyut diyaloglar, teknik mükemmeliyetçilik, milimetrik planlar, kadrajların simetrisi, kamera hareketlerinin akıcılığı, bölünmüş görüntü, anlatıcı ses, animasyon kullanımı, ayrıntılar Anderson’ın çok özel anlatımını oluştururlar. Retro görüntüler paleti William Eggleston’ın fotoğraflarını anımsatırlar.
Düzen-kaos, şüphe-belirsizlik gerilimi sürekli duyumsanır. Monument Valley, Amerikan sinemasının kült filmleri Posta Arabası, Easy Rider, Thelma ile Louise, Forrest Gump’a gönderme yapar. Tom Hanks, Scarlett Johansson, Jason Schwartzmann, Tilda Swinton, Steve Carell, Edward Norton, Adrien Brody’nin oynadığı Asteroit Şehir gösterimde.
ZIT KUTUPLARIN AŞKI
Bazı elementler birbirlerine karışabilirler, bazılarıysa hiç mi hiç karışamazlar. Ateş, su, toprak ve hava Element Şehri’nde uyum içinde ama birbirlerine bulaşmadan yaşarlar. Bu elementler canlı olsaydı yaşam nasıl olurdu? Peter Sohn enerjik, tempolu animasyonu Elemental: Doğanın Güçleri’nde bu soruyu sorar.
Çocukluğundan esinlenen Sohn 1970’lerin başında ailesinin düşler, umutlarla Kore’den ABD’ye göç ederek Amerikan rüyasına ulaştıklarını anlatıyor. Farklılıklar, önyargılar, bağ kurmak, ödün vermek, amacına ulaşmak üstüne eğlenceli, esprili, sürükleyici bir animasyon Elemental.
TABULARI YIKMAK
Cannes Festivali Belirli Bir Bakış bölümünde jüri özel ödülü ile Queer Palmiye ödülünü alan Joyland’de Saim Sadiq Pakistan’da hem kadınları hem erkekleri ezen ataerkil düzeni, çelişkileri, ikiyüzlü ahlakçılığı, homofobiyi, transfobiyi minimalist, gerçekçi bir anlatımla betimliyor. Sadiq, Haider’in babasının, abisinin baskın erkekliği arasında sıkışıp kalmasını, trans dansçı Biba’ya âşık olmasını ahlak dersi vermeden anlatır.
2009’da yasal olarak üçüncü cinsiyeti kabul eden ülkede translar dilenmek ya da seks işçisi olmak zorundalar. Lahor’daki metaforik, sembolik anlam yüklü eğlence parkının adını alan Joyland’in gösterimi kentte yasaklandı, Karaçi ve İslamabad’da sansürlenerek oynatıldı.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı