Bir yol haritanız olmalı! Feridun Andaç'ın yazısı...
Yazar okuma, okuma uğraşında apayrı nitelik taşır. Bir yazarı / yapıtını okumaya başladığınızda, bu yöneliminizi de amaçlandırdığınızı görürsünüz. Yazmanın başka yazarlardan öğrenilebilecek bir uğraş olduğunu söylemek size çok yeterli gelmeyebilir. Ama okudukça, yazarların keşfine çıktıkça bunun gerçekliğini eminim ki göreceksiniz. Ünlü edebiyat dergisi The Paris Review’de yıllarca sürdürülen yazar söyleşilerinden yapılan derlemenin yer aldığı, daha önce iki cilt olarak yayımlanan iki kitabın tümleyicisi olan Yazarın Yol Haritası (Çeviren: Perihan Sevde Nacak, Timaş Yayınları) kitabı, yazı yolculuğunuzda kendinize bakışınızı görmenize kapı aralıyor. Okurken / yazarken kendi yol haritanızı çizmenize olanak sağlıyor.
Yazma süreci, yaratma eylemi, okuma uğraşı üzerinde düşünürken yola çıkış öyküme dönüyorum ister istemez. Birbirine açılan kapılar gibiydi her biri… Adeta keşif yolculuğu da diyebilirim buna.
V. S. Naipaul’un şu düşünceleriyle karşılaşınca, duralamıştım ilkten: “Benim gibi uzaklarda, bir koloni ülkesinde doğduysanız her şeyi öğrenmeniz lazım. Yazmak benim için araştırma ve öğrenme süreciydi.”
Uzak yerlerde büyümenin gerçekliğidir bu. O nedenle tutunursunuz sizi var edebilecek şeylere… Benim edebi bağlanmam, yol haritamın biçimlenmesi böyle olmuştur.
Okumanın yaratıcılığı ortaya çıkarıp geliştirdiğine inanırım. Nasıl okuyabileceğini öğrendikçe bu yolun biçimlendiğini söyleyebilirim. Sonrasında, adeta kendinizi “görev”lendirerek yazar okumasının keşfine çıkarsınız. Nasıl okuduğunuz önemlidir. Yazarlık rotanızı belirleyendir bu.
İNANARAK YAZMAK
Arayışın, düşünmenin, çalışmanın sonucunda oraya varırsınız. Marquez’in “doğru tonu keşfetmek” dediği de budur. O sese eriştiğinizde ise oturur durduraksız yazarsınız.
YAZARAK VAR OLMA SABRI
Yazmak için yalnızlığı seçeriz. Bir tür kapanma isteğidir bu, kendimizle baş başa kalma durumu.
Açtığınız o “yer”den “dış”a dönme… “İç”te oluşanlardan yola çıkarak hatırlamanın labirentlerinde gezinme hali… Kaçınılmaz bir şeydir bu yazan için.
İçinde olduğumuz okuma uğraşı, kıyısında (hep ve her zaman) beklediğimiz yazma arzusunu besler, uyandırır, bir zaman sonra da çekip alır içine. Usulca oraya döner, yeni dünya yaratmaya başlarız.
Kendi “saklı”mıza bakarak / görerek, hissederek yazmaya yöneliriz. Birtakım işaretlerdir bizi ilkten uyaran, yönlendiren. İz sürercesine sözcüklerin ardına takılıp gideriz.
IRMAKLARINIZ NEREYE AKAR
Yazıyorsanız eğer, bir yol haritanız olmalıdır gene de. Nerede, neyi, nasıl yaşarsınız… Ne okur edersiniz… Yaşantı zenginliğinizin ırmakları nereden çıkıyor nelere akıyor… Yazının sizden istedikleri hayatınızda ne kadar var… Bunlara açtığınız yerlerde neleri / nasıl kotarıyorsunuz…
Yazmanın başka yazarlardan öğrenilebilecek bir uğraş olduğunu söylemek size çok yeterli gelmeyebilir. Ama okudukça, yazarların keşfine çıktıkça bunun gerçekliğini eminim ki göreceksiniz.
Kendi payıma okurluk yolum yaşama yolumun ışıldağı olmuştur hep. Gitmeyi öğrenmemden yeryüzünün keşfine dönük her bir şey için başlangıçlarımı oluşturduğunu söylemeliyim.
Yazar okuma, okuma uğraşında apayrı nitelik taşır. Bir yazarı / yapıtını okumaya başladığınızda, bu yöneliminizi de amaçlandırdığınızı görürsünüz. Hele not alarak okuyorsanız, öyle bir kıyıya varırsınız ki; öğrenme, anlamanın ötesine geçerek yazmanın hazzını, anlatmanın büyüsünü keşfeder, dert edindiğiniz meselelerin anlatılmaya değerliğini görürsünüz.
BİR BAŞKA KIYIDAN
Ünlü edebiyat dergisi The Paris Review’de yıllarca sürdürülen yazar söyleşilerinden yapılan derlemenin yer aldığı Yazarın Odası, 2017’de iki cilt olarak Türkçede yayımlanmıştı1. Söyleşilerine yer verilen yazarların çoğunun2 yazıya / okumaya / yazarlığa ve yaşama ilişkin söyledikleri beni onların yazarlıklarına dönük yeni yolculuklara çıkardığını söylemeliyim.
Öyle ki; mesafeli durduğum Paul Auster, Toni Morrison, Alice Munro bu söyleşilerde dile getirdikleriyle, yazarlık yol haritalarını içtenlikle anlatmalarıyla beni kendilerine çektiler. Bazen bir yüzleşme öyküyle karşılaştığımı, bazen de yeni olanın keşfinin ne anlama gelebildiğini belirtmeliyim.
YAZI YOLCULUĞUNDA ARALANAN
YENİ KAPILAR...
Başka yazarların yaşam / yazı deneyimlerine dönmek her zaman ufuk açıcı olmuştur. Burada söyleşilerini okuduğumuz her bir yazarın öylesine bir zenginliğini bize taşıdığını belirtmeliyim.
Yazıda inanç, tutkudan söz eden Munro şunu diyordu: “Bir heyecan ve inanç dürtüsü var ki onsuz çalışamıyorum.”
Orhan Pamuk ise şunu söylüyordu oradaki söyleşisinde: “Kendimi adadığım şey bir sanata ya da zanaata bağlılıktan çok daha fazlası, bu bir odada yalnız kalmaya bağlılık.”
Marquez’in değindiği, yazarken, “Herkesin meselesi kendi biçimini yaratır sonuçta” belki de sizin yazı yolculuğunuzda kendinize bakışınızı da görmenize kapı aralar diye düşünüyorum.
Bu iki kitabın tümleyicisi Yazarın Yol Haritası’nı3 okurken görüp gözlediğim de bu oldu sevgili okurum: Okurken / yazarken kendi yol haritanızı çizmek.
1 Yazarın Odası, I. Kitap / Çeviren: Öznur Ayman / Timaş Yayınları / 300 s. / 2009.
Yazarın Odası, II. Kitap / Çeviren: Mehmet Emin Baş / Timaş Yayınları / 330 s. / 2017.
2 Ernest Hemingway, T.S. Eliot, Rebecca West, William Faulkner, Graham Greene, Truman Capote, Stephan King, Gabriel Garcia Marquez, ; Saul bellow, Toni Morrison, Raymond Carver, Orhan Pamuk, Ezra Paund, Philip Roth, Paul Auster, Haruki Murakami, Alice Munro.
3 Yazarın Yol Haritası / Çeviren: Perihan Sevde Nacak / Timaş Yayınları / 382 s. / 2023.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!