‘CHP Taş Üstüne Taş Koymadı’

1923-1950 yılları ülkenin altın çağını oluşturur. Siyaset acımasızdır ve toplum da çabuk unutur. Bu gerçeği ve AKP’nin yanılgılarını Almanya’da öğretim üyeliği ve iki dönem milletvekilliği yapmış Prof. Dr. Hakkı Keskin, CHP Taş Üstüne Taş Koymadı (Ekin Yayınları) kitabında belgeleriyle dile getiriyor. CHP’nin çağdaş Cumhuriyetin temel taşlarını nasıl kurduğunu ve bu temeli yıkmak isteyen AKP’nin girişimlerini belgeleriyle açıklıyor. CHP, tarihine saygı adına, bu kitabı tüm il ve ilçelere dağıtarak CHP’nin gerçeklerini ve AKP’nin yanılgılarını üyelerine anlatmalıdır.

Yayınlanma: 22.06.2022 - 00:02
Abone Ol google-news

Ali Fethi Okyar, Atatürk’ün en yakın silah arkadaşlarından biriydi. Kurtuluş Savaşı’nda yanındaydı. Büyükelçilik, İçişleri bakanlığı, Başbakanlık yapmış, bir siyasi parti kurmuş yakın tarihimizin önemli bir kişisiydi. Atatürk’ün ölümünden sonra Bakanlık ve Moskova Büyükelçiliği yaptıktan sonra siyasetten çekilmiş ve Yalova’ya yerleşmiştir.

Cemal Kutay önemli bir tarihçiydi ve Fethi Okyar hakkında bir kitap yazmak üzere Yalova’nın mütevazı bir sokağında bulunan evinde ziyaretine gittiğinde şaşırmıştır.

Cumhuriyetin Başbakanlığını yapmış Fethi Okyar son derece sade döşenmiş bir evde tek başına yaşamaktadır. Geleni gideni yoktur.

Cemal Kutay şaşırır ve sorar. “Paşam neden yalnızsınız, arayıp soranınız yok mu?” Bu soruya Fethi Okyar siyasetin çok acı ve çıplak gerçeği ile cevap verir, “Toplumun hafızası yoktur.”

Siyaset acımasızdır ve toplum da çabuk unutur. Bu gerçeği ve AKP’nin yanılgılarını Almanya’da öğretim üyeliği ve iki dönem milletvekilliği yapmış Prof. Dr. Hakkı Keskin, CHP Taş Üstüne Taş Koymadı (Ekin Yayınları, 2020) kitabında belgeleri ile dile getirir.

Partili Cumhurbaşkanı ülkenin tarihini yadsıyarak 28 Nisan 2016 tarihinde, AKP Grup toplantısında yaptığı konuşmada; “CHP susuzluk, çöplük, hava kirliliği, tezek demektir... Bunlar taş üstüne taş koymadılar” diyerek, 1923- 1950 döneminde CHP’nin yaptıklarını tamamen reddetmiştir.

Daha önce Atatürk ve İnönü için “iki ayyaş” diye hakaret eden Cumhurbaşkanı, 7 Ekim 2018 tarihinde, AKP’nin Kızılcahamam toplantısında; “İsmet İnönü’nün ülkenin başında olduğu dönemde Amerikan yardımları bahane edilerek tüm stratejik sanayi projeleri iptal edildi; araştırma, geliştirme ve üretim faaliyetleri durduruldu, fabrikaların kapısına kilit vuruldu... işte bu utanç verici mirasın sahibi CHP’dir” diyerek tarih tanımazlığına devam etmiştir.

İZMİR İKTİSAT KONGRESİ İLE BAŞLAYAN DÖNEM

17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında yapılan 1. İzmir İktisat Kongresi Osmanlı’nın küllerinden yaratılan yeni devletin sanayileşme hedeflerini açıkça ortaya koymuş ve Atatürk-İnönü dönemlerinde bu hedefler geliştirilerek; fabrikalar, limanlar, demir yolları, eğitim kurumları yaşama geçirilmiş ve sanayi devrimini birçok sosyal devrim izlemiştir.

Sadece Atatürk döneminde (1923-1928), 160’ın üzerinde yerli ürünleri işleyen fabrikalar, bankalar kurulmuş, demiryolları, limanlar yapılmıştır (a.g.e. s: 29-32). 1939- 1950 döneminde ise ülke ekonomisine 150’nin üzerinde yeni tesis kurulmuş ve yatırımlar yapılmıştır (a.g.e.s: 64-67).

Görüldüğü gibi CHP, 1923-1950 yılları arasında her türlü yokluğa karşın müthiş bir sanayileşme ve çağdaşlaşma sürecini gerçekleştirmiştir.

2002-2019; AKP’NİN YAPRAK DÖKÜMÜ YILLARI

2002 yılında AKP’nin iktidara gelmesi ile bilimin ve liyakat dışlanarak aynen 17. yüzyılda olduğu gibi, ulema ve tarikatlar öne çıkarılmaya başlanmıştır. Seçimlerde Meclis dışında kalan Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın katkısı ile milletvekili ve Başbakan olabilmiştir.

AKP iktidarı yıllarında uygulan yanlış politikalar nedeni ile tüm komşu ülkelerle iyi ilişkiler sona erdirilmiş, ekonomide enflasyon ve işsizlik tavan yapmıştır. Hukukun üstünlüğüne son verilmiş ve son Anayasa değişikliği ile de ülkede bir şahıs devleti kurularak Partili Cumhurbaşkanlığı dönemine geçilmiştir.

Bu dönemde uygulanan yanlış ekonomik politikalarla, CHP döneminde kurulan fabrika ve tüm ekonomik değerlerin satışı ile Hazine’nin açığı kapatılmak istenmiştir. 2002-2019 döneminde AKP devlete ait olan fabrikaların, madenlerin, limanların, barajların, santrallerin 239’u satılmış ve 85 kamu kuruluşu kapatılmıştır. (a.g.e. s: 73-79)

AKP DÖNEMİNİN YILDIZLARI

AKP bir yandan CHP’nin kurduğu tesis ve fabrikaları satarken bir yandan da devlet eliyle zenginleşen yeni bir sektör yaratarak ülke ekonomisine büyük bir darbe vurmuştur. Önemli devlet ihaleleri sürekli beş büyük şirkete gelir garantisi koşulu ile verilmiş bu yetmemiş AKP yandaşları akıl almaz bir biçimde devlet eli ile zengin edilme sürecine girilmiştir.

Bunun doğal sonucu altından kalkılması olanaksız bir dış ve iç borç yükü, artan enflasyon ve büyüyen işsizler ordusu olmuştur.

Ülkenin 1923-1950 yılları ülkenin altın çağını oluşturur ve Prof. Dr. Hakkı Keskin’in kitabında; CHP’nin çağdaş Cumhuriyetin temel taşlarını nasıl kurduğunu ve bu temeli yıkmak isteyen AKP’nin girişimlerini belgeleriyle açıklayarak büyük bir görevi yerine getirmiştir. CHP tarihine saygı adına, bu kitabı tüm il ve ilçelere dağıtarak CHP’nin gerçeklerini ve AKP’nin yanılgılarını üyelerine anlatmalıdır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler