Nilüfer Belediyesi, tüm ilçeye yayılan kültür sanat etkinlikleri düzenliyor
Son olarak 6 farklı mekâna yayılan sergi, Bursalıların yanı sıra çevre illerden ve özellikle İstanbul’dan sanatseverleri ilçeye çekti.
Nilüfer Belediyesi, kültür sanat alanındaki çalışmalarıyla parmakla gösterilir bir belediye haline geldi. Aralıksız bir biçimde etkinlikler düzenliyor, festivaller yapıyorlar. Bunlardan birisi de belki de bugüne kadar Bursa’da yapılmış en kapsamlı sergi serisi olan “Yukarı Bak, Sınırlı Coğrafyanın Yıldızlı Ufukları” sergisi oldu. Son iki haftasına giren sergi, şehrin farklı noktalarındaki altı mekâna yayılıyor. Sergi bugüne kadar şehir içi ve dışından çok fazla ziyaretçi çekti. Serginin küratörü Yekhan Pınarlıgil. Sergi, politik konulara umut dolu, pozitif bir perspektiften yaklaşarak “Ne zaman boyun eğmeyi bırakır, neden, nasıl yukarı bakarız?” düşüncesinden yola çıkıyor. Hem sergileri hem onların yarattığı etkiyi hem de Nilüfer Belediyesi’nin kültür sanata nasıl bir önem verdiğini Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nejla Aslan ile konuştuk.
"BİR YAŞAM BİÇİMİ"
- Nilüfer sınırları içerisinde altı farklı mekânda aynı anda sergi açmak büyük bir iş. Kültür sanat alanındaki çalışmalarınız da beğeni topluyor. Nasıl bir vizyon ve misyonunuz var bu çalışmaların arkasında?
Nilüfer Belediyesi pek çok disiplinde olduğu gibi güncel sanat alanında da çalışmalarını uzun yıllardır sürdüren bir belediye. Burada temel farklılık bence belediyelerin olağan sayılan hizmetlerinin dışında kültür sanatı bir yaşam biçimi olarak ele alıp kent hayatına yön veren temel bir politika haline getirmeyi başarmasında... Çalışmalarımızı sanat alanında özgür düşünen, araştıran bir yapıyla popüler kültür sınırlarının ötesine geçen, riskleri de olsa alternatif üretimlere, yeni bakış açılarına yer vermeye çalışan bir hat üzerinde sürdürüyoruz. Bu bütüncül bakışta kültür alanının işin profesyonellerine bırakılması ve o alanın özerkliğine saygı gösterilmesi kamu kurumlarında pek karşımıza çıkmayan bir durum aslında.
Tayfun Serttaş - Mediterranean
"İRONİK BİR SERGİ"
- “Yukarı Bak” sergisinin fikri teması nasıl ortaya çıktı?
Hem ülkemiz hem dünya kaotik ve depresif bir dönemden geçiyor. Tabii ülkemizin siyasi atmosferi hepimizi kendi içimizde daha da umutsuzluğa sürüklüyor. Bu umutsuzluk içinde kontrollü yaşamayı ve baskıyı kabul etmeyen Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri aslında bize ilham verdiler. Buradan yola çıkarak üniversite öğrencilerinin yukarı bakmalarının bile sakıncalı görüldüğü bir dönemde ironik bir sergi olabilir mi diye düşündük. Sonra Yekhan Pınarlıgil ile bu fikir üzerine çalışmaya başladık.
Sergi için seçilen altı mekân, şehrin kültürel kimliği, tarihi dönüşümü ve geleceğiyle diyaloğa geçen mekânlar. Her biri serginin farklı tonlarını içermesinin yanında izleyiciye tekil gezdiğinde de bir bütünlük sunuyor. Kente yeni kazandırılan Balat Kültürevi “Özgürlük Köşenin Hemen Arkasında” sergisine ev sahipliği yaparken tarımsal üretimde artık yeri olmayan Pancar Deposu “Haz, Işıltı, Kahkaha” sergisini ağırlıyor. “Le Musee D’Histoire Naturelle” ve “Efsunlu Dünya Hayal Değil, Burası”, sergileri doğa âlemiyle masal âlemini Nâzım Hikmet Kültürevi’nde izleyici ile buluşturuyor. Nilüfer’in tarihi mekânlarından olan Gölyazı Kültürevi “İnce Elemek Sık Dokumak”, Fotoğraf Müzesi “Siyah Yandığında”, Edebiyat Müzesi “Türkiye’nin Yeraltı Suları: Fanzin Edebiyatı” sergilerine ev sahipliği yapıyor.
BASKIDAN SIYRILMAK...
- Hem isminden hem de içerdiği eserler bakımından politik olarak ne söylemek istiyor sergi bizlere?
Yaşadığımız çağda özgürlük sadece belirli, kontrollü alanlarda ve tek tipleştirilmiş kalıplarla tanımlı. Kontrolün dışarısında kalanlar, birlikte yaşamanın yeni yollarını arayanlar, öznelliklerin çeşitliliğine inananlar otoritenin, sahte ahlak bekçilerinin baskısına maruz kalıyor.
Bu durumda yukarı bakmak, belki biraz ısrarla, inatla başını önüne eğmemek, itaat etmeye zorlayan güce, güçsüz olduğunu bile bile de olsa direnmek oluyor. Sergi kahkaha atarak, renkleri, dansı ve ritmi kullanarak içine sıkıştırıldığımız kalıpları kıran, bizleri kontrol altında tutmak için yapılanmış iktidarları hicvin gücü ve ironinin kıvraklığıyla sorgulayan bir sergi.
- Gelecekte ne gibi projelerinizle ön plana çıkmayı planlıyorsunuz?
Kentler canlı bir organizma gibi sürekli bir gelişim ve değişim içinde. Nilüfer bu canlılığın en çok yaşandığı yerlerden biri. Bu anlamda kent paydaşlarını kültür sanata ulaşma ve ortak olma yollarını, artırma ve yeni etkinlik mekânları kazandırma yönünde projeler üretiyoruz. Bu projelerden biri sergi mekânlarından da olan Pancar Deposu’nu hem kültür hem gastronomi hem de teknoloji alanlarını içeren bir tasarım-üretim merkezine dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Diğer yandan her yıl düzenlediğimiz caz ve müzik festivallerinin izleyiciye yeni keşif ve deneyimleri yaratması yönünde çalışmalar yürütürken, aynı zamanda ulusal ve uluslararası konser haritalarında önemli bir yer edinmesini sağlamak.
Kapak: Vahit Tuna - Kurum
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza