Sergide farklı disiplinlerden 11 sanatçının işleri yer alıyor

Zaman nedir? Bu; geçmişten bu yana bilim insanlarının, filozofların ve sanatçıların yanıtını aramaya çalıştıkları bir soru olmuştur.

Yayınlanma: 28.06.2022 - 02:00
Sergide farklı disiplinlerden 11 sanatçının işleri yer alıyor
Abone Ol google-news

Zamanın Döngüsel Doğası sergisindeki sanatçıların işleri de onların “zaman” kavramını kendi dürbünlerinden yansıtmaya çalıştıkları ve yaşamı döngüsel bir devinim içinde betimledikleri yapıtları. Evrenin hareketiyle zamanın oluşumu üzerinden yola çıkarak oluşturulan bu karma sergideki çalışmalar, sanatçıların daha önce sergilenmiş işlerinden oluşuyor.

ZAMANI ANLAMAK

Serginin çıkış noktasını küratör Nilay Yerebasmaz’a sorduğumuzda, “Mitch Albom’un ‘Zamanı Anlamak’ adlı kitabının bu serginin benim için çıkış noktası olduğunu söyleyebilirim. Zamanı öncelikle sayılara bölmüşüz, hareketten yola çıkmışız. Ama bir noktada zamanın ne olduğunu tam olarak anladığımızı söyleyebilir miyiz? Albom’un kitabında da zamanı ölçmeye kalkan ve Tanrı tarafından cezalandırılan bir kahraman var. Bu öte yandan bir iktidar savaşını da gösteriyor. Bunlar beni etkiledi.” diyor.

Farklı disiplinlerden 11 sanatçının işlerinin olduğu sergi iki salona yayılmış durumda. Nilay Yerebasmaz, “Mekânın giriş katındaki salonu daha çok ‘iktidar ve göç döngüsü’ teması bağlamında oluşturduk. Salona girildiğinde sanatseverler, Emin Mete Erdoğan’ın mermer tozu ve polyester üzeri akrilik Babil Kulesi çalışmasını görecekler. Rivayetten bu yana çok uzun zaman geçti, 21. yüzyılda yaşıyoruz; iktidarların baskısı sonucu insanlar son derece ayrışmış vaziyetteler. Kulenin her bir katı da bunu temsil ediyor. Buradaki bir diğer dikkate değer kısım ise bazı katlarda hayvanların da oluşu. Bu da yine bir iktidar hırsı olarak insanların hayvanlara yaptığı baskının temsili” diye ekliyor.

Ramazan Can, yersiz yurtsuzluğu, Berlin’e göçen bir sanatçı olan Ekin Su Koç kolajlarıyla göçmenliği, neon çalışması “Anemoia” ile Hayri İncedoğan hiç yaşanmamış bir zamana olan özlemi dile getiriyor; Cem Sonel ise bilgisayar kodları ve ledlerle oluşturduğu bir tür “çağdaş muska” ile inançsal döngüye ironik bir yaklaşım sergiliyor.

 


Anna Laudel İstanbul, yaz sezonunu karşıladığı “Zamanın Döngüsel Doğası” başlıklı karma sergiyle iktidar, göç, ölüm ve yaşam gibi kavramları sorguluyor.

YAŞAM VE ÖLÜM DÖNGÜSÜ

Galerinin diğer salonu yaşamı ve ölümü döngüsel çalışmalarla anlamlandırma arayışı içindeki işlerden oluşuyor. Burada izleyiciyi karşılayan yapıtlarsa Fırat Neziroğlu’nun dokuma işleri oluyor. Yerebasmaz, “Fırat Neziroğlu bir zaman önce kanseri yeniyor. Muayene olurken hastalığı doktorundan öğrendiği o andaki hissi yansıtan dokumalar mekânda çok çarpıcı etkiye sahip” sözleriyle anlatıyor. 

KÂĞITTAN SERİLER

Halil Vurucuoğlu ise sanat dünyamızda kâğıdı malzeme olarak kullanan çok başarılı bir isim. Onun “Yol” serisi, yaşamımızın bir yolculuk olduğunu ve sona ermesiyle yine bir döngünün başlayacağını anlatıyor. “Patlama” serisi ise yaşamdaki kaos, birikmişlik/sıkışmışlık ve bundan ötürü ortaya çıkan patlamayla döngünün devam ettiği iletisini veriyor. Serinin malzemesi olan kâğıtların tek tek ve titiz bir şekilde kesilmesi ve uygun kompozisyonda bir araya getirilişi Vurucuoğlu’nun ne ölçüde emek ve sabır gösterdiğinin kanıtı demek yanlış olmaz. 

Öte yandan; Tuğçe Diri, Hayal İncedoğan, Bilal Hakan Karakaya, Hanefi Yeter ve Serpil Yeter de yapıtları mekânda sergilenen diğer sanatçılar. İnsanın  dünyaya verdiği zararı da gözler önüne seren yapıtlar, iklim krizine de dikkat çekiyor. 

Zamanın Döngüsel Doğası, tuvalden dokumaya, videodan heykele geniş bir skalada üretilen işlerle ziyaretçilerini yaşamın anlamını aramaya ve kendi içsel döngülerinde yolculuğa davet ediyor.  Sergi 25 Ağustos 2022’ye kadar Anna Laudel İstanbul’da ziyaret edilebilir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler