Açılmadan kapanan şemsiye

Açılmadan kapanan şemsiye

7.09.2025 04:00:00
Güncellenme:
Erdinç Utku
Takip Et:
Açılmadan kapanan şemsiye

Brüksel’de, Avrupa semtinin kalbinde yer alan Avrokratların kravatlarına uyumlu kaldırımlarla çevrili Schuman Meydanı (Place Schuman), tek başına bir şehir ikonu gibi durur.

Brüksel’de, Avrupa semtinin kalbinde yer alan Avrokratların kravatlarına uyumlu kaldırımlarla çevrili Schuman Meydanı (Place Schuman), tek başına bir şehir ikonu gibi durur. Lüksemburg Meydanı ile birlikte, burası Brüksel’in protesto eylemleri yapılan başlıca alanlarından biridir.

Avrupa Birliği (AB) karar verme mekanizmalarını etkilemek isteyenlerin eylemleri genellikle komisyon ve konsey binalarına yakın Schuman Meydanı veya Avrupa Parlamentosu yakınındaki Lüksemburg Meydanı’nda yapılır ya da kentin başka bir yerinde örneğin Kuzey Tren İstasyonu’nda başlayıp buralarda sona erer. İnsan hakları ihlalleri, küreselleşme ve savaş karşıtı yürüyüşlerin adresi de bu meydanlardır. AB ülkelerinden emekçiler ve çiftçiler insanca yaşayacakları bir gelir talebiyle burada sesini yükseltir.

‘AÇILMADAN KAPANDI’

Ama son yıllarda işler biraz değişti. Brüksel bölgesi, yoğun kavşağı büyük ölçüde yaya alanına dönüştürüyor. 2023 yılı sonlarından beri Schuman Meydanı devasa bir dönüşüm projesi nedeniyle eskisi gibi kullanılamıyor. Eylemler inşaat alanının gölgesinde, çitlerin ardında yapılıyor ama artık bir yanda beton duvarlar, diğer yanda iş makineleri var. Schuman hem toplumsal hafızanın hem de inşaat gürültüsünün içinde sıkışıp kalmış bir meydan şimdilerde.

2017’de yapılan uluslararası bir yarışmada kazanan dönüştürme projesi, alanı büyük bir yaya bölgesi, görünür bir bisiklet yolu ve daha fazla yeşillik ile “gerçek bir kent meydanı” haline getirmeyi hedefliyor. Dev şemsiye, yenilenmiş meydanın gösterişli özelliği olarak tasarlanmıştı ve merkezi buluşma noktasına şık bir tente sağlıyordu. Hayır hayır, Rene Magritte’in tablolarındaki şemsiye değil bu, gerçekten devasa, çelik ve camdan yapılacak bir gölgelik! Mimarlık dünyasının ve Brüksel’in hayallerinin doruk noktası olacaktı. Ama gelin görün ki şemsiye açılmadan kapandı.

Adını 9 Mayıs 1950’de sunduğu Schuman Bildirisi, Avrupa entegrasyonunun başlangıç noktası kabul edilen ve bu nedenle kendisine sık sık “Avrupa Birliği’nin babalarından biri” denen Fransız devlet adamı Robert Schuman’dan alan Schuman Meydanı’nda büyük bir şemsiye inşa etme yönündeki iddialı planlar, finansman konusundaki belirsizlikler nedeniyle askıya alındı. Artan inşaat maliyetleri nedeniyle ek 12 milyon Avro bulunması gerekiyordu.

‘EK FON SAĞLANMADI’

Beliris (Federal bütçeyle Brüksel’de büyük altyapı ve kentsel dönüşüm projelerini yürüten kurum) Avrupa Komisyonu’nun mali destek talebine yanıt vermemesi üzerine müteahhitlere meydanı çelik yapı olmadan tamamlamaları talimatı verdi. Brüksel bakanları ile federal yetkililer arasındaki görüşmeler, alternatif finansman sağlamada başarısız oldu. Avrupa Komisyonu sessiz kaldığı ve federal hükümet ek fon sağlamayı kabul etmediği için, dev şemsiye projesi fiilen rafa kaldırıldı.

Şemsiyesiz meydan hem protestocuların hem de mimarlarının hayallerini örseledi.

Şemsiyeli projede imzası bulunan Mimar Francis De Wolf, “Yarışmayı kazandık ama proje politik bataklığa saplandı. Şemsiye yapılmazsa konsept değişir” diyor. Evet, tam da öyle. Şemsiyesiz bir Schuman Meydanı, Brüksel’in gerçekleştirilememiş bir hayali olarak kalacak AB başkentinin göbeğinde.

Beliris, bölgesel yol otoritesine yazdığı sert bir notta karar alma süreçlerindeki uzun gecikmelerden şikâyet etti ve AB fonlarıyla bağlantılı son tarihlere uyulması gerektiği konusunda uyardı. Kurum, 15 Eylül’den sonra herhangi bir strateji değişikliğinin, yeni yenilenmiş meydanın bazı bölümlerinin tekrar kazılmasını gerektireceğini ve bunun ek maliyetlere yol açacağını belirtti.

Rene Magritte kentinde, sürrealizmin başkenti Brüksel’de sadece inşaatlar değildir yarım kalan. Şemsiye, hayaller, protestolar, umutlar... Her biri biraz eksik, biraz askıda, biraz da ironik bir tablo gibi meydanı doldurur.

Beton duvarların, çitlerin ve iş makinelerinin gölgesinde yürürken “Bir şemsiye, açılmadan sadece Brüksel’de kapanabilir” diye geçirirsiniz içinizden. Brüksel’de hayat da sürrealisttir çünkü.