Gergedanlara ağıt
Dâhi ressam Salvador Dali, gergedanlara olan özel merakını tanımlarken boynuzunda devasa miktarda kozmik bilgi taşıyan yeryüzündeki tek canlının “gergedan” olduğunu dile getirirdi röportajlarında. Gergedan boynuzuna olan takıntı derecesindeki ilgisine sanatında, filmlerinde yer vermesinin sebebini ise gergedanın kavisli uzun boynuzundaki logaritmik eğrinin keşfine bağlardı.
Gergedan; yeryüzünün canlı fosili, milyonlarca yıllık evrimsel anıt! Ne yazık ki yeryüzünde sadece 27 bin gergedan kaldı. Bu asil hayvanların milyonlarcası sadece 100 sene önce Afrika savanalarında, Asya’nın yağmur ormanlarında barışçıl bir şekilde hayatlarına devam ediyorlardı. Korkutucu ve devasa boyutlarına rağmen otçul hayvanlardı, asla et yemezlerdi. Kendilerini veya yavrularını tehlike altında hissettiklerinde, hantal görünümlerine rağmen 55 kilometreye ulaşan hız ile koşarlardı. Fakat bugünkü durum çok farklı manzaraya sahip. Günümüze kadar hayatta kalmayı başarabilmiş beş türe ait gergedanların hepsi yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.
Güney Afrika’da yaşayan güneyli beyaz gergedan ırkı, toplam popülasyonda en yüksek rakama sahip, genellikle doğal parklarda silahlı muhafızlar tarafından korunuyor. Silahlı devriye ile korunmaları abartılı gibi görünse de kesinlikle şart! Sebebi ise insanoğlunun gergedan boynuzunda kozmosun sırlarını bulması değil, tamamen illegal gelir peşinde olmaları. Gergedan boynuzu pazarında bir gram boynuz tozu fiyatı neredeyse bir gram altın fiyatına alıcı buluyor. Bu neden hayatta kalmayı başarmış son gergedanı da avlamaya niyetli pek çok kaçak avcı ve suç şebekesini, Güney Afrika’nın vahşi yaşam alanlarına çekiyor.
Afrika’daki vahşi yaşam hayatının asil sembolü gergedanların sayılarının azalmaya başlaması aslında sömürgecilik döneminde spor (!) amaçlı avcılık faaliyetleri ile başladı. Bazı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde geleneksel törenlerde kullanılan hançerlere sap yapımında rağbet gören gergedan boynuzları, kaçak avcılar için Afrika savanalarını daha da çekici hale getirdi. Ancak asıl tehdit; Çin, Vietnam, Kamboçya gibi ülkelerin geleneksel ilaç yapımında büyük miktarda gergedan boynuzu tozu talep etmesi sonucu oluştu. Bu ülkelerde gergedan boynuzu tozu halen cinsel gücü artırma ve kanser tedavisi iddiası da dahil olmak üzere birçok geleneksel ilaç yapımında kullanılıyor.
Nüfusu 1.4 milyarı bulan Çin’den küçük bir azınlığın bile gergedan boynuzu tozu talep etmesi, hayatta kalma mücadelesi veren gergedanlar için büyük felakete yol açabilir. On milyonlarca yıldır yavaş bir evrim geçirerek hayatta kalmayı başaran gergedanları korumak için silahlı muhafızlar, yapay döllenme, korunma alanlarının muhafaza edilmesi, vahşi yaşam parkları gibi çabalar durmaksızın devam ediyor. Ancak gergedanları yaşatma süreci, başarı garantisi olmadan, zor, zahmetli ve yavaş şekilde ilerliyor. Kaçak avcılara karşı gergedanları koruyan silahlı muhafızlar bile kimi zaman kaçak avcıların hedefinde hayatlarına mal olabilecek tehlike ile karşı karşıya kalabiliyor. Kıtanın genelinde görülen gelir dağımındaki eşitsizlik ve yoksulluk, kimi zaman gergedanları korumakla görevli muhafızları da baştan çıkarabiliyor. Bir Afrika dilemması olarak gergedan boynuzunun kendisine ömür boyu yetecek geliri için saf değiştiren muhafızlar da gergedanlar için ölümcül tehdit oluşturabiliyor.
RHİZOTOP PROJESİ
Şimdiye kadar alınan önlemler yeterli olmamış ki yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan gergedan ırklarını korumak için geliştirilen en son proje nükleer temelli. Güney Afrikalı bilim insanları, kaçak avcılığın önüne geçmek için gergedan boynuzlarına Rhizotop projesi kapsamında radyoaktif madde enjekte etmenin yollarını arıyor. Uzmanların amacı, bu sayede boynuzları için avlanan hayvanların sınır karakollarında tespit edilmelerini kolaylaştırmak ve kaçak avcıları caydırabilmek. Malzemenin vücutlarına girmemesini veya hayvanlar ile insanlar için sağlık sorunlarına neden olmamasını sağlamak için iki gergedana radyoaktif olmayan bir izotop enjekte edildi. Bilgisayar modellemesi gergedanlar için hangi dozun uygun olduğu belirlenmeye çalışılıyor.
Gezegenimizde sadece gergedan türü tehdit altında değil. İnsanlığın yarattığı sorunlar ve verdiği zarar, biyosferdeki yaşamda dönüşü olmayan noktaya varma ihtimalini her geçen gün artırıyor. Hâlâ bilgece, uzun dönemli kararlar alamayacak kadar açgözlü ve miyop bakış açısına sahip insanoğlunun asıl cevaplandırması gereken sorunun cevabını ise sadece iki şıkka indirgiyor! Yeryüzünde yaşayan 7 milyar insan, gezegenin limitli cömertliğini kendi ihtiyaçları için hoyratça tahrip etmeye devam mı edecek yoksa gelecek kuşakların esenliği için kitlesel yok oluşu durdurmanın bir yolunu mu bulacak?..
elifgunsel@yahoo.com
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'