Hollanda’da çöken konut politikası - Mehmet Emin Alkanlar

Hollanda’da çöken konut politikası - Mehmet Emin Alkanlar

19.01.2025 04:00:00
Güncellenme:
Hollanda’da çöken konut politikası - Mehmet Emin Alkanlar

Çok uzun yıllar önce Hollanda’ya ilk ayak bastığımda ülke, sosyal devlet özelliklerinin birçok unsurunu barındırıyordu. O yıllarda Hollanda sol rüzgârların etkisi altındaydı.

Bir süre önce Bram Mellink ve Merijn Oudenampsen imzalarıyla çıkan Türkçesi “Neoliberalizm: Bir Hollanda Tarihi” adlı kitapta günümüz inceleniyor ve şöyle deniyor: Dünyayı değiştirmek isteyen sosyalistler artık yoklar. Onlar, yerini ekonomistler, iş insanları ve politikacılardan oluşan çok renkli bir koalisyona bırakmış durumda. Aslında bu cümleler, ülkedeki son 30-40 yılın özeti. Reagan ve Thatcher döneminde neoliberal akım, Hollanda’yı da etkisi altına almıştı ve 2012’de ivme kazarak günümüze damga vurdu. Artık Hollanda, yaşamın her alanında büyük çapta neoliberal politikalara teslim olmuş gözüküyor.

BÜYÜK AÇIK

Hollanda gibi küçük bir toprak parçasında 18 milyondan fazla insan yaşıyor. Doğal olarak bu devasa kitlenin en büyük sorunlarının başında barınma ile beslenme geliyor.

Hollanda’da şu an yaklaşık 400 bin konut açığı bulunuyor. Bu İkinci Dünya Savaşı sonrasında görülen en büyük açık. Yapılan hesaplamalara göre Hollanda’da bir konutun maliyeti 436 bin Avro. Ortalama bir gelirle çalışana iki kişilik ailenin, bankalardan konut için alabilecekleri borç yalnızca 184 bin Avro gözüküyor. Bir diğer deyişle babadan kalan bir şey yoksa iki çalışanlı bir ailenin konut sahibi olması olanaksız. Sözünü ettiğim bu yeni sistemin dayattığı gibi artık konut satın almak değil, küçük kasabalarda konut kiralama dönemindeyiz.

Ailelerin satın alamadığı konutlar büyük tekellerin elinde birikiyor ve bunlar yeni paralı kiracılarını bekliyor.

Geçmişte kamu paralarıyla yapılan sosyal konutlar ise artık eskimiş durumda. Yerine yeni sosyal konutların yapılma hızı çok düşmüş durumda. Yatırımcılar tarafından alınan bu eski konutlar, yerlerini ya köklü bir şekilde elden geçirilerek ya da yıkılıp yenileri inşa edilerek lüks evlere bırakıyor. Günümüzde çok daha fazla insan bir arada ve sıkışık bir hayat sürerken küçük bir kesim daha lüks bir yaşama sahip.

‘PARAN YOKSA ŞEHİR YASAK’

Konut piyasasındaki son durum ve barınma sorununun geleceğini konuşmak için yağmurlu bir akşamda Rotterdam Belediye Meclisi’nden Hayvanlar Partisi kent sorumlusu Pınar Coşkun ile bir araya geldik.

Ülkede büyük şehirlerde ciddi konut sorunu olduğunu anlatan Coşkun, özellikle dar gelirliler ve orta sınıf için konut edinmenin neredeyse imkânsız hale geldiğini söyledi. “Bu kesimin kent içinde kira ödemeleri de olanaksızlaştı. Ortalama 2 bin Avro kirayı vermeleri mümkün olmadığından şehir dışı konutlara yollanıyorlar, yani paran yoksa şehir sana yasak, sadece gelip çalışır gidersin. Bilimkurgu filmi gibi değil mi?” diyor. Coşkun, dar gelirliler için sosyal konutların artık çok daha az yapıldığını, eskilerinin de dev şirketlerce lüks konutlara dönüştürüldüğünü, bunun da açıkça neoliberal politikaların bir ürünü olduğunu anlattı.

Ünlü futbol takımının olduğu Feyenoord bölgesini örnek gösteren Coşkun, “Bu bölgedeki konutların neredeyse yüzde 80’lik bölümü geçmişte ucuz sosyal konutlardı, şimdilerdeyse bunlar yerini lüks konutlara bırakıyor” diyor.

İNSANLIĞA INANÇ

İçinde yer aldığı Hayvanlar Partisi ve Sosyalist Parti’nin, tüm toplu projelerdeki konutların yüzde 50’sinin sosyal konutlara ayrılmasını istediklerini ancak yerel ve ulusal meclislerde çoğunluk durumunda olmadıklarından bunun şimdilik mümkün olmadığını söylüyor.

Pınar Coşkun, benim düşüncelerimin tersine geleceğe umutla bakıyor ve insanlığın bu kötü sistemi tersine çevireceğine inanıyor.

Artık Hollanda’da yalnız ülkenin yerlileri değil, son zamanlarda gelen öğrenciler, beyaz yakalı yabancı işçiler yani “expatlar” var. Bunlarla beraber mültecilerin de ciddi derecedeki barınma sorunu derinleşirken ufukta henüz etkili bir çözüm gözükmüyor.

m.e.alkanlar@gmail.com