Kurtarılanlar sergisi

Fransız fotoğrafçı Sophie Gamand, Eylül 2019’da Güney Kore Gyeonggi eyaleti, Yeoju’daki bir köpek eti çiftliğinde küçük, turuncu tüylü bir chow chow karışımı olan Soju ile tanışıyor. O anı dün gibi hatırladığını söyleyen Sophie, bu çaresiz yaratığın bulunduğu korkunç durumdan kurtarılmasıyla, onun nefes kesici dönüşümüne tanık oldu.

Kurtarılanlar sergisi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.06.2023 - 03:00

İnsan tüketimi için doğup büyüyen Soju, hayatı boyunca yeterli yiyecek, su veya bakım olmaksızın küçük ve pis bir kafeste yaşadı. Köpek çiftliğinin işletmecisi, onu ve diğer köpekleri  ağırlıklarına göre tanımladı, tıpkı bir kasap dükkânında satılan et parçaları gibi. Çünkü onun için bu canların bütün değerleri bu kadardı. 

Humane Society International (HIS) sayesinde Soju’ya hayatında yeni bir sayfa verildi. Güvenli bir şekilde bir nakliye konteynerine yerleştirildi ve Virginia’daki bir barınak aracılığıyla, sevgi dolu bir aile buldu. Şimdi Boston’da yaşıyor. Artık Soju’nun günleri, özellikle karlı günlerde, köpek oyuncakları ile oynamak ve şekerleme yapmakla geçiyor.

Gamand, dört yıl sonra Soju’nun doğduğu ülkeye, onun hikâyesine ışık tutmak için döndü. HSI Kore tarafından düzenlenen bir sergi olan “Beyond Prejudice”, 2015 ile 2020 yılları arasında ülke genelindeki köpek çiftliklerinden kurtarılan 17 köpek portresini içeriyor. Hayatta kalan bu köpekler, Jindo karışımları, Tosas’lar, Pomeranian’lar, Corgi’ler ve Golden Retriever’lar gibi çeşitli ırklardan geliyor. 

Gamand, köpeklerin dayanıklılığını ve bireyselliğini vurgulamak ve mitleri ortadan kaldırmak istediğini söyledi.

HİKÂYELERİ VAR

“Geleneksel olarak et köpekleri olarak görülen Tosas ve Jindo karışımları için endüstri, ‘ruhsuz’ olduklarını ve sığır gibi oldukları için onları yemenin sorun olmadığını söylüyor. Bu sergi ile bunun doğru olmadığını göstermek istiyoruz. Onlar da en az diğer köpekler kadar bir ruha sahip, onların da bir kişilikleri, hikâyeleri var” diyen Gamant, kendisinin tasarladığı el yapımı, renkli ve özenli tasmaları, evli çiftlerin taktığı alyanslara benzer bir ilişkinin bağlılığını simgelediğini söylüyor. “Bir köpeği bir aileye kabul ettiğinizde, onlara bir isim veriyor ve tasma takıyorsunuz. Bunun birbirimize ait olduğumuzun bir sembolü olduğunu düşündüm. Bu, sana söz veriyorum ki seninle ilgileneceğim, sana yiyecek, su, sevgi ve barınak vereceğim demektir” dedi.

ŞEFKATLİ BİR YOL

“Bir yabancı olarak çıkıp da ‘Köpek eti yemek kötüdür’ demek istemem” diyen Gamant, kültürel açıdan hassas olan bu konu için tüm tarafları ele alan saygılı, nazik ve şefkatli bir yolun bulunması gerektiğini de sözlerine ekledi. 

Önümüzdeki on yıl içinde köpek eti tüketimini ve acımasız endüstriyi sona erdirme hedefiyle HSI Kore, Kore’de 18 çiftliği kapattı ve 2015’ten bu yana 2 bin 700’den fazla köpeği kurtardı. Grubun kampanya yöneticisi Lee Sang-kyung’a göre Kore’deki birçok köpek eti tüccarı, köpek eti tüketimine karşı artan sosyal atmosfer nedeniyle sektörden ayrılmak istiyor, ancak işlerini sürdürmekten başka çareleri yok çünkü geçimlerini sağlamanın başka bir yolunu bilmiyorlar. Ekim ayında yapılan bir ankete göre Korelilerin yüzde 87.5’i asla köpek eti yemeyeceklerini söylerken halkın yasağa verdiği destek 2017’de yüzde 35’ten yüzde 56’ya çıktı.

incirmakgurler@hotmail.com


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon