Siyaset Bilimci Prof. Dr. İbrahim Uslu, seçim sonuçlarını Cumhuriyet TV'de değerlendirdi

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gerçekleştirildiği 14 Mayıs gecesi, Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49,25, Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 45,05, ATA İttifakı adayı Sinan Oğan ise yüzde 5,28 oy aldı. Gözler ikinci tur seçimlerinin yapılacağı 28 Mayıs'a çevrildi. Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan seçim stratejilerini hazırladı. 

Cumhuriyet TV Gündem Özel programına konuk olan Prof. Dr. İbrahim Uslu seçim gecesine ve ikinci tur seçimlerine ilişkin yorumlarını aktardı.

AKP ORTAKLARINA RAĞMEN YÜZDE 7,5 OY KAYBETTİ

Muhalif seçmenin AKP'nin başarısızlığını göremediğini belirten Uslu, "Muhalefetin rehavete kapıldıklarını düşünmüyorum, kampanya sürecinde küçük büyük tüm partilerin özveriyle çalıştığını gözlemledim. Millet İttifakı'nın seçim stratejisi üzerinde biraz düşünmek gerekiyor. Seçim gecesi muhalefet seçmenğinde hayalkırıklığı ve motivasyon kaybı yaşandı. Aynı durum Cumhur İttifakı seçmeni için de geçerli olabilirdi ancak Cumhur İttifakı seçim gecesini biraz daha doğru yönetti ve daha rahattı. Veri akışında sorun olmamasına rağmen bir panik ve gerilim yaşandı. Bir süre sonra parti suçlandı. Üstüne tutanakların verilere işlenirken hata yapıldığı görülünce bir panik daha yaşandı. Bu kadar panik içerisinde olmaya gerek yok. Muhalefet liderlerinin seçmeni rahatlatmaları gerekiyor. Millet İttifakı beklediği başarıyı yakalayamamış olabilir ama AKP de başarısızdı. Öyle ki yanına aldığı ortaklara rağmen son seçimden bu yana 7,5 puan oy kaybetti" dedi. 

Seçim gecesi muhalefet seçmeninin yeterince teskin edilmediğine dikkat çeken Uslu, "Cumhur İttifakı seçmeni Anadolu Ajansı'nın verilerine güvendi ama muhalif seçmen Anka Ajansı verilerine güvenmedi. Anka Ajansı'nın geriden gelmesi sonucu değiştirmeyecekti. Kritik faktör sahadan ıslak imzalı tutanakları toplamak, bunları sisteme girmek ve YSK verileri ile uyuşmadığında itiraz etmektir. Nitekim bu da yapıldı. CHP'den bir yetkili çıkıp bunları anlatarak seçmeni sakinleştirmeliydi. Yanlış hesap bağdattan döner" ifadelerini kullandı. 

PARLAMENTO ÇOĞUNLUĞU AKP'NİN AVANTAJI

Cumhur İttifakı'nın kurduğu ikinci tur stratejisini anlatan Uslu, "Cumhur İttifakı iki aşamalı bir strateji kurmuş. Seçimi ikinci tura bırakarak iki adaya düşürmek. Ardından yüzde 65'lik milliyetçi, muhafazakar kesime siyasal kimlik üzerinden hitap edilecek. Siyasal kimlik üzerinden 'Biz gerçek vatanseveriz rakibimiz bütün terör örgütlerinin, emperyalist güçlerin maşası, LGBT+ dostu, dinsiz imansız' söylemi üzerinden devam edecek. İkinci turda kendilerine çok fazla avantaj sağlayacak bir diğer konu parlementoda çoğunluğu almış olmaları. AKP bu yüzden parlementoda olabildiğince fazla milletvekili çıkarmaya çok odaklandı. İkinci turda, parlementodaki çoğunluğu işaret ederek 'Kılıçdaroğlu kazanırsa istikrarsızlık olur' şeklinde bir siyaset güdeceklerdir. İlk turda hedeflerini büyük ölçüde gerçekleştirdiler" yorumunu yaptı. 

SANDIK KATILIMI DÜŞECEK Mİ?

Sandık katılımının ilk turdaki kadar yüksek olmayacağını söyleyen Uslu, "İki taraf için de zor bir görev var, seçmeni yeniden sandığa gitmeye ikna etmek. Mesela ikinci turda Yeniden Refah seçmeninin sandığa gitme motivasyonu ne olacak? Zaten milletvekillerini çıkardılar, Erdoğan ile de bir duygusal bağları yok, aksine sevmeyenleri var. Bu MHP, BBP gibi partiler için de geçerli, Millet İttifakı içinde yer alan diğer partiler için de, Sinan Oğan'ın seçmeni için de bu geçerli. Oğan seçmeni zaten diğer iki adayı beğenmediği için Oğan'a oy vermiş, bu seçmen ikinci turda sandığa gidecek mi?" şeklinde konuştu. 

"TEMEL DÖRT SORUNA ODAKLANILMALI"

Muhalefete kurulacak stratejiler yönünde önerilerde bulunan İbrahim Uslu şunları söyledi:

"Muhalefet öncelikle seçmende bir referandum hissi yaratabilir. Erdoğan'ın ekonomi yönetimi, siyaset anlayışı, demokrasi anlayışı ortadadır. Bütün bunlar 'Erdoğanizm gitsin mi kalsın mı' şeklinde referanduma döndürülebilir. İki cumhurbaşkanı adayıyla ilgili bir tercih değil, sisteme ilişkin bir referandum gibi. İkinci olarak da, yolsuzluklardan , ekonomiden yani her sorundan biraz bahsederek değil de Türkiye'nin temel dört sorunu konusunda İktidarın başarısızlığını etkili şekilde anlatarak kazanabilir. Bu sorunlar ekonomi, kadına bakış, göçmen sorunu ve depremdeki yönetimdir. İktidarın seçmeninin büyük bir kısmı bile bu konularda başarısız olunduğuna inanıyor."