6 Şubat depremlerinde yakınlarını yitiren ailelerin oluşturduğu Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 11. Yargı Paketi'yle ilgili Kadıköy'de açıklama yaptı.
Basın açıklamasını Ebrar Sitesi’nde ailesini kaybeden Fatma Irmak okudu.
Açıklamada, "27’nci madde bu haliyle geçerse, kaybettiklerimizin canına ikinci kez kıyılmış olacak ve adalet bir kez daha enkaz altında bırakılacak. Buna izin vermeyeceğiz. Bu, bir yargı düzenlemesi değil, cezasızlığın yasallaştırılmasıdır. Bu gelecekteki ölümlere yeniden zemin hazırlamaktadır. Biz aileler, buna izin vermeyeceğiz" denildi.
Ortak açıklamada, şu sözlerle yasanın ilgili maddesinin yasallaşmasına karşı çıkıldı:
"6 ŞUBAT'TA KAYBETTİKLERİMİZ KADERLE DEĞİL İHMALLERLE BİLEREK GÖRMEZDEN GELİNEREK ÖLDÜRÜLDÜ"
"Biz buraya sevdiklerimizi toprağa vermiş aileler olarak değil, yeni acıların yaşanmaması için sorumluluk talep eden insanlar olarak geldik. 6 Şubat'ta kaybettiklerimiz kaderle değil ihmallerle, denetimsizliklerle bilerek görmezden gelinerek öldürüldü. Şimdi ise Meclis’te görüşülen 11’inci yargı paketinin 27’inci maddesiyle 56 bin kişinin ölümünün sorumlularına hiçbir şey olmamış gibi çıkabilirsiniz deniliyor. Biz de buradan açıkça söylüyoruz ki, bu ülkede insan hayatı bir düzenlemeyle yeniden öldürülecek kadar değersiz değildir.
"BUGÜN SESSİZ KALMAK, YARIN YENİ ENKAZLARIN ALTINDA HEP BİRLİKTE KALMAK DEMEKTİR"
27’nci madde bu haliyle geçerse, kaybettiklerimizin canına ikinci kez kıyılmış olacak ve adalet bir kez daha enkaz altında bırakılacak. Buna izin vermeyeceğiz. Bu, bir yargı düzenlemesi değil, cezasızlığın yasallaştırılmasıdır. Bu gelecekteki ölümlere yeniden zemin hazırlamaktadır. Biz aileler, buna izin vermeyeceğiz. Ne kadar sesimizi kısmaya çalışsalar da, görmezden gelenlere rağmen sorumluluğu hafifletmeye çalışanlara rağmen adalet için mücadele etmeye devam edeceğiz. Kamuoyuna sesleniyoruz; bu mücadele yalnızca bizim acımız değil, hepimizin can güvenliğinin mücadelesidir. Bugün sessiz kalmak, yarın yeni enkazların altında hep birlikte kalmak demektir."
“BU BİR AFET DEĞİL, KADER DEĞİL; BU BİR CİNAYETTİR”
Basın açıklamasının ardından depremde yakınlarını kaybeden aileler, avukatlar ve akademisyenler söz aldı.
Hatay’da Rana Apartmanı'nda anne babasını kaybeden avukat Eren Can, Rana Aprtmanıyla ilgili hala iddianame düzenlenmemiş olmasına dikkat çekti. Malatya’da Kırçuval Otel'de oğlunu kayneden Zeliha Ağırbaş, Antakya’da anne babasını kaybeden Yiğit Göktuğ Torun, İsias Otel’de oğlunu kaybeden Ali Ekber Tan, İnşaat Mühendisi Prof Dr. Ali Koçak, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Aytaç, Ebrar Sitesi’nde hayatını kaybedenlerin avukatlarından Mustafa Mert Doğan, Nilüfer ve Hacı Ömer apartmanları avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi Naim feyzullah Eminoğlu, İstanbul Barosu’ndan Seher Eriş söz aldı.
Platformun avukatlarından Cansu Albayrak, "Biz 6 şubat saat 04.17'den beri mücadele halindeyiz…", Platform Sözcüsü Döne Kaya da “Bu bir afet değil, kader değil; bu bir cinayettir” vurgusu yaptı ve buna sebep olanların affedilmesinin söz konusu oldunu söyedi.
"ADİL BİR YARGILAMA YOK"
Antakya’daki Rönesans Rezidans’ta anne, baba ve kardeşini kaybeden avukat Yeşim Toplu da "Rönesans'ı bütün dünya konuştu, konuşuyor. Hala oradaki mimari derslerde, mühendislik derslerinde Rönesans anlatılıyor. Bina nasıl yapılmamalı? diye. Ama maalesef burada çok çabuk unutuldu Rönesans'ın yıkılışı, insanları nasıl öldürdüğü, bu depremde yıkılan apartmanlarda insanlar nasıl enkazlardan parça parça çıkartıldı ya da çıkartılamadı. Ben şanslıydım, ailemi defnedebildim ama sadece Rönesans'ta 55-60 tane kayıp var. DNA'dan dahi tespit edilemiyor bu kayıplar. İnsanlar bu gerçekle yaşıyorlar. Bu insanlar daha parçalarını bulamadığı insanların yasını daha tutamıyorlar. Çünkü maalesef adil bir yargılama yok" dedi.
Toplu şunları söyledi:
"BİZ KAST İÇİN UĞRAŞIRKEN BİR DE ÜZERİMİZE AYRI BİR ENGEL GELDİ ŞİMDİ"
"İçimize birazcık su serpsin diye bu halde, bu kadar zor durumdayken ben avukat olarak gidip orada savunma yapıyorum, yapmak zorunda kalıyorum. Şu anda bilinçli taksir konuşuluyor ama olası kastla yargılanması gerekiyor bu sanıkların. Biz kast için uğraşırken bir de üzerimize ayrı bir engel geldi şimdi. Bu insanlar bile bile yaptılar bu apartmanları. Etrafta hep diğer binaların ayakta kaldığını görüyorsunuz. Yani gerçekten yanlış yapılan (binalar). Biliyorlardı, yıkılacağını da biliyorlardı, doğru apartmanları yapmadıklarını da biliyorlardı. Rönesans depreme güvenli diye satıldı, bir sürü rant elde edildi, para kazanıldı oradan. Kast için uğraşmamız gerekirken şimdi aman deprem suçluları muaf tutulsun diye uğraşıyoruz.
"HİÇ KİMSE KABUL EDEMEZ, AFFEDEMEZ, AFFETMİYORUZ"
Ben kardeşimi, annemi, babamı arkamda hissediyorum. Onlar bakıyorlar bizimle, savunmalarımızı yaparken. Ben kabul etmiyorsam, defnettiğim, parça parça çıkardığımız insanlar kabul etmiyorsa hiç kimse kabul edemez, affedemez, affetmiyoruz. Daha da kötüleri olabilir bu ülkede. Eğer caydırıcı cezalar çıkmazsa eğer bu sanıklar gözümüze baka baka hala ben imza attım ama sorumluluğum yok diyebiliyorsa cezalandırılmayacakları umdukları için söylüyorlar. Olmayacak biz izin vermeyeceğiz. Bugün buradayız. Yarın AYM'ye gideriz. AİHM'e gideriz. Her türlü yolu deneyeceğiz. O sanıklargerekli cezaları alana kadar.
"HANGİ HAKLA YA, HANGİ VİCDANLA, HANGİ İNSAFLA BU DEPREM SUÇLULARININ AFFEDİLMESİ SÖZ KONUSU OLABİLİR?"
Biz bunları unutamıyoruz evet ama izleyenler de unutmasın. Sadece depremde kaybı olmayanlar da ses çıkarsın. Hepimiz bir olalım. Bakın dün bizdik... Kartalkaya'da insanlar yandı. Çarşaflarla kurtulmaya çalıştılar. Yarın belki sizler olacaksınız. Bizi duyun. Bize ses verin. Sadece 6 Şubat'ta bir iki hafta yardımlarla, anmalar olacak şey değil. Sanıyoruz ki yarın bizim başımıza gelmeyecek. Gelebilir. Çok çok basit bir şekilde gelebilir... Susmayalım, ses verelim. Böyle bir şey mümkünatı olabilir mi ya? Diyorum ya kastan biz yargılama için uğraşmamız gerekirken ben şu acımı yasımı erteleyip oraya savunmaya gidiyorken hangi hakla ya, hangi vicdanla, hangi insafla bu deprem suçlularının affedilmesi söz konusu olabilir? Vekiller, bizim vekillerimiz bu yasanın mümkünatı yok, geçmesinin geçmesine izin vermiyoruz. Helalleşmiyoruz hiçbir şekilde. Bu yüzden deprem suçlularının bu yasadan muaf tutulmasını istiyoruz."