AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan '1 artı 1' açıklaması: Tercih ettiğimiz bir durum değil ama...

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan '1 artı 1' açıklaması: Tercih ettiğimiz bir durum değil ama...

19.04.2025 15:07:00
Güncellenme:
Haber Merkezi
Takip Et:
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan '1 artı 1' açıklaması: Tercih ettiğimiz bir durum değil ama...

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM 5. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen KADEM 5. Olağan Genel Kurulu'nda konuşma gerçekleştirdi.

Erdoğan'ın konuşmasından bazı kısımlar şöyle:

''18 aydır Gazze'de devam edem soykırım başta olmak üzere Batı değerleri denen kavramların boş olduğunu hepimize göstermiştir. Batı'nın zaten iyice zayıflamış olan ahlaki üstünlüğü yok olmuştur.

Her masum çocukla, kadınla, bebekle birlikte Batı'nın iyice zayıflamış olan ahlaki üstünlüğü de yok olmuştur. Demokrasi kavramının Batı'nın boyundurluğundan kurtularak hak ve özgürlük meşalesi olarak insanlığa kazandırılması şart. Kadın haklarıyla ilgili batı patentli kampanyalara aynı zaviyeden bakmamız gerektiğine inanıyorum. Üstünlüğün asla cinsiyette, kökende, ırkta değil ilimde, ahlakta, merhamette aranması gerektiğini emreder.

Sorunlarımızı hiçbir zaman halının altına süpürmedik. Kimi zaman töre denilerek meşrulaştırılmak istenen hatalı uygulamalar yerine insani olanı ikame etmeye çalıştık.

''İNŞAAT SEKTÖRÜ 1 ARTI 1'E YÖNELDİ''

Elbette mesele sadece muhalefetin ihanetiyle sınırlı değil. Neoliberal kültürün özendirdiği hayat tarzının olumsuz etkileriyle de karşı karşıyayız. Toplumun temeli olan aile kurumu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tehdit ve tehlike altındadır. Ailenin, aile kurmanın, çocuk sahibi olmanın daha önce hiç olmadığı kadar örselendiği bir dönemin içindeyiz. Biliyoruz ki bugün pek çok aile 25 yaşına, 30 yaşına, 35 yaşına gelmiş çocuklarını evlenip yuva kurmaya, çocuk sahibi olmaya ne yazık ki ikna edemiyor. İnşaat sektörü artık 4 artı 1 veya 3 artı 1 değil, daha ziyade stüdyo tarzı 1 artı 1 konutlar yapmaya yöneldi. Asıl tehlike burada. Çünkü gençler tek başlarına yaşıyor ve 1 artı 1 ev onlara yetiyor.

''TERCİH ETTİĞİMİZ BİR DURUM DEĞİL AMA...''

Avrupa devletleri kendi nüfusları ülkenin çarklarını çevirmeye yeterli olmadığı için sürekli dışarıdan göçmen alıyor. Bunun için sosyal medya mecraları dahil her türlü propaganda aracını kullanıyorlar. Türkiye'yi sürekli karalayan, ülkemizi kötüleyen paylaşımların önemli bir kısmı bu kara propagandanın ürünüdür. Muhalefet de bu algı operasyonuna taşeronluk yapıyor. Eş zamanlı olarak yabancı düşmanlığı körüklenerek ülkemiz ekonomisine ve insani diplomasiye zarar verilmek isteniyor. Ülkemizde birilerinin kin kustuğu Suriye'den, Türk cumhuriyetlerinden, diğer coğrafyalardan gelen misafirlerimiz olmasa pek çok sektörün ciddi sıkıntıya düşeceğine bizler inanıyoruz. Bu tabii ki bizim tercih ettiğimiz bir durum değil. Ama vaka böyle. Daha önemlisi karşımızdaki tablonun felaketimiz olduğunu anlamak için 10 yıl daha beklemeye gerek yok. Kendi nüfusumuzu kendi insanımızla artırmak için bir dizi önlem aldık ve uygulamaya başladık. Ancak meselenin maddi teşviklerin ötesinde bir inanç, bir kültür, bir medeniyet tasavvuru olduğunu unutmamalıyız. Zihinleri değiştirmeden, kalpleri mutmain etmeden, bilhassa yanlış algıları yıkmadan hedeflediğimiz noktaya varamayız.

Türkiye nüfusunun 10 yıl sonra artıştan azalışa döneceğine işaret ediyor. Mevcut tablonun devam etmesi halinde nüfusumuzun 10 milyon gerilemesi bekleniyor. Ülkemizi ve milletimizi nüfus konusunda endişe verici bir gelecek bekliyor. Cumhuriyet döneminde 1960'larda yanlış bir iş yaparak doğum kontrol sistemiyle Türk nüfusunu azalttılar. Bu ülkemiz için savaştan çok daha önemli bir tehdittir.

Biz içi boş kavramlar uğruna birbirimizle didişirken vaktimizi ve enerjimizi fütursuzca harcarken milli bünyemizi böyle zayıflattılar. Ülkemize açıkça söylemek gerekirse büyük bir pusu kurdular. Yanlış nüfus kontrolü politikasıyla milletimize güç ve zaman kaybettirdiler. Bu yanlışı bugün de muhalefet eliyle halen devam ettirmeye çalışıyorlar.''