AKP’li müteahhidin tahliye edildiği davada yeni bilirkişi raporu dosyaya eklendi
97 kişiye mezar olan Özkan Gold City bloklarına ilişkin yeni bilirkişi raporu dosyaya girdi. Bu rapora göre statik projeyle inşa edilen yapılar arasında birçok çelişkinin olduğu ortaya çıktı.
Hatay’da 97 kişinin yaşamını yitirdiği, Özkan Gold City Blokları’nın “Reis’in dava adamıyım” diyen AKP’li müteahhit Mehmet Özkan ve kardeşi Yusuf Özkan’ın geçen aylarda tahliye edildiği davanın 3’ncü duruşması bugün görülecek. Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nce hazırlanan bilirkişi raporunda kolon kesme iddialarını ortaya çıkaracak statik projeye ulaşılamadığı ifade edilmişti. Nisan ayında binaların yıkılmasıyla ilgili görülen ilk duruşmada, kolon kesme iddialarını kanıtlayacak statik projenin mahkemeye sunuldu. Mahkeme davaya eklenen bu statik projenin ardından mahkeme, yeniden bilirkişi raporu hazırlanmasına karar verdi. Bartın Üniversitesi, Batman Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi’nden 12 akademisyenin imzasının bulunduğu yeni bilirkişi raporu dava dosyasına eklendi.
Üç farklı deprem davasında yargılanan Mehmet Özkan, 51 kişinin yaşamını yitirdiği Cemil Çapar Apartmanı’yla ilgili davanın üçüncü duruşmasında “Deprem Allah’tan oldu, ona inanmayanlar çıkmış bizi suçluyor” ifadeleriyle dikkat çekmişti. Özkan Gold City Blokları’na ilişkin hazırlanan yeni bilirkişi raporunda söz konusu yapının birçok eksikliği olduğu ve statik raporla inşa edilen yapılar arasında çelişkiler olduğu ortaya çıktı. Raporda, “Eğer yapıda beklenmedik şekilde yıkılma meydana geliyorsa, bu durum yalnızca binanın karşılaştığı depremin büyüklüğüyle açıklanamaz. 2007’de hazırlanan yönetmelik, can güvenliği deprem performansını esas almaktadır. Bunun anlamı, yapı kuvvetli deprem etkileri altında ağır hasar görebilir, fakat enkaz haline gelerek yıkılmamalıdır. Söz konusu olayda blokların zemin ve asma katları tümüyle yıkıldığından diğer katlar da onların üzerine yıkılmıştır. Dolayısıyla, binada ortaya çıkan yıkılma şekli 2007 deprem yönetmeliğine göre kabul edilebilir bir hasarlanma biçimi değildir” dendi.
ŞARTLAR SAĞLANMAMIŞ
Site bloklarında çeşitli eksiklikler olduğuna vurgu yapılan raporda, “Mimari ve Statik Projeler incelendiğinde yapıların toplam 11 kattan oluştuğu görülmektedir. Zemin ve Temel Etüt Raporunda belirtilen kat sayısıyla Statik ve Mimari projelerde görülen kat sayılarının tutarsız olduğu tespit edilmiştir” ifadeleri yer aldı. B bloğa ait statik/betonaerme hesap raporun dikkate alınarak zemin raporunda beyan edilen üst limitin aşıldığına dikkat çekilen raporda “Yapılan hesaplamalara göre temel zemininde taşıma gücü probleminin bulunduğu görülmektedir. Bu duruma hazırlanan raporda dikkat edilmemiştir. Sondajlardan alınan zemin numune sayılarının ve yapılan laboratuvar deneylerinin yetersiz olduğu görülmektedir. Dava dosyasında yer alan ruhsat, proje ve diğer belgelerden binanın beton sınıfının sağlanması gereken şartları sağlamadığı görülmüştür” dendi.
‘DENEYLER KUŞKU UYANDIRIYOR’
Yapı denetim evraklarında da eksikliklerin olduğuna dikkat çekilen raporda, “Arazi ve laboratuvar deneyleriyle ilgili herhangi bir fotoğraf ve görüntü rapor içerisinde verilmemiştir. Sondajlardan elde edilen verilerin bire bir aynı olması ve az sayıda laboratuvar deneyi sonucu verilmesi arazi ve laboratuvar deneylerinin gerçekten yapılıp yapılmadığıyla ilgili kuşku uyandırmaktadır” ifadeleri yer aldı. Raporda, “Yüzeyden alınan numune Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü’nün Ağustos 2005’te yayımladığı Zemin ve Temel Etüt Raporunda belirtilen şartları sağlamamış ve gerçek anlamda temel altındaki zemini temsil etmemektedir. Yani numune temel altındaki seviyeden alınmamıştır” dendi. Raporda ayrıca donatı çekme deneyi sonuçlarına birçok numunenin gerekli koşulları sağlamadığına vurgu yapıldı.
‘HAVUZUN YIKIMA SEBEP OLMA İHTİMALİ YÜKSEK’
Yapının tasarımında havuz imalatı için kolon kesilmesine sebebiyet verecek bir engel olmadığına dair değerlendirmelerin yer aldığı raporda, “Ancak havuz sınırı kolonlar teğeti olarak konumlanması ve devirdaim su oluklarının iki kolon arasında derzin yapıldığı bölgede tanımlanması, olası su sızmaları ve bunun da yapısal elemanlarda korozyona sebep olma ihtimalini güçlendirmektedir. Bu durum aynı aks üzerinde yer alan tüm kolonlarda meydana getireceği korozyon ve durabiliteye bağlı kusurlarla birlikte ele alındığında yapıda meydana gelen yıkılma tipinin de belirleyici sebepler arasında yer alabilme ihtimali yüksektir” dendi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi