Milliyetçi çizgisiyle bilinen Yeniçağ gazetesi, "CHP'nin marksist ideolojisi" başlıklı bir yazı dizisi başlattı. Dizinin ilk bölümünde CHP'nin 68 Kuşağı'nın devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan için her sene anma düzenlemesi hedef alındı.
Yazı dizisinin amacı ise "Bu yazı dizimizde CHP’nin tarihsel rotasından çıktıktan sonra anarşi ve terör örgütlerine hamilik yaparak ülkeye verdiği zararları hatırlatıp hafızaları tazeleyeceğiz. Geçmişteki ibret alınması gereken yaşanmışlıkları hatırlamak, gelecekte aynı hataların yapılmasını önleyici en iyi rehberdir" diyerek açıklandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Denizler'in idam edilişlerinin yıldönümü olan 6 Mayıs'ta mezarlarını ziyaret etmesini ve burada yaptığı “Bu anmaya katılan herkes onun yolundan gidenlerdir. Bizim yüreğimiz yanıyor. Bizim mücadelemiz Deniz Gezmiş’in mücadelesidir. Deniz Gezmiş’in yolundan giden tek başına Özgür Özel değildir. Bütün CHP’liler, Deniz Gezmiş’tir, Deniz Gezmiş’in yolundan yürümektedirler" şeklindeki konuşmasını hatırlatan Yeniçağ, Özel'in bu sözlerle "CHP'nin marksist örgütlerle gönül bağını" gösterdiğini öne sürdü.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının emperyalizme ve kapitalizme karşı düzenlediği eylemlerin hatırlatıldığı yazı dizisinde, Denizler "terör eylemleri" düzenlemekle suçlandı.
Provokatif yazı dizisinin ilk bölümü "Günümüzde Deniz Gezmiş'in yolu, Atatürk'ün yolu gibi gösteriliyor. Oysa Atatürk, Marksist, Leninist değildi. Deniz Gezmiş'in yolu, darağacında söylediği sözlere PKK’nın fesih kararı bildirisinde de atıf yapılması boşuna değildir..." ifadeleriyle sonlandı.

"İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞÇILARIYIZ"
1972'de idam edilen devrimci gençlik önderi Deniz Gezmiş, 29 Ocak 1971'de babasına yazdığı ve gazetemiz Cumhuriyet'te yayımlanan mektubunda şu ifadeleri kullanmıştı:
“Baba, sana her zaman müteşekkirim. Çünkü beni Kemalist düşünceyle yetiştirdin. Küçüklüğümden beri evde sürekli Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. O zamandan beri yabancılardan nefret ettim. Baba, biz Türkiye’nin ikinci kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki hapislerde yatacağız, kurşunlanacağız da. Tıpkı Birinci Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi. Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları. Düşün baba, bugün hükümet işini gücünü bırakmış, bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Hepsi Kemalist çizgiden sapmış ve tarih önünde hüküm giymiş durumdalar. Biz onları çoktan tarihin çöplüğüne attık. Baba, mektubuma son verirken seni, annemi, Bora’yı, Hamdi’yi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım. Ya vatan ya ölüm.”
