Spor yazarları Galatasaray - Gençlerbirliği maçını değerlendirdi: 'Galatasaray zoru başardı'

Spor yazarları Galatasaray - Gençlerbirliği maçını değerlendirdi: 'Galatasaray zoru başardı'

23.11.2025 12:38:00
Güncellenme:
Cumhuriyet Spor
Takip Et:
Spor yazarları Galatasaray - Gençlerbirliği maçını değerlendirdi: 'Galatasaray zoru başardı'

Spor yazarları, Galatasaray'ın Trendyol Süper Lig'in 13. haftasında sahasında Gençlerbirliği'ni 3-2 mağlup ettiği karşılaşmayı yorumladı.

Galatasaray, Trendyol Süper Lig'in 13. haftasında sahasında Gençlerbirliği'ni 3-2 mağlup etti. Spor yazarları, Galatasaray-Gençlerbirliği maçını değerlendirdi.

"SON KAHRAMAN"

Ebru Kılıçoğlu: Galatasaray için maç, klişe bir pembe dizi gibi başlıyor… Başına olabilecek her şey geliyor: Cezalılar, sakatlar, depresyonlular… Üzerine bulduğu tüm pozisyonlara rağmen Gençlerbirliği, Niang ile ilk golü buluyor (22). Senaryonun ‘bu kadar da olmaz’ anı ise Lemina ve Singo’nun sakatlanıp çıkması. Volkan Demirel’in hızlı ve hırslı takımı; bir gol daha atıp sonra da rahatça maçı kazanmayı düşünürken; Okan Buruk oyuna, Icardi ve İlkay’ı dahil ederek senaryoyu baştan yazıyor. Galatasaray, 21 dakikaya 3 gol (Icardi 55, Barış Alper 57, İlkay 66) sığdırıyor. Dengesi bozulan rakibi, 60’da Thalisson’un atılmasıyla 10 kişi kalıyor. Gençlerbirliği buna rağmen oyundan kopmuyor, 77’de Metehan’la 2. golü buluyor. Son dakikalarda Sallai atılınca, puan hesabı yeniden yapılsa da Galatasaray günün ‘Son Aksiyon Kahramanı’ rolünü kimseye kaptırmadan 3 puanı hanesine yazıyor. (Cumhuriyet) 

"YERDEN ORTA FESTİVALİ" 

Uğur Meleke: Gençlerbirliği ligin topla en az oynayan, en fiziksel, en mücadeleci, en temaslı takımlarından biri. Alkaralar’ı bu stratejilerinden dolayı da suçlayamayız, kadro kalitelerinin elverdiği oyun bu. Milli maç arası öncesi Başakşehir karşısında özellikle ikinci yarıda bir savunma dersi vermişlerdi. Başakşehir 45 dakika boyunca topa yüzde 80 sahip olmuş ancak çok az net fırsatla bitirmişti müsabakayı. Dün Galatasaray karşısına da adeta Başakşehir maçının devamı gibi çıktılar. Dün Seyrantepe’de ilk 45’te Gençlerbirliği “4+5” ikili sıkı bir hatla karşıladı Galatasaray’ı. Merkezden neredeyse hiç fırsat vermedi. Ancak Galatasaray iki kanattan da yerden ortalarla pozisyonlar yarattı Ankara ekibinin kalesinde. İlk devrede hem Lemina, hem de Singo’yu sakatlığa kurban vermelerine, isteksiz Yusuf Demir’le adeta 10 kişi oynamalarına rağmen 18 şut attılar. Rakip ceza alanında 31 kez topla buluştular. İki kez direğe takıldılar.

Galatasaray’ın hava toplarında usta olan Gençlerbirliği savunmasına karşı yerden kanat ortalarıyla oynaması doğru tercihti. İcardi oyuna girdikten sonra bu doğru tercihten ürün de almayı başardılar. 1-0’dan 3-1’e getirdiler skoru. Bu bölümün yıldızları oyuna girdikten sonra ceza alanına anlam katan İcardi ve sol koridoru çok etkili kullanan Barış Alper Yılmaz’dı.

UNION MAÇI DERSLERİ

Galatasaray, sadece 3 gün sonra kritik bir USG sınavı verecek Şampiyonlar Ligi’nde. Bu sınav öncesi Gençlerbirliği müsabakasından çıkarılacak bazı dersler olduğunu söyleyebiliriz:

1-) Okan Buruk dün Jakobs’un çok büyük bir probleminin olmadığını ama onu Union maçına saklamayı uygun bulduğunu açıkladı. Salı akşamı Jakobs’un sahada olacak olması önemli G.Saray için.

2-) Sakatlıktan dönen İlkay’ın dün 45 dakika dahi olsa sahaya ne kadar etki ettiği ortada. Sarı kırmızılılar özellikle işler kötü gittiğinde onun soğukkanlılığına ihtiyaç duyuyorlar.

3-) Barış'ı artık belki de bir santrfor alternatifi olarak değil, sol açık oyuncusu olarak görmek daha doğru. Dün sol koridora geçtikten sonra değiştirdi maçın hikayesini. (Hürriyet)

"GALATASARAY ZORU BAŞARDI"

Osman Şenher: Milli aralar Galatasaray’daki düzeni bozuyor. Sakatlıklar, uzun yolculuklar... Futbolcular hırpalanınca bunun da faturasını bir türlü ödüyorsun. Düşünebiliyor musunuz; teknik adam Lemina’yı, Singo’yu ilk 11’e koyuyor, ikisi de sakatlanıp maçı tamamlayamıyor.

İlk yarı Gençlerbirliği karşısında zaten takım da oyuna konsantre olamadı, üstüne bir de bu iki sakatlık gelince moralleri de aşağıya çekti, defansın akıl almaz hatasıyla bir de gol yediler, buna rağmen ikinci yarı toparlanıp maçı kazanıp 3 puanı almak başarıdır. Ama bundan sonraki Union St Gilloise, Fenerbahçe, Samsunspor ve Monaco maçları da kolay geçmeyecek.

Okan Buruk’un kulübesinde futbolcu kalmadı. Salı günü Şampiyonlar Ligi maçına bile doğru dürüst bir 11 hazırlayabileceğini düşünmüyorum. Hiç olmazsa Osimhen geldiğinde gol yollarında biraz toparlanırlar.

Dün geceki maçta Kazımcan sol bekte çok başarılı oldu ve bundan sonra Eren’in de yokluğunda artık devamlı kadronun içinde olur, bunu hak eden bir futbol oynadı. Yusuf Demir ‘Ben Galatasaray’dan gitmek istiyorum’ modundaydı. Böyle bir futbolcuyu Kemerburgaz’da bile tutmamak lazım. Arkadaşlarının bile dengesini bozar. En büyük hayal kırıklığını da kaleci Günay için yaşadım. Çok beğendiğim bir kalecidir ama herhalde maç eksikliğinden olsa gerek bu karşılaşmada büyük hatalar yaptı.

Icardi için öyle deniyor, böyle deniyor; kabul ama adam santrfor ve golcü. Osimhen’in olmadığı maçlarda ya da son 30 dakikalarda rakip defansı resmen hırpalayıp dövüyor, eksiltiyor. Adamın gol kokusu alması ayrı bir beceri işi. Kazımcan’ın pasında o golü ondan başkası atamaz. Sara da hayal kırıklığı. Beklenti büyük ama yaptığı ne etkili bir orta var ne de pas ne de şut çekebiliyor. Dilerim Lemina’nın sakatlığı uzun sürmez. Bu sezon biz Brezilyalı futbolcudan patlama beklerken, o ise sallanıyor. Sane Alman Milli Takımı’nda harikalar yarattığı iki maç oynadı ve geldi. Gençlerbirliği karşısında her aldığı topu ezdi, dün gece o da milli ara yorgunuydu.

Bu kadar handikapa rağmen sarı-kırmızılılar üç puanı alabildiyse bu çok büyük bir moral. Volkan Demirel’in hakkını yemeyelim. Ankara ekibinin havası değişmiş. Koşuyor, basıyor, Cim Bom’un defansı da gününde olmayınca ev sahibi ekibi epey zorlayıp tehlikeler yarattılar.

Son sözüm de maçın hakemine... Ozan Ergün iyi niyetle müsabakayı yönetti, Sallai’ye gösterdiği kırmızı karta da bir şey demiyorum ama Macar oyuncunun kendisine yapılan bir hareket var ki, kaval kemiğine rakip kramponun tabanıyla bastı. Bu pozisyona kırmızı kart göstermedi. Genç hakemsin, kötü de yönetmiyorsun ama futbolcunun sağlığını sahada sen düşünmek mecburiyetindesin. Burada VAR hakeminin de sorumluluğu var. Böyle VAR hakemleri olursa baş hakem de kırmızı kartını çıkarmaya korkar. (Milliyet)

"ÖZÜR DİLESİNLER"

Levent Tüzemen: Okan Buruk'un sosyal medyadan etkilenerek kurduğu ilk yarı kadrosu yanlışlarla doluydu. Bir takımın elinde İcardi gibi bir golcü varsa ve sakat değilse kulübede oturmaz. Çünkü adamın genlerinde gol atmak var! Okan hocanın yanlışlarını maalesef sakatlanan oyuncular düzeltti. Singo çıkıp Sallai beke geçince İcardi'yi almak zorunda kaldı. Ama Lemina çıktığında Yusuf'u oyuna sokması, Nasreddin Hoca'nın 'Ya Tutarsa' diye göle maya çalması gibiydi. Sezon başından beri hiç oynamamış Yusuf'u oyuna sokması büyük hataydı. O Yusuf top tutamadı, pas veremedi, ikili mücadelelerde kayboldu, girdiği iki net pozisyonu da güvensizlikten gole çeviremedi. Okan hoca yanlışlarından ders almış olacak ki Yusuf'u çıkarıp İlkay'ı alarak doğruyu buldu. Çünkü İlkay bir lider, bir virtüöz ve Galatasaray'ın oyun aklı... İlkay ile birlikte Galatasaray ritmini buldu. İlk yarıda varlık gösteremeyen Sane bile kendine gelip etkili olmaya başladı. İcardi ve İlkay hamlesi, Galatasaray'ın geriden gelmesini ve zaferi elde etmesini sağladı. Özellikle İcardi'nin attığı gol, kalite kokuyordu. Tam bir golcü vuruşuydu. Uzun süreden sonra oyuna dönen İlkay; sakinliği ve aklıyla G.Saray'ın etkili paslar yapmasını sağlarken güzel oyununu da güzel bir golle süsledi. Barış Alper'i alkışlıyorum! Onu tribünlerde yuhalayanı bir kez daha kınıyorum. Zorlu bir İspanya milli maçı oynamasına rağmen milli takımdan gelen yabancıların patır patır sakatlandığı dönemde Barış'ın ne kadar iyi bir profesyonel olduğuna, yürekten oynadığına, tekmeye kafa soktuğuna ve Galatasaray'ın kazanması için müthiş mücadele ettiğine tüm Galatasaraylılar şahit olmuştur. Barış'ı yuhalayanlar şimdi önünde diz çöküp özür dilemelidir. (Sabah)

İlgili Haberler