Türkiye’de son yılların en başarılı branşı konumundaki voleybolu, ülkemizin en çok ilgi gören sporu haline getiren ve marka olmasını sağlayan federasyon başkanı Mehmet Akif Üstündağ, çalışmalarının perde arkasını anlattı. Halkımızın duygusal bir bağ kurduğu Filenin Sultanları’nın 18-22 Haziran’da İstanbul’daki Milletler Ligi maçlarında seyircilerimizle buluşacağı için mutluluğunu dile getiren Üstündağ, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.
‘BİLET YOK’ DEMEK ÜZÜYOR’
Sultanlar, Milletler Ligi’nin Çin’deki ilk haftasında 4’te 4
yaptı. Bu başarılı performans için ne söylemek istersiniz?
Mehmet Akif Üstündağ: Öncelikle tebrik ediyorum. Milletler
Ligi’nin ilk ayağında ev sahibi Çin ile oynadığımız maç son yılların en
muhteşem, en heyecanlı maçıydı. 4’te 4 ile döndük. Şimdi Milletler Ligi’nin
ikinci ayağı 14 yıl sonra İstanbul’da Sinan Erdem Spor Salonu’nda 16 bin 500
seyirci önünde oynanacak. Maçlara inanılmaz bir talep var. Zaten bu talepten dolayı
da benim herhalde en zor geçirdiğim günler diyebilirim. Çünkü ben “Yok” demeyi
sevmeyen bir insanım, herkesin derdine derman olmak isteyen bir yapım, bir
misyonum var. Ama bilet istendiğinde “Yok” demek benim için kötü bir cevap
oluyor ve bu da beni çok üzüyor.
‘EVİMİZDE 8’DE 8 YAPALIM’
Dolayısıyla bizleri bugünlerde yalnız bırakmayan, gerek
canlı olarak gerekse ekranları başında bizleri izleyecek herkese desteklerinden
dolayı teşekkür ediyorum. Umarım kendi evimizde, kendi seyircimiz önünde, kendi
ev sahipliğimizde bir 4’te 4 de burada yaparız ve 8’de 8 galibiyetle
Hollanda’ya gideriz. Orada da artık final etabının sıralaması belli olur diye
düşünüyorum.
‘HEPSİ EVLADIMIZ’
Milletler Ligi’nin ilk haftasında devşirme kategorisinde
forma giyen aleksia karutasu çok başarılı bir performans sergiledi. Vargas’ın
da kadroya katılmasıyla nasıl bir yol haritası çizilecek?
Mehmet Akif Üstündağ: Biz devşirme demeyelim, onlar artık
bizim evladımız. İşte Vargas diyorsunuz; bu memleketin 81 vilayetinden bir
şehri tercih ediyor, kimlik olarak bizim kimliğimizi kabul ediyor. Bizim
yediğimizde, bizim içtiğimizde, bizle yatan, bizle kalkan yani o formayı her
giydiğinde memnuniyet duyan bir evladımız olmuş. Bunun için artık devşirme
demeyi kaldırmamız lazım. İşte Aleksia’nın 13-14 yaşından beri Türkiye’de
olduğunu, Türk vatandaşı yapıldığında ailesiyle birlikte gözlerinin nasıl
parladığını ve bir komisyon toplantısında bana “Başkanım yalvarıyorum ben
buradan gitmek istemiyorum” dediğini biliyorum. Diğer evlatlarımız neyse onlar
da bizim evladımız. Biz onların babasıyız, annesiyiz, büyüğüyüz, ağabeyiyiz,
başkanıyız. Yani biz bir bütünüz, kulüplerimizle bir bütünüz. Bu bütünlüğü,
birlikteliği sağlarsak ve ayrıştıran değil birleştiren bir federasyon görevi
yaptığımızda ortaya bu güzellikler çıkıyor. İşte Aleksia’nın en son maçında 38
sayıyla ülkeyi gururlandırması, “Gitti” dediğimiz maçı kazandırmasından
bahsediyoruz. Bugün ben binlerce soruyla muhatap oluyorum. Bu muhatap olduğum
her sorunun başında veya sonunda bir gurur duyduğunu, gözlerinin parladığını ve
ışıldadığını görüyorum. Bu da bizim için olması gereken diyorum ve mutlu
oluyorum.
‘MAÇLARDA OYUNCULAR KADAR ALKIŞ ALIYORUM’
Filenin Sultanları kadar siz de çok ilgi gören ve sevilen
bir insansınız. Bu nasıl bir his?
Mehmet Akif Üstündağ: Çok teşekkür ediyorum, ben işimi
yapıyorum. Oyuncularla, kulüplerimizle olan diyaloğum, antrenörlerimiz,
hakemlerimiz, paydaşlar ve sponsorlar. Baktığımızda her geçen gün ne kadar
sponsor kazandığımızı, destek verildiğini görebiliyorsunuz. Bu konuda çok
mutluyum. Maçlara gittiğimde oyuncular kadar alkış alıyorum. Benden de imza
isteniyor, benimle de fotoğraf çekiliyorlar. Bana zaman zaman “Çok mütevazısın
başkan” diyorlar. Evet mütevazıyım, 7’den 70’e bu camiaya hizmet için bu göreve
talip oldum. Bunu da layığıyla yapmak istiyorum. Genel kurulda ekibime dedim ki
“Telefonunuz olacak hiç kapanmayacak, makamınız olacak kapısı hep açık olacak
ve yüreğiniz hep açık olacak” dedim. Biz bunu yapıyorsak ve teveccüh
gösteriyorlarsa herkese çok teşekkür ederim.