Tekirdağ Çerkezköy’de Baba Ö.A 4 yaşındaki kızının dikkat çeken davranışları nedeniyle çocuk psikoloğuna başvurdu. Psikolog çocuğunun istismar edilmiş olabileceğe yönünde kuvvetli şüphe olduğunu raporla belirtti. Babanın şikayetçi olması üzerine açılan soruşturmada çocuğun tutarlı beyanları ve uzman raporlarıyla istismarın yaşandığı kayıt altına alındı. Mağdur çocuğun anlatımına göre 33 yaşındaki öz dayısı Y.D kendisini istismar etti.
Baba Ö.A., 18 Temmuz 2024 tarihinde şikayetçi oldu. Mahkeme çocuğun tutarlı beyanlarına ve uzmanlar tarafından hazırlanan raporlara rağmen “yeterli somut delil bulunmadığına” hükmederek takipsizlik kararı verdi. Avukatlar emsal Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarını işaret ederek mahkemenin vermiş olduğu kararın üstün çocuk yararını ihlal ettiğini belirtti.
Şikayet üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada şüphelinin ifadesi bir yıl boyunca alınmadı. Mağdur avukatının talebi üzerine bir yılın ardından yakalama kararı çıkarıldı. Şüpheli Y.D. ifadesinde iddiaları reddetti ve ablası ile boşanma aşamasında olan müşteki Ö.A.’nın “iftira attığını” savundu. Aynı gün dosyada takipsizlik kararı verildi ve şüpheli adli kontrolle serbest bırakıldı.
İSTİSMAR RESİMLERLE ORTAYA ÇIKTI!
4 yaşındaki B.A.’nın kardeşine yönelik cinsel şakalar ve temaslarda bulunduğunu fark eden baba Ö.A. kızını pedagoga götürdü. Pedagog tarafından yapılan oyun terapisinde çocuğun çizdiği resimler çocuğun öz dayısı tarafından istismara uğradığını ortaya çıkardı. Olay mağdur çocuğun kardeşine yönelik cinsel temaslarını fark eden babanın “Neden böyle yapıyorsun” sorusuna “Y. dayım bunların ayıp olmadığını normal şeyler olduğunu söylüyor” demesi üzerine ortaya çıktı. 4 yaşındaki B.A bu yanıtları verdikten sonra ağlamaya başladı. Bunun üzerine başvurulan uzman pedagogun düzenlediği raporda “Çocuğun çizdiği resim incelendiğinde kendisini uzanarak özel bölgesi kanamış şekilde çizmesi dikkat çekti. Ağır bir travma yaşadığı tespit edildi” ifadeleri yer aldı.
Mahkemenin talebi üzerine adli görüşmeci tarafından hazırlanan raporda, “ilk çocukluk döneminde olan mağdurun cinsel konular ile ilgili yaşının üzerinde bilgisinin olduğu, iyi kötü dokunuş ayrımı yapabildiği, özel bölgeleri hakkında bilgisinin olduğu, yaşadıklarını detaylandırması istendiğinde donuk bir yüz ifadesi ve sessizlik tepkisi gösterdiği” kaydedildi. Başakşehir Çam Sakura Hastanesi Çocuk İzlem Merkezi tarafından hazırlanan tıbbi raporda ise “çocuğa yönelik fiziksel istismar bulgusuna rastlanamadığı ancak istismarın sürtünme yoluyla gerçekleşebileceğinin ve anal yolla cinsel istismar sonrası görülmesi beklenen travmatik değişimlerin kısa sürede iz bırakmaksızın kaybolabileceğinin gözardı edilmemesi” istendi.
EMSAL KARARLAR ANIMSATILDI!
Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara itiraz eden avukatlar dilekçede, Anayasa Mahkemesi’nin 2018 tarihli “Çocuğun açık ve ayrıntılı anlatımına rağmen, etkili soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, yaşam hakkı ve özel hayatın korunması hakkının ihlalidir” kararını anımsattı. Yargıtay’ın 2020 tarihinde verdiği “Cinsel istismar suçlarında çoğu zaman tanık veya fiziksel delil bulunmaz. Mağdur çocuğun anlatımı, çelişkisiz ve ayrıntılıysa tek başına yeterlidir” denilen benzer kararı anımsatıldı.
‘DOSYAYI KAPATMAK HUKUKA AYKIRI’
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e konuşan Mağdur avukatı Mustafa Dikici, “Emsal kararlar istismarın tanık ve somut delille kanıtlanmasının zor olduğuna işaret ederek çocuğun beyanlarının tutarlı olması halinde davanın açılması gerektiğini gösteriyor. Çocuğun ikinci ifadesi oyun temelli alınmalıyken standart prosedür uygulanıyor. İfadesi üstün çocuk yararını ihlal eder biçimde defalarca kez alınıyor. 4 yaşındaki bir çocuk dayısının kendisini istismar ettiği resimleri defalarca çiziyorsa bu ciddi bir istismar şüphesidir. Mahkeme Çerkezköy’de düzenlenen psikolog raporunu bile talep etmemiştir. Dosyayı kapatmak hukuka aykırıdır. Dava açılmalı etkin kovuşturma yürütülmelidir” dedi.
