Ablası hayatını kaybetti, kendisi ağır yaralandı: Sürücü serbest bırakıldı
Adana'da bir kişinin ölümüne, bir kişinin ise ağır yaralanmasına neden olan cip sürücüsü serbest bırakıldı. Kazada ablasını kaybeden ve kendisi de ağır yaralanan Zozan Koç ''Adalet istiyorum'' dedi.
Adana'dan kız kardeşi Zozan Koç (20) ile eski eşinden oğlunu almak için Ankara'ya giden Fatma Tan'ın (28) otomobiline, orta şeritte ilerlerken arkasından gelen cip çarptı. Tan'ın öldüğü, Koç'un ise ağır yaralandığı kaza sonrası gözaltına alınan ve "Kusurum yoktur" diyen cipin sürücüsü Ö.K. (48) serbest bırakıldı. Kaza raporunda ablasının kusurlu olduğunun saptandığını belirten Koç, "Dolu ve sis olan yolda 50 kilometre hızla orta şeritte giden ablam kusurlu, arkadan selektör yakarak gelip, bizi sıkıştırıp, takip mesafesi bile bırakmadan çarpan sürücünün hiç kusuru olmaması adil değil. Kaza raporlarına itiraz ettik. Adalet istiyorum" dedi.
Adana'da ana sınıfı öğretmeni Fatma Tan, boşandığı eski eşinden oğlu Yamaç Bartu'yu (5) almak için kız kardeşi Zozan Koç ile 10 Nisan'da Ankara'ya gitmek için 01 ATT 954 plakalı otomobiliyle yola çıktı. Otomobilin direksiyonundaki Tan, Niğde-Ankara Otoyolu'nda ilerlerken dolu ve sis bastırınca hızını düşürüp orta şeritte ilerledi. Bu sırada arkadan gelen Ö.K. yönetimindeki 61 AGD 049 plakalı cip, Tan'ın kullandığı otomobile çarptı. Kontrolden çıkan otomobil, bariyerlere çarptı. Kazada Fatma Tan yaşamını yitirdi, ağır yaralanan Zozan Koç ise Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.
'KAZADA KUSURUM YOK' DEDİ
Büyük hasar alan aracından yara almadan kurtulan Ö.K. ise Sungurbey Polis Merkezi Amirliği'ne götürüldü. İlk ifadesinde, "Ben aracın sağ şeride geçtiğini fark ettim. Seyir halindeyken önüme bakıyordum. Diğer araç her nasıl olduysa bir anda benim önümde yan şekilde durdu ve yola dik hale geldi. Ne kadar frene bassam da mesafe yeterli olmadığı için duramayarak diğer araca yan kapılarından çarpmak durumunda kaldım. Kazadan kaçınmak için yapabileceğim bir şey yoktu. Kazadan sonra aracımdan indim ve diğer araçtakilere ilk müdahaleyi yaptım. Kazada benim herhangi bir kastım veya kusurum yoktur" diyen Ö.K., serbest bırakıldı.
''ÖLEN ABLAM KUSURLU, ÇARPAN SÜRÜCÜNÜN HİÇ KUSURU YOK''
Zozan Koç ise 10 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra servise alınıp, tedavisinin ardından taburcu edildi. Tek başına ihtiyaçlarını gideremeyen Koç, 2 çocuğuyla ailesinin evine gitti. Kazayla ilgili düzenlenen trafik raporunda ölen ablasının 'Aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak' kuralını ihlal ettiği, diğer araç sürücüsünün ise kusurunun olmadığının tespit edildiğini belirten Koç, kendi araçlarının hız kadranının 50 kilometrede kaldığını, diğer sürücünün hızıyla ilgili hiçbir bilgi ve kaydın olmadığını savundu.
''TAKİP MESAFESİ YOKTU''
Kaza anında dolu yağışı ve sis olduğunu anlatan Koç, "Bize çarpan araç çok yakındı. Aramızda belki 2 metre bile yoktu. Sis vardı, 1 metre ilerisi görünmüyordu. Dolu ve sis olan yolda 50 kilometre hızla orta şeritte giden ablam kusurlu, arkadan selektör yakarak gelip, bizi sıkıştırıp, takip mesafesi bile bırakmadı. Ablam panikleyip, en sağ şeride geçmek isterken yağış nedeniyle araç kaydı. Cip sürücüsü takip mesafesi bırakmadığı için bize gelip çarptı. Bir kişinin ölümüne bir kişinin de ağır yaralanmasına neden olan sürücünün hiç kusuru olmaması adil değil. Kaza raporlarına itiraz ettik. Adalet istiyorum" diyerek gözyaşı döktü.
Tedavisinin sürdüğünü belirten Zozan Koç, "Yoğun bakımda 10 gün kaldıktan sonra ailemin yanına geldim. Kendi ihtiyaçlarımı gideremiyorum. 2 çocuğum var, onlara bakamıyorum. 2 ay yürüyemedim. Şimdi yeni yeni ayağa kalkıyorum. Ortada bir ölü, bir de ağır yaralı var. Bu hale gelmemize sebep olan kişi bir gün bile içeride kalmadı. Onun tutuklanması, içimize bir nebze de olsa su serpecek" dedi.
CİPİN HIZININ TESPİTİNE YÖNELİK ÇALIŞMA YAPILMAMIŞ
Ailenin avukatı Esem Yiğit, cipin sürücüsünün, yağış ve yolun kaygan olmasına rağmen gerekli hızla takip mesafesini korumadığını söyleyerek, "Bir kazada sürücüye sorulması gereken ilk soru, hızının kaç olduğudur. Fakat ne emniyet ne de savcılık ifadesinde, lüks aracın hızının kaç olduğu beyanı alınmamıştır. Bizim taleplerimize rağmen, ek ifade alınarak bu eksiklik giderilmemiştir. Kaza sonrası aracın hızının tespiti açısında 3'lü bir heyetten rapor alınmasına ilişkin talebimize rağmen, basit bir kaza gibi tek bir bilirkişiden rapor aldırılmıştır. Lüks aracın genel müdürlüğüne yazı yazılarak, araçtaki otomatik frenleme sistemi aktif olmasına rağmen niçin devreye girmediğine ilişkin müzekkere talebimiz, gözden geçirilmemiştir" diye konuştu.
'ADİL BİR SORUŞTURMA İSTİYORUZ'
Devam eden soruşturmanın etkin yürütülmediğini söyleyen avukat Yiğit, "Bu eksikliklere rağmen soruşturma yürütülüyor. Bizim tek isteğimiz adil bir soruşturmanın yürütülmesidir. Bir kişinin ölüp, bir kişinin ağır yaralandığı bir kazada adli kontrol dahi verilmemesi, ne hukuken ne de vicdanen kabul edilemez. Adaletin yerine gelmesi, adil bir sürecin yönetilmesi ve sonunda da kazaya neden olan sürücünün en ağır cezayı alınmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması