Aile Bakanlığı'ndan 81 ile uyarı: 'Toplumsal cinsiyet' aile yapısını tehdit ediyormuş!

Aile Bakanlığı'ndan 81 ile uyarı: 'Toplumsal cinsiyet' aile yapısını tehdit ediyormuş!

7.05.2025 13:56:00
Güncellenme: 7.05.2025 13:56:36
Haber Merkezi
Takip Et:
Aile Bakanlığı'ndan 81 ile uyarı: 'Toplumsal cinsiyet' aile yapısını tehdit ediyormuş!

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, il müdürlüklerine gönderdiği yazıda “toplumsal cinsiyet”, “cinsiyet kimliği” ve “cinsel yönelim” gibi kavramların aileye zarar verdiğini savundu; bu terimlerin ulusal ve uluslararası belgelerde kullanılmaması istendi.

Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı genel müdürlüklere ve 81 ilin müdürlüğüne “Toplumsal cinsiyet ve bazı kavramların kullanımı hk." konulu bir yazı göndererek LGBTİ+’ları hedef aldı.

Müdürlük, gönderdiği yazıda; ulusal ve uluslararası kurumlar, sivil toplum kurulus¸ları ve digˆer paydas¸larla birlikte Bakanlık birimlerinin yürüteceği çalışmalarda “toplumsal cinsiyet”, “toplumsal cinsiyet kimligˆi”, “LGBT”, “SOGIESC (sexual orientations/cinsel yo¨nelim, gender identities, gender expressions and sex characteristics)”, “kapsamlı cinsellik egˆitimi” gibi kavramlara karşı ortak bir tutum takınılması gerektiğini savundu.

KaosGL'nin haberine göre; Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Tuncay Cevheroğlu’nun imzasını taşıyan yazıda; uluslararası platformlarda Türkiye’nin söz konusu kavramlara ilis¸kin “kars¸ı durus¸unun” belgelere ve toplantılara yansıtılması gerektiği öne sürüldü; söz konusu kavramların aileye zarar verdiği iddia edildi. Genel Müdürlük, yazısında “toplumsal cinsiyet”, “cinsiyet kimliği” ve “cinsel yönelim” gibi kavramların kullanımından “kaçınılması” gerektiğini söyledi.

"AİLE YILI" HATIRLATILDI

Bununla beraber; söz konusu yazıda aile “toplumun doğal ve temel birimi” olarak nitelendirilerek 2025’in “Aile Yılı” ilan edildiği hatırlatıldı. Genel Müdürlük, uluslararası toplantılarda ve dokümanlarda kullanılan “toplumsal cinsiyet”, “cinsiyet kimliği” ve “cinsel yönelim” gibi kavramların evlilik ve aile kurumunu tahrip ettiğini, kadınlara, çocuklara ve toplum yapısına zarar verdiğini öne sürdü.

“Bu bağlamda, evlilik ve aile kurumunu, kadınları, çocukları ve bir bütün olarak toplumu tehdit eden önemli bir husus, bir kategori olarak cinsiyetin sorgulanmasıdır. Kadın ve erkeği ifade eden cinsiyet (sex) ifadesinin yerini son yıllarda artan ölçüde toplumsal cinsiyet/toplumsal cinsiyet kimliği (gender ve gender identity) almaya başlamıştır. Söz konusu kavramın, uluslararası düzeyde biyolojik cinsiyetin ötesinde farklı anlamlarda toplumsal hayata menfi etkisi olabilecek gündemleri barındıracak şekilde kullanıldığı görülmektedir. Bu kavramlar, cinsiyetin "sosyal inşa"dan ibaret olduğunu, kişilerin beyanı ile belirlenebildiğini ve iki cinsiyet dışında değişken cinsiyet kimliklerinin mevcut olduğunu öne süren taraflarca, iki cinsiyete özel biyolojik nitelikler ile ihtiyaçları değersizleştirecek yahut yok sayacak şekilde kullanılmaya başlanmıştır.”