Ertan Aksoy hazırladı: AKP’nin gerçeklikten kopuşu ve sonuçları
Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı (SODEV) ve AKSOY Araştırma Şirketi'nin kurucusu Ertan Aksoy; gündemdeki son gelişmeleri, verilere dayalı analizlerle, siyasilerin gündem belirleyen açıklamalarını ve bu açıklamaların toplum üzerindeki etkilerini Cumhuriyet için değerlendiriyor. İşte Ertan Aksoy'un bu haftaki değerlendirmesi...
Türkiye siyasal tarihinin en iyi planlanmış partilerinin başında AKP gelmektedir. Planlanmış sözünü komplo teorilerine dayalı bir takım iddiaları dillendirmek için değil, partinin isminin belirlenmesinden, dönemsel söylemlere, vaatlere, kadrolarına, kadrolarındaki revizyona kadar her şeye ölçerek karar vermelerini, ölçerek yönetmelerini kastetmek için kullanıyorum. Bu çalışma anlayışı, AKP’nin yirmi yılı aşkın ayakta tuttuğu iktidarının temel dayanaklarından birini oluşturmaktadır. Çok kritik virajlardan, aşamalardan, bu çalışma sistematiği ve veriye dayalı siyaset anlayışı ile geçtiklerini söyleyebiliriz. İlk aklıma gelen örneklerden biri, 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçim’inin hemen öncesinde Erdoğan’ın “Benim için Gürcü diyen oldu, afedersin çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu” sözleridir. Bu cümlenin tesadüfen kurulmadığına, bu sözlerin tesadüfen söylenmediğine inanıyorum. AKP’nin karar vericileri bu cümlenin (maalesef ki) bir gecede 2 puan getirme potansiyelini biliyordu. Birlikte hatırlayalım Erdoğan o seçimi %51,7 ile almıştı. Yani %50 sınırını %1,7 ile geçebilmişti ve sonuç almıştı.
Uzun süren AKP iktidarının, kendi gerçeğini ve toplumun gerçeğini bilen, önemseyen ve buna göre politika üreten siyaset anlayışı bir süredir terk edildi. Elbette burada AKP karar vericilerinin yerine, AKP karar vericisinin tercihinin bu yönde olduğunu belirtmek isterim. İşte bu tercih nedeniyle başlayan siyasal erime artarak devam ediyor. Bu noktada iki önemli sebepten söz etmek gerektiğini düşünüyorum. İlki, Erdoğan’ın güç sahibi olmaktan mutlak güç sahibi olmaya evrilen ilerleyişi nedeniyle kurmay kadroları uzaklaştırıp, merkeze sadece kendine onay verecek isimleri alması. ”Haklısınız efendim” ile “Çok haklısınız efendim” diyen skaladaki bu kurmay kadrosu, Erdoğan’ı bir daha içinden çıkamayacağı bir kısır döngüye mahkum etti. İkinci sebep ise MHP ile kurulan ittifak. İttifakın başladığı günden bu yana AKP, oy kaybetmesine neden olan siyasi yanlışları farkında olmasına rağmen MHP’yi aşamadığı için telafi edemedi. Çünkü artık AKP, MHP’nin ona çizdiği bir siyasal çember içinde kaldığı sürece siyaset yapabiliyordu. Cumhur İttifakı’nın yaşama geçebilen siyasi hamleleri ancak MHP’nin şerh düşmediği siyasi hamleler olabiliyordu.
AKP’nin bu kendi ve ülke gerçekliğinden kopuşunun her geçen gün biraz daha büyüyerek devam ettiğini ve artık neredeyse politikalarının çoğunluğunun ters gerçeklik üzerine kurulduğunu gözlemliyoruz. Bu durumu en net ortaya koyan örnek ise, ülkede böylesine derin bir yoksulluk varken Suriyeli sığınmacılarının dönmeyeceği gerçeğini, salt bir söylem inatlaşması üzerine dile getirmeleriydi. Bir diğer örnek ise, toplumun büyük ekonomik sorunlarına karşı asgari ücretteki küçük artışı bir çözümmüş gibi dile getirmeleridir. Peki toplum onlar gibi bunu bir çözüm olarak görüyor mu gelin birlikte bakalım. Bu hafta yaptığımız araştırmada asgari ücret artışı sonrası dönemi anlamak için “Ekonomik olarak düşündüğünüzde 2022 yılının ilk 3 ayı sizin için nasıl geçti” diye sorduk. Yanıtlarını aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.
Yanıtlardan da gördüğünüz üzere toplumun sadece %1,3’ü kolay ve %2’si ise çok kolay yanıtını vermektedir. Yani temel savunma alanı olarak kurdukları “asgari ücret artışı” sonrasında toplumun sadece %3,3’ü zorlanmadığını ifade edebilmekte. Yine bu soruya ek olarak “Sizce 4250 TL olan asgari ücret günümüz Türkiyesi'nde rahat geçinebilmek için ne derece yeterlidir” sorusunu yönelttik. Yanıtlara birlikte bakalım.
Gördüğünüz üzere AKP kurmayları asgari ücret artışı ile sorunların büyük kısmını çözdüğünü iddia etse de toplumun yalnızca %8,7’sinin buna katıldığını anlıyoruz..
Bitmeyen ekonomik kriz, bunun yarattığı satın alma gücündeki düşüşe dair savaş ortamını da “fırsat” bilerek krizi daha az inkâr etme politikasına geçen AKP’nin, yine gerçeklikten kopuk bir başka politikası da “Bizden önce yoktu” politikasıdır. Geçtiğimiz hafta Erdoğan’ın “Bizden önce ürün yoktu” varsayımına dayalı aşağıdaki konuşmasını deneklere izlettik.
Açıklamayı izleyen deneklerin yanıtları aşağıdaki gibi.
Gördüğünüz üzere toplumun genelinde Erdoğan’a katılanların oranı %34,7’de kalıyor. AKP ve MHP seçmenlerinin yaklaşık %40’ın da Erdoğan’ın söylemine doğrudan onay vermediğini dikkatinize sunmak isterim.
Bu hafta iktidar adına bir başka açıklama da Bakan Nebati’den geldi. Hazine ve Maliye Bakanı “Zaten Türk lirası şu an en zayıf konumunda, yer yok bir kere” cümlesi ile özetleyebileceğimiz aşağıdaki konuşmayı yaptı. Bu konuşmayı da deneklere izlettik.
İzledikten sonra “Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nureddin Nebati’nin bu açıklamasını ne derece beğendiniz” sorusunu sorduk. Yanıtlarına birlikte bakalım.
Gördüğünüz üzere toplumun sadece %28,3’ü Bakan’ın bu konuşmasını beğendiğini ifade ediyor. Çünkü ekonomik krizler toplumların ulusal onurunu zedeler. Bu tür açıklamalar da bu temel kuralın yarattığı gerçeklikten kopuk açıklamalardır. Özetle, iktidarın karar vericilerinin her geçen gün bunu nasıl söylerler dediğimiz açıklamalarının bizlere belki yarattığı bir psikolojik yük olduğunu kabul ediyorum. Fakat iktidar bloğuna yarattığı bir siyasal yük olduğunu da kamuoyunun bilgisine sunmayı görev olarak görüyorum. AKP’nin hem kendi hem ülke için yarattığı sorunlar artık onun iktidarıyla geri çevrilemez bir hale geldi. Burada bize düşen; bilimin politikleştirilmesi yoluyla toplumun somut sorunlarına bilimsel çözümler üreten bir sosyal demokrat iktidar için uğraş vermek, görev üstlenmektir.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi