İş insanı Deniz Durmay’a verilen ‘sağlam raporu’nun ardından yüklü miktarda bağışta bulunulmuş
Sağlık raporu verilmesi için Burhan Kuzu’dan yardım istenen ve “Gerekli her tür ödemeyi yapacak” diye not düşülen Deniz Durmay davasında, Adli Tıp Kurumu’ndan sağlık raporu alındıktan sonra yeni eşi Zeynep Bingöllü’nün kızı yüklü miktarda bağışta bulunuyor.
Fotoğraf: Durmay’a sağlam raporu veren Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi’nin başkanı Alaattin Duran’ın, raporun verilmesinin ardından yapılan yüklü bağış sonrası Serin Kayello’ya onur plaketi verdiği görülüyor.
Sedat Peker’in ifşasıyla kamuoyu gündemine gelen iş insanı Deniz Durmay davasında mahkeme, kararlarında bilirkişi raporları yerine Adli Tıp Kurumu raporlarını dayanak olarak gösterdi. Durmay’ın önceki evliliklerinden olan üç kızının 2015’te açtığı kısıtlama ve vasi ya da yasal danışman atama talepleri üzerine Beykoz 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada, Adli Tıp Kurumu’na sevk edilen Deniz Durmay hakkında iki kez “sağlam raporu” veren Adli Tıp Kurumu’nun, Burhan Kuzu’nun olaya müdahale etmesi dışında da şaibeli ilişkileri ortaya çıktı.
Deniz Durmay’a “Fiili ehliyeti tamdır, kendisine vasi veya yasal danışman atanmasına mahal yoktur” raporu veren Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi’nin başkanı Alaattin Duran’ın, raporun verilmesinin ardından Durmay’ın yeni evlendiği Zeynep Bingöllü’nün ilk eşinden olan kızı Serin Kayello’ya onur plaketi verdiği görülüyor. Aynı zamanda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Vakfı’nın da başkanı olan Alaattin Duran’ın imza attığı onur plaketinin töreninde de Durmay’ın yeni eşi Zeynep Bingöllü Durmay ve kızı Serin Kayello ile aynı fotoğraf karesine giriyor. Adli Tıp Kurumu’nun etik değerleriyle bağdaşmayan bu durum yetmezmiş gibi, Burhan Kuzu’nun Adli Tıp’tan Durmay lehine rapor alınması için devreye sokulması şüphe uyandırdı.
NECDET ULUCAN DA DOSYAYA GİRİYOR
Deniz Durmay hakkında kısıtlama davası sürerken sahip olduğu banka hesapları ve gayrimenkuller üzerine tedbir kararı konuluyor. Bu kararla dava sonuçlanıncaya kadar mallarının elden çıkarılmasının önüne geçilmek isteniyor. Ama yasanın arkasından dolanarak hileli satışlara engel durum yok. Tedbir kararı sürerken Deniz Durmay, Bodrum Gündoğan’da denize nazır 11 bin 100 metrekare büyüklüğündeki arsa üzerine kabadayı olarak bilinen Necdet Ulucan’la kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıyor. Davalar uzayınca Necdet Ulucan da davaya müdahil oluyor ve zarar gördüğünü söylüyor. Bu arada Necdet Ulucan, Durmay’ın eşi Zeynep Bingöllü’nün kendisinden 750 bin dolar borç aldığını ve ödemediğini öne sürerek Bingöllü’nün Ayşe Deliismeiloğlu Çiftliği’ne ipotek koyduruyor. Davalar uzayınca Durmay, Gündoğan’daki arsayı Ulucan’a vermek için 9 milyon 800 bin TL karşılığı satış vaadiyle sözleşme yapıyor. Ancak bilirkişi raporunda buranın ederinin 38 milyon TL olduğunu belirtiyor.
BİLİRKİŞİ, YASAL DANIŞMAN ATANMASINI İSTEMİŞTİ
Durmay’ın kızlarının babalarının kişisel mal varlığını savurganca tüketmesine engel olunması için 2015 yılında açtıkları vasi ya da yasal danışman atanması davasında hâkimi sürekli değişen Beykoz 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu’nun 406. ve 429. maddelerini dikkate almadan sadece Adli Tıp Kurumu ve Zeynep Bingöllü’nün gösterdiği tanık ifadelerine dayanarak davayı reddeti.
Kızlarının dava açması üzerine sinirlenen Deniz Durmay, vasiyetini değiştirerek kızlarını mirasçılıktan çıkardı ve tüm mal varlığını eşi Zeynep Bingöllü ve onun ilk eşinden olan, kendisinin de soyadını verdiği Serin Kayello Durmay’a bırakan yeni vasiyetname hazırladı.
Yerel mahkemenin kararı, Yargıtay 18. Dairesi tarafından bozuldu. Yargıtay’ın bozma kararında kısıtlı adayı Deniz Durmay’ın “Mal varlığına ilişkin banka ve tapu hareketleri dosyaya getirilmişse de yapılan harcamaların ve harcamalardan kalan mal varlığının üzerinde yeterince durularak bilirkişi kurulundan denetime olanak veren ayrıntılı raporlar alınıp tüm deliller ile birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuç doğrultusunda karar vermek, gerekirken noksan araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir” denilerek davanın yeniden görülmesi istendi.
Yargıtay’ın bozmasından sonra yerel mahkeme bilirkişi oluşturarak Durmay’ın harcamaları ve kalan mal varlığı ile satılan gayrimenkullerin geliri ile yaptığı yatırımların belirlenerek yasal danışman atanmasının gerekli olup olmadığı yönünden araştırma istedi. Bilirkişi, raporunda yasal danışman atanması kanısına vardığını şu gerekçelere dayandırmış:
“Deniz Durmay’ın genel mal varlığı göz önüne alındığında vesayet altına alınması hususunda gerekli koşulları tam mahiyetiyle sağlamadığı, ancak yapılan incelemede mal varlığını hızlı bir şekilde tüketmeye yönelimi olduğu, yaşı, sağlık durumu, özellikle 2011 yılından bugüne yapmış olduğu maddi tasarrufların yönelimi, yapılan harcamaların tam olarak denetlenemediği ve korunmaya değer mal varlığının oldukça fazla olması göz önünde bulundurulduğunda TMK’nin 429. maddesi gereği kendisine yasal danışman atanmasının uygun olacağı yönünde kanaat edinilmiştir.”
SEKRETERİNE 2 MİLYON 330 BİN DOLAR
Bilirkişinin raporunda, Deniz Durmay’ın sattığı gayrimenkullerden elde ettiği gelirler ile yeni hiçbir yatırım yapmadığı, banka hesaplarında da artış değil hızla erime görüldüğü belirtiliyor.
Raporda Deniz Durmay’a ait banka hesapları incelemesinde de ilginç hareketler görülüyor. Deniz Durmay’ın hesaplarından 2011-2014 yılları arasında TL hesabından 7 milyon, döviz hesabından ise 6 milyon 972 bin 200 USD, 760 bin Avro’nun çekildiği ve başka hesaplara aktarıldığı tespit edildi.
Döviz hesabından 2 milyon 500 bin doların bilinmeyen bir hesaba aktarıldığını belirleyen bilirkişi heyeti, Durmay’ın eski asistanı ve mali işler müdürüne 2 milyon 330 bin dolar, eşi Zeynep Bingöllü’ye 1 milyon 500 bin dolar ile 450 bin Avro havale ettiğini tespit etti. İlk eşlerinden olan kızlarından birine 410 bin Avro, birine 270 bin dolar ve diğerine de 112 bin dolar göndermiş.
Bilirkişinin raporunda, Deniz Durmay’ın sattığı gayrimenkullerden elde ettiği gelirler ile yeni hiçbir yatırım yapmadığı, banka hesaplarında da artış değil hızla erime görüldüğü belirtiliyor.
MAHKEME YİNE ADLİ TIP VE TANIKLARA DAYANIYOR
Beykoz 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, bilirkişi raporunda TMK’nin 429. maddesine göre yasal danışman atanması talebine rağmen yine Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istiyor.
Beykoz Devlet Hastanesi Adli Tıp Kurumu’nda yataklı gözlem istemesine rağmen bunun yerine yine ayakta ilk gün muayenesinin ardından ertesi gün tekrar çağırıyor ve yine ilk raporu veren Alaattin Duran başkanlığındaki 4. İhtisas Kurulu, “Fiili ehliyeti tamdır, vasi ya da danışman atanmasına gerek yoktur” raporu veriyor.
Mahkemede Duran’ın avukatları “Müvekkilimiz mallarını satmış olabilir ama muhakkak yerine yeni yatırımlar yapmıştır” derken tanıklar ise “Yakinen tanıdığımız Deniz Durmay zaten hep cömert bir insandı ve herkese böyle yardımlar yapardı” diyor.
Bu arada Deniz Durmay’ın avukatı Nuve Kaserci’nin, Zeynep Bingöllü’nün çocukluk arkadaşı olduğunu hatırlatalım. Beykoz 1. Sulh Hukuk, sonuçta Deniz Durmay’ın elden çıkardığı menkul ve gayrimenkullerin mal varlığına oranla düşük kalması, Adli Tıp Kurumu’nun verdiği raporuna dayanarak davanın reddine karar veriyor. Bu karar, bu kez Yargıtay’da da bir üyenin muhalefet şerhine rağmen onaylanıyor.
SEDAT PEKER ÇOMAK SOKUYOR
Dava, Yargıtay’ın da onaylanması sonucu kapanmışken ağustos ayı başında Sedat Peker, Burhan Kuzu’nun telefonundaki WhatsApp kayıtlarında bu davayla ilgili yazışmaları paylaşınca, konu yeniden gündeme geliyor. Burhan Kuzu’dan kısıtlanması ve kendisine vasi tayin edilmesi istenen Deniz Durmay’ın Adli Tıp Kurumu’ndan sağlam raporu alınması için bedeli karşılığında yardım isteniyor. Bu gelişmeler üzerine kızları davanın yeniden görülmesi için harekete geçti. Avukatları İlhan Cihaner ile Mustafa Ateş de yargılamanın yeniden yapılması için dava açtılar.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'