İzmir Barosu: Gece yarısı kararnamelerinizden bıktık!
İzmir Barosu, OHAL kararının ardında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararnameyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ve valiliklere geniş yetkiler verildiği belirtildi. Hukuk ve bilimin yok sayıldığını ifade eden İzmir Barosu, “Milyonlarca yurttaşımızın başta barınma, sağlık, gıda, hijyen gibi pek çok temel insani ihtiyacını dahi karşılamakta aciz olan kamu makamlarının bir gece yarısı kararnamesi ile insan haklarını, ekolojik yaşamı, ormanları ve doğal yaşam alanlarını ortadan kaldırmasına müsaade etmeyeceğiz" ifadeleriyle kararnameye tepki gösterdi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgede Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmesine tepkiler sürerken AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla ‘OHAL Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ çıkarıldı. 24 Şubat 2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren kararnameye birçok kesim tepki gösterirken İzmir Barosu da “Hukuka aykırı gece yarısı kararnamelerinizden bıktık!” başlıklı bir açıklama yayımladı.
“KEYFİ OLARAK OHAL İLANI...”
Milyonlarca yurttaşın depremlerden etkilendiği ifade edilen açıklamada, “Başta barınma, sağlık, gıda, hijyen gibi pek çok temel insani ihtiyacını dahi karşılamakta aciz olan kamu makamlarının bir gece yarısı kararnamesi ile insan haklarını, ekolojik yaşamı, ormanları ve doğal yaşam alanlarını ortadan kaldırmasına müsaade etmeyeceğiz. 7269 ve 6306 sayılı kanunlar ile yürürlükteki diğer yasal düzenlemeler ile yurttaşların, baroların ve meslek kuruluşlarının da görüşleri alınarak yeni ve kronik sorunlara sebebiyet vermeden; yeniden yapım, enkaz atıklarının ayrıştırılması, ekolojik yaşamın korunması, çevresel kirliliğin azaltılması ve benzeri konularda ortak hareket edilmesi mümkün iken afet bölgesinde keyfi olarak OHAL ilanı, taraf olunan uluslararası sözleşmeler ve ulusal düzenlemelere açıkça aykırı kararnameler ile sağlıklı ve güvenli yeni bir yaşam alanlarının kurulması, yurttaşlarının temel haklarının güvence altına alınması mümkün değildir” denildi.
“ORMAN ALANLARI YAPILAŞMA AÇILABİLECEK”
24 Şubat gecesi çıkan kararnamesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na taraf olunan Uluslararası Sözleşmeler, Anayasaya, İmar, Orman, Mera, Tapu Kadastro, Medeni ve Çevre Kanununa açıkça aykırı ve temel hakların özlerini de ortadan kaldıracak yetkiler verildiği belirtilen açıklamada, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na verilen yetkiler şöyle sıralandı:
• Orman Kanunu Ek 16. maddesinde sayılan orman alanlarına ve Mera Kanununa tabi alanlara ilişkin vasıf değişikliğine giderek; kadastrosu yapılmamış ve tescil edilmemiş alanları ise Hazine adına tescil ederek yapılaşmaya açabilecek,
• Yerleşim alanlarını, 3194 sayılı İmar Yasasının plan, parselasyon, ilan ve itirazlara ilişkin düzenlemelerini yok sayarak, jeolojik rapor ve zemin etüd raporu ile hazırladığı proje ve vaziyet planına göre şekillendirebilecek”
VALİLİKLERE GENİŞ YETKİLER
Kararname ile valiliklere de geniş yetkiler verildiği belirtilen açıklamada, “Deprem bölgesindeki enkaz atıklarının dökümü ve atık sahalarının belirlenmesi konusunda valilik yetkili kılınmış, atık sahalarının tespiti ise her tür belgeden muaf tutulmuştur. Enkaz atıklarının çevre, ekolojik yaşam ve insan sağlığı üzerindeki ciddi etkileri nazara alınmadan valiliklere geniş anlamda yetkili kılınması şeffaf ve öngörülebilir olmayan bir sürece kapı aralamaktır. Geçmişin tüm acı tecrübeleri bizlere bu denli geniş yetkilerin beraberinde ciddi sosyal sorunları, hak ihlallerini ve öngörülemez derece bir doğal yaşam alanlarının tahribi sonucunu getirdiğini göstermektedir. Bu sebeple de kamu makamlarının başta yurttaşlar, barolar ve diğer meslek örgütleri ile koordineli olarak ve karar alma mekanizmalarında “katılım hakkına” riayet etmelerini talep ediyoruz” denildi.
“HER TÜRLÜ KEYFİ NİTELİKTEKİ YETKİ KULLANIMIN KARŞISINDA OLACAĞIZ”
Hukukun ve bilim yok sayıldığı ifade edilen kararnameye İzmir Barosu olarak karşı olduklarını anlatılan açıklama şu şekilde noktalandı:
“Depremlerden etkilenen yurttaşlarımızın acil barınma sorunun çözümü için başta kamu makamları, meslek örgütleri ve yurttaşlarımız ile her türlü işbirliğine hazır olduğumuzu, yurttaşlarının ulusal ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alınmış olan mülkiyet haklarının esasa ve usule dair güvencelere riayet edilmeksizin ortadan kaldırılmasına, ekolojik ve insani yaşam alanlarında çevresel kirliliğe, yeni kronik sorunlara, sosyal bozulmalar ile benzeri sorunlara sebep olabilecek her türlü keyfi nitelikteki yetki kullanımın karşısında olacağız. Yurttaşların sağlıklı ve güvenli çevrede yaşam haklarını, mülkiyet haklarını ve kamusal alan niteliğindeki ormanların, meraların ve diğer alanlardaki ekolojik ve doğal yaşam alanlarını da güvence altına almadan; baroları, meslek odalarını, üniversiteleri ve yurttaşları sürecin dışında tutarak geniş ve öngörülemez nitelikteki yetki kullanımları yaşanan felaketten hiçbir dersin alınmadığının, evrensel hukuk ilkeleri ve bilimin yol göstericiliğinin bir kez daha yok sayıldığının en büyük göstergesidir.
Kamu makamlarını, oldu bitti kararnameler ille ülkeyi üstesinden kalkması mümkün olmayan sorunlara itmek yerine, taraf olunan uluslararası sözleşmeler ile ulusal düzenlemeler ve bilimin yol göstericiliğine uygun davranmaya davet ediyoruz.”
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!