İzmir Barosu'ndan 'nafaka düzenlemesi' tepkisi: Dün İstanbul Sözleşmesi, bugün Medeni Kanun!

AKP'nin uzun bir süredir üzerinde çalıştığı nafaka düzenlemesine ilişkin açıklama yapan İzmir Barosu, "Bu açıklamalar yapılırken kamuoyu desteği almak adına, gerçekler çarpıtılmış Türk Medeni Kanunu’nun nafakaya ilişkin hükümleri görmezden gelinmiştir. Oy devşirmek için yapılmaya çalışılan bu düzenlemelere izin vermeyeceğiz." dedi.

Yayınlanma: 10.02.2022 - 09:40
İzmir Barosu'ndan 'nafaka düzenlemesi' tepkisi: Dün İstanbul Sözleşmesi, bugün Medeni Kanun!
Abone Ol google-news

AKP'nin uzun bir süredir üzerinde çalıştığı nafaka düzenlemesinde adım adım sona yaklaşılıyor. Edinilen bilgilere göre, nafaka konusunda hazırlanan taslak metin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın masasında. Yeni nafaka düzenlemesi taslağına göre, bir eşin diğerine ödediği nafakaya süre sınırı gelecek. Örneğin 3 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 7 yılın altındaki evliliklerde 5 ile 10 yıl arasında nafaka verilecek.

İzmir Barosu, henüz netleşmeyen nafaka düzenlemesine ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. "Dün İstanbul Sözleşmesi, bugün Medeni Kanun, yarın ne olacak?" başlıklı açıklamada, "Kadınların bağımsız olmasından, şiddetten uzak bir yaşam hakkı için mücadele etmesinden rahatsızlık duyanlardan oy devşirmek için yapılmaya çalışılan bu düzenlemelere izin vermeyeceğiz." ifadelerine yer verdi. 

Açıklamada şunlar kaydedildi: 

"Bir süredir kamuoyunda bir algı oluşturmak için “süresiz nafaka” adı altında açıklamalar yapılmakta iken şimdi de Adalet Bakanlığı’nca “nafaka ödeme süresine üst sınır konulması” ve “evlilik yılına göre nafaka” düzenlemesine ilişkin çalışma yapıldığı haberleri internet sitelerinde yer almaya başlamıştır.

Birçok kadının ekonomik özgürlüğü olmaması nedeniyle boşanma davası açmaktan kaçındığı gerçeği görmezden gelinerek, hiçbir ihtiyaç da yokken bakan değişikliğinin hemen ardından nafaka konusunda yeni bir düzenlemeye gidileceği yönündeki haberlerin amacı ancak geleneksel, toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştirilmesini sağlamak ve kadını her ne sebep olursa olsun evliliğini sürdürmeye mahkûm etmeye çalışmak olabilir.

'MEDENİ KANUN GÖRMEZDEN GELİNDİ'

Üstelik bu açıklamalar yapılırken kamuoyu desteği almak adına, gerçekler çarpıtılmış Türk Medeni Kanunu’nun nafakaya ilişkin hükümleri görmezden gelinmiştir.

Belirtmek isteriz ki; yaratılmaya çalışılan algının tersine mevcut hukukumuzda nafaka, kadın erkek ayrımı olmaksızın boşanma davası sürerken ya da boşanma davasının sona ermesinden sonra maddi olarak zorluğa düşecek olan eş için düzenlenmiştir. Bir diğer deyişle, nafaka, cinsiyetsizdir; bu nedenle cinsiyetle değil, boşanmayla içine düşülecek yoksulluk hali ile ilgilidir. Bu nafakadan daha çok kadınların yararlanıyor olması kanunun düzenlemesinden değil; toplumsal yaşamda kadının içine düşürüldüğü ekonomik zayıflıktan kaynaklanmaktadır. Öte yandan kamuoyunda yaratılmaya çalışılan yoksulluk nafakasının süresiz olduğu algısı da gerçeği yansıtmamaktadır. Nitekim, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesinde değişen koşullar doğrultusunda nafakanın mevcut şartlara uyarlanması veya kaldırılmasına ilişkin şartlar da düzenlenmiştir.

Yaratılmaya çalışılan bu algının aksine, nafaka ile ilgili asıl sorunlar; kadınların şiddet yaşantısından kurtulmak için nafaka talebi olmaksızın boşanmak zorunda kalmaları, nafaka miktarlarının çok düşük belirlenmesi, nafakanın tahsil edilememesi, öyle ki çocuk ve kadına nafaka ödememek için sigortasız çalışmak gibi hukuka aykırı yollara başvuran erkeklerdir!

'İZİN VERMEYECEĞİZ'

Dün İstanbul Sözleşmesi, bugün Medeni Kanun, yarın ne olacak? Kadını ekonomik olarak güçsüz bırakacak, kadının rolünün ev işleri ve çocuk bakımından ibaret olmasını sağlayacak her ne sebep olursa olsun kadını evliliğini sürdürmeye mecbur kılacak yeni bir toplum modeli dizayn etmeye çalıştığınızın farkındayız.

Kadınların bağımsız olmasından, şiddetten uzak bir yaşam hakkı için mücadele etmesinden rahatsızlık duyanlardan oy devşirmek için yapılmaya çalışılan bu düzenlemelere izin vermeyeceğiz.

Kadınların kamusal alana çıkmasını engellemek, kadınları ömür boyu sürecek bir şiddet döngüsüne mahkûm etmek için attığınız cinsiyetçi adımları asla kabul etmeyeceğiz.

Kadınlar üzerinden siyaset yapmayı bırakın ve bir an önce kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini önlemek, toplumsal cinsiyet eşitliğini her yaşta ve tüm alanlarda sağlamak, güncel verilere göre yüzde 20’lerde olan kadın istihdam oranını artırmak için gereken bütüncül kadın politikaları üretmeye başlayın!


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler