İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 15 Ekim’de cuma namazı kılmak isteyen lise öğrencilerine kolaylık sağlanması için ilçe milli eğitim müdürlüklerine talimat yazısı göndermişti. Yazıda, uygun mescit bulunmayan okullarda eşgüdümün ilçe milli eğitim müdürlüklerinin din öğretimi şubeleri aracılığıyla yürütülmesi istenmiş, uygulamanın anayasada “din ve vicdan özgürlüğünü” içeren 24. maddesi kapsamında değerlendirildiği belirtilmişti. Okul yönetimlerinin de bu duyarlılıkla hareket etmeleri gerektiği ifade edilmişti.
SAVCILIK ŞİKAYET KAPSAMINDA HAREKETE GEÇTİ
Laiklik Meclisi Sözcülerinden Umut Kuruç Kılıçer, il milli eğitimin bu yazısı hakkında 23 Ekim’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunmuştu. Kılıçer, şikayet dilekçesinde; “Bu talimatla anayasal güvence altına alınan laiklik ilkesinin yürütme erki kullanılarak fiilen ihlal edildiğini ve bu nedenle yürütme erkinin yasal yetkisinin aşılarak görevin kötüye kullanıldığını” bildirmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu, Kılıçer’in şikayeti kapsamında yasa gereği İstanbul Valiliği’nden 3 Kasım’da soruşturma izni istedi.
KARARDA İTİRAZ YOLU AÇIK BIRAKILDI
İstanbul Valiliği ise önceki gün açıkladığı kararla; “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun”un “yetkili merciinin müfettişlerce hazırlanan ön inceleme raporu üzerine soruşturma iznin verilmesinin veya verilmemesi” gerekliliğini düzenleyen 6. madde kapsamında soruşturma izni vermedi. Kararda eğitim müfettişlerinin 4 Aralık’ta sunduğu ön inceleme raporunun temel alındığı belirtildi. Söz konusu ön inceleme raporunda ise il müdürlüğünün yazısında çocukların namaz kılmaya zorlandığına ilişkin herhangi bir ifadenin bulunmadığından din ve vicdan özgürlüğünün sağlandığı vurgulandı. Raporda söz konusu yazının laiklik ihlaline neden olmadığı ve bu gerekçeyle görevi kötüye kullanma suçunun oluşturmadığı belirtildi. İstanbul Valisi Davut Gül’ün imzasını taşıyan kararda ise itiraz yolu açık bırakılarak, itirazın İstanbul Bölge İdari Mahkemesi’ne yapılmasına karar verildi.
‘AKP’Lİ VALİ, AKP’Lİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜNÜ KORUDU’
Kararı gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendiren Kılıçer’in avukatı ve Laik Meclisi üyesi Doğan Erkan; “İl milli eğitim müdürü bir eğitsel ve idari hiyerarşiyi temsil eder. O yazılı talimat verdiğinde, cuma namazı eğitimi bölecek, namaza giden gitmeyen öğrenci ikiliği doğacak ve açıktır ki gitmeyen öğrenciler ya da başka inanca mensup öğrenciler üzerinde baskı oluşacaktır. Anayasa açıktır, hiçbir idari işlem kısmen dahi olsa din kurallarına dayandırılamaz. Bu durumu doğru tahlil eden bir cumhuriyet savcısının çıkması ve suç duyurumuz üzerine soruşturma izni istemesi olumludur. Ancak AKP’nin memuru olan vali soruşturma izni vermemiştir. Böyle bir yargı usul mekanizması olamaz zaten: AKP’li vali, AKP’li il milli eğitim müdürünü koruyacak ve yargılanıp yargılanmaması onun iznine bağlı olacak. Buna yargısal proses diyebilir miyiz? Elbette hayır. Valinin bu gerici siyasi tavrına karşı da soruşturma izni verilmemesinin iptali için idari yargıya başvuracağız” dedi.