Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğe eğitimcilerden tepki: ‘Açıköğretim kolaylaştırılıyor’
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmeliğin örgün ortaöğretim kurumlarından açıköğretim liselerine geçiş ile ilgili maddesinde değişikliğe gidildi.
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmeliğin örgün ortaöğretim kurumlarından açık öğretim liselerine geçiş ile ilgili maddesinde değişikliğe gidildi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in daha geçen yıl dile getirdiği “Yönetmelik değişikliklerimizle okula devamı önemsediğimizi, öğrencilerimizin açık lise başta olmak üzere örgün eğitim dışı kurumlara geçişinin uygun olmadığını söylüyoruz” ifadelerinin üzerine yapılan bu değişiklik eğitimcilerin tepkisini çekti. Eğitimciler tepkilerini Cumhuriyet’le paylaştı. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Açıköğretim gibi kurumlar tamamlayıcı eğitimdir, esas eğitim değildir, olamaz. Devlet, örgün eğitim çağında olan çocukların okulda olmasını sağlamalıdır. Örgün eğitimden devlet eliyle koparılma devam ediyor” derken, Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, “Açıköğretim liselerine geçişlerin artırılması yemekten ve öğretmenden tasarruf etme yaklaşımının bir uzantısıdır” ifadelerini kullandı.
‘DERS ÇIKARILMIYOR’
Konuya ilişkin konuşan bir başka eğitimci Maksut Balmuk 14 Eylül 2023 tarihinde Yusuf Tekin imzalı Örgün Ortaöğretim Kurumlarından Açık Öğretim Liselerine Geçişler imzalı bir genelge yayımlandığını anımsatarak, “Genelgede açık liseye geçişte; korumaya muhtaç, sağlık sorunu olan, spor gibi mazeretlerin arasına devamsızlığın yanı sıra, Diyanet'ten yada Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı halk eğitim merkezlerinden hafızlık, Arapça eğitimine devam edenlere de açık lise kapısı açıldı.Yani açık liseye geçiş zorlaştırılıyor diye pazarlanan sistem cemaat ve tarikatlara kolaylaştırma olarak karşımıza geldi. Anlaşılan o ki FETÖ’den de hain darbe girişiminden de ders çıkarılmıyor, çıkarılmayacak da...” diye konuştu.
‘HER TARAFA ÇEKİLEBİLİR’
Söz konusu düzenlemenin Eğitim-İş tarafından dava konusu yapıldığını, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun yürütmeyi durdurma kararı verdiğini ve kararın 16.07.2024’te tebliğ edildiğini söyleyen Balmuk, “Bakanlıkça mazereti uygun görülenler” ibaresinin ucunun açık olduğu her tarafa çekilebileceği, sınırsız bu yetkinin hukuka aykırı olduğu bu yetki ile çıkarılan genelgedeki devamsızlık, Diyanet'ten yada MEB’e bağlı halk eğitim merkezlerinden hafızlık, Arapça eğitimine devam edenlere de açık lise kapısını açan maddelerin de yürütmesinin durdurulduğuna karar verildi. Yargı kararlarını ve hukuku arkadan dolanmakta mahir olan MEB dün resmi gazetede yayımlanan değişiklik ile iptal edilen genelgedeki maddeleri bu kez yönetmeliğe koymuştur” dedi.
‘ÇOCUKLARIMIZIN YERİ MEB’İN OKULLARI’
Balmuk son olarak şunları söyledi:
“Böylece 2023-2024 eğitim öğretim yılını tarikat ve cemaatler lehine genelge ile tamamlayan MEB yargı kararlarının hızlı çıkmamasını da fırsata çevirircesine 2024-2025 eğitim öğretim yılını da yönetmelik ile tamamlamaya çalışacaktır.
Çocuklarımızın yeri cemaat tarikat yurtları değil MEB’in okullarıdır. Anayasa çocukları koruma görevini devlete verirken eğitim öğretim sürecini de MEB’e vermiştir. MEB, asli görevini hiç kimse ile hele hele tarikat ve cemaat yapılanmalarından çok zarar görmüş tecrübe yok sayılarak hiçbir yapı ile paylaşamaz. Onlardan paydaş olmaz ancak ve ancak bölen olur”
‘EĞİTİMİN 8 YILA İNMESİ DEMEK’
Değişiklikteki "Ortaokul mezunu olup tercih yapmadığı için herhangi bir örgün ortaöğretim kurumuna yerleşmemiş olanlar" ifadesine ilişkin konuşan eğitimci Nurcan Korkmaz ise, “Bu, isteyen herkes tercih yapmayıp açık liseye devam edebilir anlamına gelir. Bu da zorunlu 12 yıllık eğitimin 8 yıla inmesi anlamına gelir. Bu değişikliği geçtiğimiz haftalarda yayınlanan liselerin taşımalı eğitimden çıkartılması yönetmeliği ile birlikte düşündüğümüzde özellikle kız çocuklarının ve yoksul ailelerin çocuklarının örgün eğitimden koparılması olarak görmek mümkün. Bu da çocuk gelinlerin ve çocuk işçilerin sayısının artması, kadınların eğitim yoluyla katılabildikleri toplumsal yaşamın dışına itilmesi demek. Devletin görevi tüm çocukların eğitime erişimini sağlamaktır. Bunun açık öğretime yönlendirerek değil kamusal eğitimi güçlendirerek ve çağ nüfusunun örgün eğitimden yararlanmasını sağlayarak yapılması eğitimde eşitliğin sağlanması açısından elzemdir” değerlendirmelerinde bulundu.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği