Su Politikaları Derneği Başkanı Yıldız'dan 'müsilaj' açıklaması: Çalışmalara hızla girilmelidir

Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kocaeli Belediyesi ve Marmara Belediyeler Birliği’nin kirliliğin önlenmesine yönelik birçok çalışma başlattığını, ancak yeterince başarı sağlanamadığını kaydeden Yıldız, şunları söyledi:

“Marmara Denizi kirlenmeye devam etti. Sonuç olarak Marmara Denizi’nin kirliliğinin bir göstergesi, 2021 yılında Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilaj ile kendini gösterdi tekrar. Nedenlerine bakıldığı zaman bir atık su yönetimi sorunu, su kalite yönetim sorunu olarak görülmesi gerekir. 2021 yılında müsilajın ortaya çıkmasıyla bazı tedbirler alınmaya başlandı. İlk Marmara Denizi’nin müsilajdan temizlenmesi gerçekleştirildi. 22 maddelik bir Marmara Denizi Eylem Planı hazırlandı. Marmara Denizi’ndeki acil önlemler için 6 Haziran 2021’de 22 madde olarak hazırlanan eylem planının 14 maddesi kirlilik yükünün azaltılmasına yönelikti. Orta Doğu Teknik Üniversitesi bilim insanları tarafından açıklanan durum Marmara Denizi’nde kirliliğin artığı ve 30 -35 mm altında hidrojen sülfür birikiminin oluşmaya başladığıydı. Doğu Marmara da alınan önlemlerin ortaya çıkarttığı gerçek Marmara Denizi’nde alınması gereken tedbirler açısından daha kapsamlı planların yapılmasıydı.

Marmara Denizi’nde 2021 yılında acil eylem planı uygulanması için Marmara Deniz Eylem Planı Koordinasyon kurulu oluşturuldu . Marmara Denizi’nde alınması gereken kısa, orta ve uzun vadeli önlemleri kapsayan Marmara Denizi Bütünleşik ve Stratejik Planı oluşturuldu. Marmara Denizi Bütünleşik ve Stratejik Planı ve Marmara Denizi Eylem planı Koordinasyon Kurulu, Marmara Denizi’nde kirliliğin önlenmesinde birtakım caba ve gayret çalışmaların yapılmasına yönelik 2021 yılında kurulan bir kurul ve hazırlanan bir rapordu. Marmara Denizi Bilim Çalışma Grubu oluşturuldu. Marmara Denizi’nde bilimsel çalışmalarla neyin kirliliği önlemeye yönelik hangi tedbir alınması gerektiğine yönelik araştırmalar projelerinin tespit edilmesine yönelik çalışmalardı.

"UYGULAMA AYAKLARININ OLMASI LAZIM''

Marmara Denizi’ni ve çevresini oluşturan bazı nehir havzalarının tekrar ele alınıp, Marmara çevresinde bütünleşik bir hehir havza yönetimine yönelik bir plan hazırlanması ve bütünleşik havza yönetimini gerçekleştirilecek bir kurumsal altyapının oluşturulması Marmara için çok olumlu sonuçlar oluşturabilecek bir yaklaşım olarak görülüyor. Marmara Denizi’nin kirliliğinin önlenmesine yönelik çabaların 2 temel ayağı var. Önleyici ve koruyucu önlemlerdir. Marmara Denizi’nde kirlilikten koruyucu önlemler için koordinasyon kurulunun yönetiminde hızla bazı tedbirler kısa vadeli tedbirler alınabilir. Marmara Denizi’nde çok büyük etki bırakan sanayi tesisleri, evsel atık su ,yeterince arıtılmamış atık su bırakan sistemler, denizcilik işletmecileri veya gemilerin ortaya çıkarttığı birtakım atıkları bıraktığı kirlilikler, Marmara Denizi’nde yapılan tarımsal sulamadan dönen suların atık sulara bırakılması ve bunların Marmara Denizi’ni kirletmesine yönelik hızla kontrol altına alınması ve gerektiğinde kapatılmasına yönelik önlemler alınabilir.

Marmara Denizi’nde koordinasyon kurulunun yapacağı çalışmaların alacağı tedbirlerin veya uygulamaya çalışacağı planın havza ölçeğinde uygulama ayaklarının olması lazım. Marmara Denizi’nin alt havzaları nehir havzası, Susurluk nehir havzası ve Meriç ve Ergene havzası bir bütün bölge yönetimi toplanarak Marmara Bütünleşik ve Stratejik Planı’nın uygulanmasına yönelik çalışmalara girme düşüncesindeyiz”. 

"RADİKAL BİR ŞEKİLDE TESPİT EDİLMELİ''

Kirliliğin önlenmesi için kurumsal yapı oluşturulması gerektiğini söyleyen Yıldız, “Marmara Denizi’nin alt havzaları olan Marmara nehir havzası, Susurluk nehir havzası, Meriç ve Ergene havzası bir bütün havza bölge yönetimi altında toplanarak Marmara Bütünleşik ve Stratejik Planı’nın uygulanmasına yönelik çalışmalara hızla girilmelidir. Marmara Denizi’nin kirletilmesine yönelik eylemlerini devam ettiren veya vazgeçmeyen kurum, kuruluş uygulanacak olan yaptırımlar da radikal bir şekilde tespit edilmelidir. Çünkü Marmara Denizi’nin çözülmüş oksijen seviyesindeki azalma sadece görsel kirlilik veya biyolojik kirlilik açısından etkilemiyor. Marmara Denizi’nde kirliliğin artması yönünde yaşanacak olan gelişmeler Marmara Denizi’ndeki balıkçılığı da çok büyük oranda olumsuz etkileyecek” diye konuştu.