Artvin’in Ardanuç ilçesi Bulanık Deresi üzerinde yapılması
planlanan Ardanuç Regülatör 5. HES projesi, bölge halkı ve kurumların tepkisini
çekiyor.
2010 yılında bölge sakinleri tarafından başlatılan hukuki
süreç ve Danıştay’ın ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) raporlarını defalarca
iptal etmesine rağmen, dava dosyasının Anayasa Mahkemesi’nde bulunması süreci
etkilemedi.
Yapılacak HES projesi nedeniyle sulama sularının tehdit
altında olduğu belirtilirken, bölgenin 1. derece kültür varlığı koruma alanı
olmasına rağmen tarihi bir kilise kalıntısının sular altında kalması, bölge
halkında tepkiye ve endişeye yol açtı.
"TARİHİ KİLİSE SULAR ALTINDA KALDI"
Ardanuç Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü Elyesa Uygun
şunları söyledi:
"Şu anda bulunduğumuz alan, tarihi bir kilise
kalıntısının hemen önünde yer alıyor. Gördüğünüz gibi, bu tarihi yapıdan geriye
kalanların dereye karıştığını gözlemleyebiliyoruz. İlgili kurumların bölgeye
karşı ilgisiz davranması nedeniyle dere yatağı zamanla kilise kalıntılarına
doğru yer değiştirdi. Bu değişim sonucunda, kalıntıların bir kısmı dere
tarafından taşındı ve bu kültürel miras suya gömüldü. Şu an yapının bir kısmı
hâlâ derenin kenarında görülebiliyor. Bu durum bizim açımızdan önemli bir
kayıptır çünkü yerel yetkililer dahi bu olaya dikkat çekmedi.
Oysa bu kalıntılar korunabilseydi, bize kültürel ve turistik anlamda katkı sağlayabilirdi. 2023 yılında bu alana ilişkin resmi yazılar yazarak Artvin Müze Müdürü'nü iki kez bölgeye getirmeyi başardık. Daha sonra Erzurum Kültür Varlıkları Koruma Kurulu'na da yazılı başvuru yaparak burada böyle bir tarihi kalıntının bulunduğunu bildirdik. Amacımız, bu alanın Ardanuç Regülatör 5 HES sahası içinde kaldığını ve zarar görebileceğini ortaya koymaktı. Ne yazık ki bu kaygılarımız bugün gerçekleşmiş durumda. Tarihi bir yapı artık suya karışmış durumda.”

"2010'DAN BU YANA HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR"
“Arkamızda gördüğünüz sahada, tüm bu verilere ve kararnameye
rağmen Ardanuç Regülatör 5 HES’in isale hattı tünel çalışmaları
sürdürülmektedir. Bu proje ile ilk olarak 2010 yılında karşılaştık ve o
zamandan bu yana üç kez ÇED raporu iptal edilmesine rağmen Danıştay, dördüncü
başvuruda aleyhimize karar verdi.
Bu kararın ardından yerel seçimler yapıldı. Ardanuç’ta
belediye el değiştirdi, köy muhtarlığı değişti ve hemen ardından inşaata
başlandı. Bizim açımızdan hukuki süreç hala açıktı. Çünkü dosyamız Anayasa
Mahkemesi’nde bulunuyordu. Ancak Danıştay’ın kararından sonra kimse harekete
geçmedi ve inşaat devam etti.”
"KORUMA KARARINA RAĞMEN İNŞAATA DEVAM EDİLDİ"
“Devletin, kendi belirlediği koruma alanlarında yürütülen bu
tür çalışmalara karşı daha hassas olması gerekir. Burası uzun süredir kültürel
ve arkeolojik kalıntıların bulunduğu bir alandır. Aynı zamanda defineciler için
de cazip bir merkezdir. Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararına rağmen,
HES projesi çalışmaları sürmekte ve devletin hiçbir kurumu burada kapsamlı bir
arkeolojik araştırma yürütmemiştir.
Eğer bu araştırmalar yapılsaydı, HES’in sağlayamayacağı
türden bir turistik veya kültürel değer kazanılabilir, yerel halka ciddi
katkılar sağlanabilirdi. Ancak araştırma yapılmadığı için bu tarihi kalıntılar
gözümüzün önünde yok olmakta ya da tahrip edilmektedir.”
"KÖYLERİN SULAMA SULARI TEHLİKEDE OLMASINA RAĞMEN YALNIZ BIRAKILDIK"
“Buradaki çalışmanın bir diğer boyutu da, yaklaşık yedi
köyün sulama alanını doğrudan etkilemesidir. HES çalışması, 'su kullanım hakkı
yasası' doğrultusunda hayata geçirildiğinde, suyun kamu mülkü olmaktan çıkıp
özel mülke dönüşeceği yönünde endişelerimiz bulunmaktadır. Özellikle alt
kotlarda bulunan köyler başta Tepedüzü
Köyü olmak üzere ve diğer köylerde sulama yapılamayacak hale gelecektir.
Zaten mevcut su yetersizdir ve verimli kullanılsa dahi tarım
açısından yeterli olmayacaktır. Bu projeyi birçok kez toplumsal, çevresel ve
coğrafi açıdan sakıncalı bulduğumuzu dile getirdik. Ne yazık ki bu çalışmanın
önüne geçemedik. Yeni dönemde görev alan yerel yöneticilerin de yanımızda
durmaması nedeniyle kendimizi yalnız bırakılmış hissediyoruz."