Türkiye'nin konuştuğu 'ölümlü' kaza: 'Ehliyetsiz' sürücü nasıl serbest kaldı?

İstanbul Maltepe'de 'ehliyetsiz' Nurullah U.'nun kullandığı otomobil, yaya geçidinden karşıya geçmeye çalışan 38 yaşındaki Seda Doğan'ı hayattan kopardı. 22 yaşındaki sürücüye, 4 yıl 6 ay hapis cezası verilerek 'tahliye' kararı çıktı. Avukat Ahmet Gürel, Türkiye'nin konuştuğu kazada, ehliyetsiz sürücünün 'nasıl' serbest kaldığını Cumhuriyet'e anlattı.

Yayınlanma: 21.05.2022 - 10:00
Türkiye'nin konuştuğu 'ölümlü' kaza: 'Ehliyetsiz' sürücü nasıl serbest kaldı?
Abone Ol google-news

Kamuoyunun gündemine oturan 'kaza', 18 Ocak 2022 tarihinde saat 07.30 sıralarında İstanbul, Maltepe, Fil Yokuşu Sokak'ta meydana geldi. Yaya geçidinden geçmek isteyen Seda Doğan'a Nurullah U.'nun kullandığı otomobil çarptı. 

Nurullah U., durmayarak yoluna devam ederken; Seda Doğan ise ambulansla hastaneye götürüldü, ardından yoğun bakıma alındı. 1 hafta hastanede yoğun bakımda tedavisi süren Doğan, hayatını kaybetti.

'EHLİYETSİZ' ÇIKTI

Nurullah U. ise iş yerine giderken polis tarafından gözaltına alındı. Şahsın ehliyetinin olmadığı belirlendi. 

SKANDAL SAVUNMA: 'ERTESİ GÜN EHLİYET SINAVIM VARDI'

DHA'nın aktardığına göre; Nurullah U. mahkemede kendisini, "Ehliyetim kaza günü yoktu. Gözlüğüm 7 numaradır. O gün hava yağışlı olduğu için aracı almıştım. Ertesi gün ehliyet sınavım vardı. Araç kullanmayı biliyorum ancak çok fazla araç sürmüşlüğüm yoktur" diyerek savundu.

SERBEST KALDI

108 kilometre hızla kaza yaptığı belirlenen Nurullah U., 'taksirle ölüme neden olma' suçundan yargılandı ve mahkemece 4 yıl 6 ay ceza aldı. Şahıs, ardından serbest kaldı.

"SADECE 'TAKSİR' ÜZERİNDEN CEZA VERİLMESİ İLE..."

Tahliye kararı kamuoyunda büyük tepki çekerken; 'ehliyetsiz' sürücünün nasıl 'serbest kalabildiğini' Avukat Ahmet Gürel, Cumhuriyet'e anlattı.

"Sadece taksir üzerinden ceza verilmesi halinde cezanın bu kadar indirilebilmesi ve sanığın serbest kalabilmesi mümkündür" diyen Gürel, "Elbette, hükme dayanak kanun maddeleri ve mahkemenin gerekçelerinin incelenmesi şarttır. Mahkemece suçun taksir kapsamında değerlendirilerek bu yönde karar verilmiş olması kuvvetle muhtemeldir" ifadelerini kullandı.

"OLASI KAST OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİYDİ"

"Olayın oluş şekli itibariyle, mahkemenin taksirle öldürme suçundan işlem yapması hukuken doğru olmamıştır" diye konuşan Gürel, "Elimizdeki veriler kapsamında değerlendirme yapıldığı takdirde, işlenen suçun manevi unsurunun TCK madde 21/2’de düzenlenen 'olası kast' olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatindeyim" değerlendirmesinde bulundu.

Gürel, şöyle devam etti:

"Somut olayda; sanığın aşırı süratli bir şekilde araç kullanması, yağmurlu bir günde ehliyeti olmadığı halde trafiğe çıkması, ileri seviye görüş problemine sahip olması, yaya geçidine yavaşlamadan girmesi, yayaya çarpmasına rağmen hız kesmeden yoluna devam etmesi, kazayı polise bildirmeden olay yerini terk etmesi, kazadan önce ve sonra önleyici herhangi bir tedbire başvurmaması gibi hususlar olası kasta işaret etmektedir. Özetle; somut olayda, sanığın muhtemel neticeye kayıtsız kalması nedeniyle ve Yargıtay içtihatlarıyla da uyumlu şekilde olası kast unsurunun gerçekleştiğinin tespit edilmesi gerektiğini düşünüyorum."

Gürel, “Nitekim kaza, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2018/3-473 E. ve 2020/225 K. sayılı güncel bir kararıyla son derece benzerlik göstermektedir. Kararda netice yaralama olsa dahi manevi unsur açısından yapılan değerlendirme somut olayla son derece benzerlik göstermektedir” dedi.

"YENİ İNFAZ YASASINA GÖRE SERBEST KALMASI MÜMKÜN"

Sanığın serbest kalmasının tek ihtimalinin, ‘taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçu üzerinden değerlendirme yapılmış olması olduğunu belirten Gürel, "4 yıl 6 ay ceza almış bir sanığın yeni infaz yasası hükümleri de göz önünde bulundurulduğu takdirde serbest kalması mümkündür. Oysa yukarıda açıklandığı şekilde olası kast üzerinden ceza verilmesi halinde serbest kalmasının mümkün olmayacağı açıktır" sözlerini kullandı.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Tahliye kararının ardından, mağdur ailenin hukuki olarak neler yapabileceğine değinen Gürel, "Ailenin bu noktadan sonra ilgili kararı 'olası kast' kapsamında istinaf kanun yoluna taşıması gerekmektedir. Yukarıda bahsi geçen karar üzerinden ilerleyerek Yerel Mahkeme kararının aksi yönde bir sonuç elde edilebilir" diye konuştu.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler