Yarbay Ali Tatar, bugün ölümünün 16'ıncı yılında Ankara Karşıyaka'daki mezarı başında anıldı. Anmaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, CHP İçişleri Politika Kurulu Başkanı Murat Bakan, Pir Sultan Abdal Kültür ve Sanat Dergisi'nin yayın yönetmen Ali Balkız, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, eski Bakan Gürcan Dağdaş, CHP Parti Meclis Üyesi Ali Gökçek, CHP Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, CHP'nin Milli Savunma Politika Kurulu Başkanı emekli Koramiral Atilla Kezek ve çok sayıda seveni katıldı. Anma İstuklal Marşı'nın okunması ve saygı duruşuyla başladı. ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür" pankartı açtı.
"BUGÜN GELDİĞİMİZ NOKTADA, HÂLÂ HİÇBİR ŞEYİN DEĞİŞMEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ"
Törende konuşan Tatar'ın eşi Nilüfer Tatar, halen hukuk arayışlarını devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Hepimizi nefessiz bırakan bu hukuksuzluk hâlâ devam ediyor. Ekmek gibi, su gibi, hava gibi ihtiyaç duyduğumuz hukuk, ne yazık ki hâlâ yerlerde. Biz ise hâlâ hukuku arayan taraftayız. Benim öfkem bitmedi. Bitmiyor da. 'Biraz olsun düzeliyor' dediğimiz her noktada, başka olaylarla karşılaşıyoruz ve aynı döngü tekrar tekrar devam ediyor. Ali, 16 yıl önce bu hukuksuzluğa dikkat çekmek için hayatına son verdi.. Ancak bugün geldiğimiz noktada, hâlâ hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz. Bizim üzerimize düşen bir görev var. Ali’nin bize bıraktığı bir vasiyet, bir miras var. 'Bu hukuksuzluğu her platformda anlatın' dedi. 'Anlatın ki, ben boşuna ölmüş olmayayım' dedi. Bizim üzerimize düşen buydu."
"ÜLKENİN KAYNAKLARININ SAVAŞA DEĞİL, HALKIN REFAHINA HARCANMASINI İSTİYORUZ"
Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar sözlerine "Yarbay Ali Tatar’ın makamını sizlerle birlikte umudun, isyanın ve zulme karşı mücadelenin bir platformu hâline getirdik" diye başladı. Ahmet Tatar, şöyle devam etti:
" Burası artık sadece Yarbay Ali Tatar’ı anma yeri değil; ülkemizde yaşanan tüm haksızlıkların, hukuksuzlukların konuşulduğu ve şehit verdiğimiz tüm canlarımızın anıldığı bir mekân oldu. İlk yıllarda hukuk mağdurlarına ulaşmak, yaşananları paylaşmak, acıları ve mücadele deneyimlerini konuşmak daha kolaydı. Yıllar içinde bu giderek zorlaştı. Çünkü ülkemizde insanların hak arayışları, kendilerini ifade etmeleri, acılarını haykırmaları ve adalet talepleri baskı altına alındı.
Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan rejim değişikliğiyle birlikte, ekonomiden sağlığa, eğitimden sanata her alanda geriye gidişe; demokratik hak ve özgürlüklerin ciddi biçimde kısıtlanmasına tanık olduk. Siyasi iktidar en küçük bir itiraza, muhalefete dahi tahammül göstermiyor. Sivil toplum örgütlerinden sendikalara, gazetecilerden medya kurumlarına kadar muhalif her ses önce kolluk güçleriyle engelleniyor, ardından ceza soruşturmalarına konu ediliyor. Halkın özgür iradesiyle seçilen belediye başkanlarından siyasetçilere, gazetecilerden 'Bu kadar da olmaz' diyen sıradan yurttaşlara kadar pek çok kişinin yolu Silivri zindanlarına düşüyor.
Tüm bunlar yaşanırken, Anayasa ve demokrasi ayaklar altına alınmışken, siyasi iktidar 40 yıldır süren ve binlerce cana mal olan büyük bir sorunu çözme iddiasıyla yeni bir süreç başlattı. Ülkenin kaynaklarının savaşa değil, halkın refahına harcanmasını istiyoruz. Ancak üniter yapının ve suç-ceza dengesinin yok sayılmasına da razı değiliz. Yıllardır evlatlarının yasını tutan şehit ailelerinin acılarını görmezden gelemezsiniz. Bu nedenle soruyorum: Kaç şehit ailesini ziyaret ettiniz, rızalarını aldınız? Önce ateşin düştüğü yeri, yanan yürekleri soğutmanız gerekmiyor mu?"
"ALİ TATAR’IN İSMİ BİZİM İÇİN HEP ANILMAYA DEVAM EDECEKTİR"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in selamlarını ileterek sözlerine CHP'li Murat Bakan, "Ali Tatar hepimiz için sembol bir isimdir. Cumhuriyet'in ilke ve değerleri, bu vatanın birliği ve bütünlüğü için hayatını ortaya koymuş bir insandır. Bu nedenle hepimiz için yol gösterici bir sembol olmayı 16 yıldır sürdürüyor. Yolumuzu aydınlatıyor. Şairin dediği gibi: 'Bir insan ne zaman ölür? İsmi son kez anıldığında.' Ali Tatar’ın ismi bizim için hep anılmaya devam edecektir" diye konuştu
"ÖNCE DEMOKRASİ SORUNLARINI ÇÖZMEMİZ GEREKİYOR"
Ali Tatar'ın veda mektubundaki "Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez" cümlesini hatırlatan Atilla Kezek de şunları söyledi:
"Hepiniz hatırlarsınız; o dönemde yaşanan hukuksuzluklar ülkeyi 15 Temmuz’a sürükledi. O süreçte birçok insanımızı, birçok canımızı kaybettik. Bedeli çok ağır oldu. Peki bugün hukuksuzluk bitti mi? Hayır. Özellikle siyasi davalarla sürüyor. Daha da vahimi, Ali’nin son iki cümlesidir:
'Bu şekilde giderseniz ne yaşayacak bir Cumhuriyet ne de bir ülke bulacaksınız.' İnşallah sevgili Ali haklı çıkmaz. Son günlerde kamuoyunda Lozan konuşuluyor, anayasa konuşuluyor, üniter yapı tartışılıyor. Ne için? Terörü bitirmek adına. Bu ülkede terörün bitmesini istemeyen hiç kimse yoktur. Ama önce demokrasi sorunlarını, düşünce özgürlüğü sorunlarını, basın özgürlüğü sorunlarını, insan hakları sorunlarını, hukuk sorunlarını ve gelir adaletsizliğini çözmemiz gerekiyor."
FETÖ KUMPASI SONRASI HAYATINA SON VERMİŞTİ
FETÖ kumpas soruşturması kapsamında, 5 Aralık 2009'da tutuklanan ve 10 sonra tahliye edilen Yarbay Ali Tatar hakkında 3 gün sonra yeniden tutuklama kararı çıkarılmıştı. Bunun üzerine Tatar, bir veda mektubu kaleme aldıktan sonra yaşamına son vermişti.