Yükseköğretimde eğitim süresinin kısalması tartışmaları: ‘Eğitim reformu değil, hızlandırılmış üniversite dayatması’

Yükseköğretimde eğitim süresinin kısalması tartışmaları: ‘Eğitim reformu değil, hızlandırılmış üniversite dayatması’

25.12.2025 04:00:00
Güncellenme:
Yükseköğretimde eğitim süresinin kısalması tartışmaları: ‘Eğitim reformu değil, hızlandırılmış üniversite dayatması’

Yükseköğretimde eğitim süresinin kısalması tartışmalarına ilişkin ‘yaşanan yapısal çöküşü gizlemeye yönelik bir vitrin’ yorumunu yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Bu bir eğitim reformu değil, ‘hızlandırılmış üniversite’ dayatmasıdır. Türkiye’nin ihtiyacı daha kısa üniversite değil; bilimsel özerkliği olan, kamusal sorumluluk taşıyan, nitelikli, planlı ve istihdamla ilişkili bir yükseköğretim sistemidir" dedi. Özbay 'işşiz diplomalı' sayısı artar uyarısı da yaptı.

Bu yıl eğitimde en çok tartışılan konulardan birisi eğitimin süresi oldu. 12 yıllık zorunlu eğitim süresinin kısaltılması ve yükseköğretimin lisans programının süresinin kısaltılmasına yönelik tartışmalar eğitim gündeminde kendine yer buldu. Son olarak Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, katıldığı bir televizyon programında yükseköğretim süresine ilişkin ‘zamanı etkin şekilde kullanma’ arzuları olduğunu belirterek “Öğrencilerimizin; programın yeterliliklerinden taviz vermeden daha kısa sürede mezun olmalarının önünü açmak istiyoruz” açıklamasını yaptı. Özvar, ‘Eylül’de başlayıp Temmuz’da biten ve 11-12 haftalık 3 yarıyıllık dönemden oluşan’ model üzerine çalıştıklarını duyurdu. Öğrencilerin 4 yıllık eğitimdeki gibi yine 8 yarı yıl eğitim göreceğini ama bunu 3 yılda tamamlayabileceğini söyleyen Özvar, öğrencinin alması gerektiği AKTS’de (Avrupa Kredi Transfer Sistemi) bir kısalma meydana gelmesini istemediklerini belirtti.

‘İSTATİSTİKLERİ MAKYAJLAMAYI HEDEFLİYOR’

Özvar’ın açıklamaları eğitimcilerin tepkisine neden oldu. Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Gazetemiz Cumhuriyet’e Özvar’ın açıklamalarını değerlendirdi. Yükseköğretimde eğitim süresinin kısalması tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Özbay, “Özvar, üniversite eğitiminin süresini 3 yıla indirmek istediklerini açıklamış, 4 yılda alınan ders sayısı ve kredi toplamında herhangi bir azalma olmayacağını da özellikle vurgulamıştır. Bu durumda yapılan şeyin adı nettir: Bu bir eğitim reformu değil, ‘hızlandırılmış üniversite’ dayatmasıdır. Sorunları çözmeyen, aksine sıkıştırarak görünmez kılmaya çalışan politik bir tercihtir” dedi.

‘BİLİMİ HIZLANDIRMAK DEĞİL, YÜZEYSELLEŞTİRMEK’

Üniversite eğitiminin bir zaman yarışması olmadığını vurgulayan Özbay, “Üniversite; düşünsel derinlik, bilimsel yetkinlik, eleştirel akıl ve akademik olgunlaşma sürecidir. Eğitimi süreyle daraltmak, bilimi hızlandırmak değil, yüzeyselleştirmektir. Özellikle temel bilimler ve kuramsal alanlarda eğitimi sıkıştırmak; zaten nitelik kaybı yaşayan yükseköğretimi daha da içi boş bir diplomaya dönüştürme riskini taşımaktadır. Bu yaklaşım, bilimi değil; istatistikleri makyajlamayı hedeflemektedir” ifadelerini kullandı

‘SÜRE YERİNE BİLİM MERKEZE ALINMALI’

Üniversite süresini 3 yıla indirme’ tartışmasına ilişkin ‘yükseköğretimde yaşanan yapısal çöküşü gizlemeye yönelik bir vitrin’ yorumunu yapan Özbay, “Türkiye’nin ihtiyacı daha kısa üniversite değildir. Türkiye’nin ihtiyacı; bilimsel özerkliği olan, kamusal sorumluluk taşıyan, nitelikli, planlı ve istihdamla ilişkili bir yükseköğretim sistemidir. Süreyi kısaltarak değil, bilimi merkeze alarak üniversite savunulabilir. Hangi fakülte ve bölümlerin bu kapsamda olduğu açık değildir. Bu belirsizlik bile üniversite süresini üç yıla indirme tartışmasının bilimsel gerekçelerle değil, politik tercihlerle yürütüldüğünü göstermektedir. Bilimsel bir ihtiyaç olsaydı, kapsamı ve gerekçeleri kamuoyuna açık biçimde paylaşılırdı” diye konuştu.

‘İŞSİZ DİPLOMALILARIN SAYISI ARTAR'

Milyonlarca üniversite öğrencisi ve mezununun bulunduğu Türkiye’de genç işsizliğin ve ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin sayısının hızla artmakta olduğuna dikkat çeken Özbay, “Bu tabloda üniversite süresini kısaltmak işsizliği çözmez; yalnızca işsiz diplomalıların sayısını daha erken artırır. Sorun süre değil, istihdam yaratamayan ve planlama yapmayan eğitim politikalarıdır. Üstelik bu tartışma, iktidarın kamusal eğitim harcamalarını azaltma niyetini de düşündürmektedir. Daha kısa üniversite; daha az kamu kaynağı demektir. Eğitim bir hak değil, maliyet kalemi olarak görülmektedir” dedi.

İlgili Konular: #üniversite