Osmanlı döneminin ilk spor takımlarından ‘Bamyacılar’a adını veren sebze bamyayı özveriyle yetiştiren Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Dereli köyünden üreticiler "Her bamya Amasya çiçek bamyası değildir" sözleriyle alıcıları ve lezzet tutkunlarını Afrika’dan getirilen benzerlerine karşı uyardı.
Taşovalı çiftçiler, Uganda’dan Taşova’ya getirilip ‘Amasya çiçek bamyası’ diye satılan bamyalarla kendi ürünleri arasında renk ve lezzet farkı olduğunu belirttiler. Taşova ilçesine bağlı Dereli köyünde yaşayan üreticiler, alıcılardan ve lezzet tutkunlarından coğrafi işaret tescilli ürünlerini tercih etmelerini istedi.
"HER BAMYA ÇİÇEK BAMYASI DEĞİLDİR"
Yaz boyunca sabah erken saatlerde üreticiler tarafından çiçeğiyle birlikte toplanan minik bamyalar daha sonra iğne yardımıyla tek tek ipe dizilerek kurumaya bırakıldığını belirten Dereli köyünden Nazmi Şener, tören, düğün ve mevlit gibi programlarda baş yemek olarak nitelendirilip özellikle Konya ve Kayseri’de önemli miktarda tüketildiğini söyledi. Afrika’dan getirilen bamyanın renginin kendi yetiştirdiklerinden farklı olduğunu anlatan 78 yaşındaki Şener, "Bizim bamyamız altın sarısı gibi. Oradan gelen ise siyah renkte. Kurudukça da kararır. Bizim bamyamız Türk bamyası. Her bamya da çiçek bamyası değildir. Oradan getirileni kimse yemez" diye konuştu.
"AFRİKALI BAMYAYA KARŞIYIM"
Tohumları Taşova’dan götürülüp yetiştirildiği Afrika’dan bamya getirilmesiyle birlikte ürünlerinin kurusunun kilosunun bin 500 TL’ye kadar düştüğüne değinen Dereli köyü eski muhtarı Mustafa Atılgan, "Orada işçi yevmiyeleri, tarla kiraları, sulama giderleri düşük. Ucuza mal ediliyor. Bizim bamya ile arasında çok fark var. Afrikalı bamyaya karşıyım. Bizim yerli üretimimiz varken niye Afrika’dan getiriyoruz" şeklinde konuştu.
Bamyacıların her saat peşin para ürün aldığı altın değerindeki bamyanın hasadının zahmetli olduğunu vurgulayan Ayşe Gülen ise "Cenazen olsa ölüne bile ağlatmaz. Çünkü sabah erkenden bamyayı hasat edip geç saatlere kadar çalışman gerekiyor gerekiyor" ifadelerini kullandı.