Beyaz perdenin yol haritası: Filmlerin ölümsüzleştirdiği şehirler

Beyaz perdenin yol haritası: Filmlerin ölümsüzleştirdiği şehirler

8.08.2025 16:39:00
Güncellenme:
Haber Merkezi
Takip Et:
Beyaz perdenin yol haritası: Filmlerin ölümsüzleştirdiği şehirler

Sinemanın büyülü dünyası yalnızca karakterleri değil, mekânları da yıldızlaştırıyor. Bazı filmler, hikâyeleriyle olduğu kadar çekildikleri şehirleri de ölümsüzleştiriyor. Peki, hangi şehir hangi filmle hafızalara kazındı?

Kimi şehirler vardır, bir sahnesiyle bile hafızalara kazınır. Sinema, yalnızca hikâyeler anlatmakla kalmaz; aynı zamanda mekânları birer karaktere dönüştürür. Bazı filmler öyle etkileyicidir ki, çekildikleri şehirler de bir anda küresel turizmin gözdesi haline gelir. İşte beyaz perdenin büyüsüyle yıldızlaşan o şehirler ve hafızalara kazınan filmler…

Image

PARİS – AMÉLİE (2001)

Montmartre semtinde geçen bu modern masal, Paris’i sadece Eyfel Kulesi'nden ibaret sananlara başka bir yüzünü gösterdi. Kafeler, metro istasyonları ve ara sokaklarıyla Paris, Amélie’nin bakış açısıyla adeta bir düşe dönüştü.

Image

VENEDİK – THE TOURİST (2010)

Johnny Depp ve Angelina Jolie’nin başrollerinde olduğu bu film, Venedik’in dar sokaklarını, kanallarını ve tarihi saraylarını nefes kesici bir şekilde yansıttı. Film her ne kadar eleştirmenlerden tam not alamasa da Venedik turizmine katkısı yadsınamaz.

Image

SAN FRANCİSCO –  VERTİGO (1958)

Alfred Hitchcock’un efsanevi gerilim filmi, Golden Gate Köprüsü’nden, Mission Dolores’e kadar San Francisco’yu adeta bir karakter haline getirdi. Film sonrası şehirde “Vertigo Turları” bile düzenlenmeye başlandı.

Image

İSTANBUL – SKYFALL (2012)

James Bond’un motosikletle Kapalıçarşı'nın çatılarında kovalamaca sahnesi hafızalardaki tazeliğini hâlâ koruyor. İstanbul, bu sahnelerle yalnızca tarihî dokusunu değil, aksiyonun kalbini de temsil etti.

Image

VİYANA –  BEFORE SUNRİSE (1995)

Richard Linklater’ın yönettiği bu film, bir günlüğüne Viyana’da buluşan iki yabancının hikâyesini anlatırken, seyirciyi de şehrin nostaljik tramvayları, kitapçıları ve sokak müzisyenleriyle baş başa bırakıyor.

Image

TOKYO –  LOST İN TRANSLATİON (2003)

Sofia Coppola’nın yönettiği bu film, Tokyo’nun neon ışıkları, otel odaları ve kalabalık caddelerinde geçen melankolik bir yalnızlık öyküsü anlatıyor. Film sonrası Tokyo, yabancılaşmanın ama aynı zamanda büyüleyici bir keşfin merkezi olarak yeniden konumlandı.

Image

ROMA –  LA DOLCE VİTA (1960)

Federico Fellini'nin bu klasiği, Roma’nın gece hayatını, çeşmelerini ve sokaklarını sinema tarihinde ölümsüzleştirdi. Trevi Çeşmesi’ndeki unutulmaz sahne hâlâ turistlerin en çok taklit ettiği karelerden biri.

Image

MALTA –  POPEYE (1980)

Robin Williams’ın Temel Reis karakterini canlandırdığı bu film, Malta’nın kuzeybatısındaki Anchor Bay koyunda kurulan özel bir platoda çekildi. Bugün hâlâ ayakta olan bu film seti, “Popeye Village” olarak turistik bir köy haline getirildi. Rengârenk ahşap evleri, sahil manzarası ve masalsı atmosferiyle burası hem sinema hem de seyahat tutkunlarının gözdesi oldu.