Yeni bir çalışma, evrenin aslında gelişmiş bir sanal gerçeklik ortamı olabileceğini öne sürüyor.
Bilim dünyasında uzun süredir tartışılan Simülasyon Teorisi, gerçekliğin temel doğasını yeniden sorgulatıyor. 2023 yılında yayımladığı çalışmayla dikkat çeken Portsmouth Üniversitesi’nden fizikçi Dr. Melvin Vopson, evrenin bir simülasyon olabileceği fikrini yalnızca felsefi bir iddia olmaktan çıkarıp bilimsel alana taşıyor.
Dr. Vopson’un çalışması, “bilgi fiziği (information physics)” adı verilen bilimsel yaklaşıma dayanıyor. Bu yaklaşıma göre, evrendeki her şeyin temelinde enerji ya da madde değil, bilgi yatıyor. Bilginin yalnızca soyut bir kavram olmadığını, aynı zamanda fiziksel bir kütleye sahip olduğunu savunan Vopson, bu sayede evrenin yapısının dijital bir sistem gibi çalıştığını öne sürüyor.
SİMÜLASYONUN İZLERİ: SİMETRİ VE DÜŞÜK ENTROPİ
Vopson’un geliştirdiği “infodinamiklerin ikinci yasası”, kapalı bilgi sistemlerinde düzensizliğin (entropinin) zamanla azaldığını belirtiyor. Bu durum, doğada sıkça gözlemlenen simetri olgusunun nedenini açıklayabilir. Çünkü yüksek simetriye sahip yapılar, düşük entropi düzeyine işaret ediyor ve bu da doğanın düzeni tercih ettiğini gösteriyor.
Bilgisayar sistemlerinde kullanılan veri sıkıştırma ve gereksiz kodları silme süreçleriyle benzerlik kuran Vopson, doğanın da bilgi “temizliği” yaptığını, bu durumun ise evrenin bir yazılım tarafından çalıştırılıyor olabileceği fikrini desteklediğini ifade ediyor.
“Evrenin işleyişi, tıpkı gereksiz verileri silen bir bilgisayar sistemine benziyor. Bu durum, simülasyon olasılığını güçlendiriyor,” diyor Dr. Vopson.
GERÇEKLİĞİ ÖLÇME DENEYİ YOLDA
Vopson, teorisini deneysel olarak da test etmeyi planlıyor. Tasarladığı deneyde, temel parçacıkların bilgi içeriklerinin “silinerek” geride kalanların ölçülmesi hedefleniyor. Bu deneyin başarılı olması durumunda, yalnızca simülasyon teorisine değil, aynı zamanda evrende beşinci bir madde halinin varlığına dair de önemli bir ipucu elde edileceği belirtiliyor.
Her ne kadar deney için başlattığı kitlesel fonlama kampanyası hedefe ulaşamamış olsa da Vopson, bilimsel çevrelerde tartışmaları derinleştiren bu iddiasını sürdürmeye kararlı.
